İsrail: Ordumuz Gazze'nin merkezine girdi

İsrail: Ordumuz Gazze'nin merkezine girdi

İsrail Savunma Bakanı: Ordu Gazze şehir merkezine girdi. İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant "İsrail Ordusu Gazze şehrinin merkezine girdi. İnsani ara verilmesi için rehineler İsrail'e geri dönmeli" açıklaması yaptı.

İsrail Savunma Bakanı: Ordu Gazze şehir merkezine girdi... İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant "İsrail Ordusu Gazze şehrinin merkezine girdi. İnsani ara verilmesi için rehineler İsrail'e geri dönmeli" açıklaması yaptı

AA'nın Gazze-Kudüs muhabiri Mücahit Aydemir Habertürk'e konuştu.

Aydemir son tabloyu şöyle özetledi:

"GAZZE'YE GİRİŞİN NE ÖLÇÜDE GERÇEKLEŞTİĞİNİ SÖYLEMEK ZOR"

Biraz önce sınırın sıfır noktasındaydık. 'Şu an Gazze'nin merkezindeyiz' açıklamasına bakacak olursak. 1 haftadır Gazze'nin en kuzey doğusu, en kuzey batısı, Gazze vadisinin İsrail sınırı bölgesinde çatışmaların olduğunu biliyoruz. İsrail'in hava bombardımanının yine bu bölgelerde yoğun şekilde devam ettiğini biliyoruz. Bu çatışma noktalarına özellikle Beyt Hanun ve Gazze vadisinin en doğusu İsrail sınırında çatışmalar durmaksızın devam etti. Bu da şunu gösteriyor, Hamas'ın kara operasyonunun devam ettiği yerlerde İsrail'e karşılık verdiğini gördük. İsrail saflarında bazı kayıplar da vardı. Gazze merkezindeki girişin ne ölçüde gerçekleştiğini şu an için söylemek zor. Çatışmaların kara harekatının başladığı noktalarda müşahade edebiliyorduk. İsrail ordusunda kuzey doğu ve Gazze vadisinde girdiği alanlar kırsal alanlardı. 2005'te tamamen Gazze'den çekildiği zaman, sınıra yakın bölgeleri tarım arazileri ve kırsal alanlardan oluşuyordu. İsrail Ordusu'nun ilk günlerde buralarda bulunduğunu gördük. Beyt Hanun gibi yerleşim bölgelerinde oluğunu biliyoruz.

"GAZZE, BİR ASKERİ İLERLEMENİN HEMEN AKABİNDE GELEN BİR ŞEHİR DEĞİL"

Deniz kenarındaki Reşit Caddesi boyunca ilerlediğini gördük. Bu ilerlemelerin El Kerame mahallerinde, yani en kuzeydeki yerleşimler. Beyt Lahya bölgeleri de var. Buraları tamamen bombardımanlardan sonra insansızlaştırılmış bölgeler. İsrail kara operasyonuna başlamadan önce Gazze'ye başlattığı bombardımanda yaptığı en önemli tekrar eden şey Gazze'deki sivillerin güneye göç etmesiydi. Bu gerçekleşmedi. Bu taktiğin ısrarlı şekilde kullanılmasından anlıyoruz ki, oradaki insanların hala orada yaşadığını, nüfusun yarısının kuzey olduğunu biliyoruz. Güneyde de bombalanan yoğun saldırılara maruz kalan yerler olduğunu, oradaki hastanelerin de hedef aldığını biliyoruz. En yoğun yerleşimin olduğu Han Yunus'ta defalarca katliamlar yapıldı. Her bombalamanın ardından çok sayıda insan yaşamını yitirdi. Güneye geçme Gazzelilerin geneli için mümkün olan bir plan olarak görünmüyor. İsrail ordusu sürekli bildiriler atıyor. Ancak tam karşılığını görmedik. Gazze'nin merkezine eğer İsrail askerleri girdiyse, kuzeyde çok rahat girebildiği yerde kayıplar verilmiş iken Gazze'nin şehir merkezinde Selahaddin yolu boyunca çok sayıda irili ufaklı yerleşimler var. Gazze şehri bir askeri ilerlemenin hemen akabinde gelen bir şehir değil. Nüfusu yoğun bölge. Buraya hangi iddiayla girmiş olabilir düşündüğümüzde şu aklımıza gelebilir; belki sahil yolu tarafından biraz daha ilerlemiş olabilir. Orada sahil, kumsal söz konusu. Orası da Gazze şeridinin bir nevi yumuşak karnı olarak değerlendiriliyor. Oradan daha fazla ilerlediğini biliyoruz. Belki oradan biraz daha güneye gelip, Gazze'ye biraz daha yaklaşmış olabilirler. Bunun üzerinden Savunma Bakanının açıklamasını duymuş olabiliriz.

"HASTANELERİN ALTINDA TÜNEL OLDUĞUNA DAİR HİÇBİR KANIT GÖREMEDİK"

Hamas'ın tamamen kontrolünde olan bölgelerde tamamen gizlilik söz konusu. Tünellerin varlığı konusunda. İsrail'in bilgilerinin ne kadar sınırlı olduğunu savaş boyunca gördük. Defalarca hastanelerde tüneller olduğuna dair açıklama yaptılar. Ancak hiçbir kanıt göremedik. Burada gördüğümüz şey, illüstrasyon, bilgisayar üzerinden çizilmiş tahmin üzerinden yürütülen hayal ürünü olarak yorumlanabilir. Şifa hastanesinin krokisini çizip, altında bir tünel olduğuna yönelik, komuta merkezi olduğuna yönelik çok iddialı kelimeler kullanıldı. İsrail'in iddialarının tamamı, özellikle hastanelerine yönelik bombardımanı gerekçelendirmek olduğunu söyleyebiliriz. İsrail'in amacı insanları kovmak ve operasyonu kayıp vermeden yürütebilmek. Netanyahu ülkede adeta istenmeyen adam duruma gelmişti, ordu ile karşı karşıya gelmişti. Bu savaşla bir entegrasyon söz konusu. Bunun propaganda olduğunu düşünebiliriz. 16 hastane kullanılamaz durumda. Aynı zamanda İsrail sadece Şifa değil, Kudüs, Endonezya hastanesinin Hamas tarafından kullanıldığını ileri sürmüştü. İstihbarat anlamında, askeri plan anlamında ne kadar mantıklı geliyor açıkçası soru işareti.

"GAZZELİLER 'BU KEZ BURADAN TEHCİR EDİLMEYECEĞİZ' DİYOR"

Bugün bir grup Filistinlinin ellerinde beyaz bayraklarla Selahaddin Caddesi üzerinden güneye doğru giderken görüntülerini yayınladı İsrail televizyonu. Bir grup insan gitmiş olabilir. Buna karşı Gazze'deki hükümetten açıklama yaptı. İsrail, bombalanan evden ayrılan insanların görüntülerini çekip tamamen tahliye ediliyormuş gibi bir haber vermek istiyor, dendi. İki ay boyunca çok yoğun bombardımana hepimiz şahit olduk. Hiçbir zaman kitlesel göçe hiç şahit olduk. Kara harekâtı başlayalı 1 hafta oldu. Bu giden kitlenin mevcut bulundukları pozisyonda beyaz bayrak taşıma ihtiyacı duymuş olabilirler. Gazze vadisi kırsal bölge, oradan geçmek istedilerse beyaz bayrak kaldırmışlardır. İsrail onları vurmak yerine videosunu çekip yayınlamış olabilir. Gazze'nin merkezinin şu ana kadar boşaltılmadığını iyi biliyoruz. Gazzelilerle yapılan röportajlarda, bizim görüştüğümüz Gazzeli 'Biz 48'de Yafa'dan bir kere tehcir edildik, bu kez buradan tehcir edilmeyeceğiz' demişti. Gazzelilerde böyle bir duygu var. Bu toplu göç konusunda şu ana kadar böyle bir şey yok. İsrail ilk günden itibaren her gün yüz binlerce broşür ve kâğıt bildiriler attı havadan. 'Güvenliğiniz için güneye gidin' dendi. Ancak biz bunun karşılığını görmedik. İnsani nedenlerle küçük bir hareketlilik olabilir. Ama bunun Gazze'nin geneli için geçerli olduğunu söyleyebiliriz.

HABERE YORUM KAT
2 Yorum