Yüksek eğitimli Türkler, Erdoğan’dan utanıyor

Yüksek eğitimli Türkler, Erdoğan’dan utanıyor

Almanya’da yapılan bir araştırma, Türk kökenlilerin eğitim seviyesi arttıkça, Erdoğan sempatisinin azaldığını ortaya çıkardı. Yüksek eğitimli Türkler, ülkelerinin hırsızlık ve yolsuzluk gibi kavramlarla anılmasından utanıyor. 

OKTAN ERDİKMEN - Almanya’da AK Partili arkadaşlardan sıkça duyduğum bir söz var: Erdoğan’dan önce biz başımız eğik dolaşıyorduk. 

Ben bu ifadeye katılmıyorum. Ne Erdoğan’dan önce, ne de Erdoğan’dan sonra, Avrupa’da yaşayan Türklerin başlarını öne eğmeleri için herhangi bir sebep yok.

Ancak son dönemde ülkemizde siyasetçilerin sürekli yolsuzluklarla ve hırsızlıklarla birlikte anılması, gazetecilerin tutuklanması, muhalefet milletvekillerinin hapse atılması, halkın her geçen gün daha da kötü ekonomik şartlarda yaşamasına rağmen, cumhurbaşkanının bin odalı saray yaptırması, lüks Alman arabalarıyla ve Amerikan uçaklarıyla gezmesi, ailesine gönderilen milyon dolarların kaynağını açıklayamaması ve ‘sahte’ denilen diplomasını bir türlü çıkarıp gösterememesi gibi nedenlerden dolayı, iki dönemden birinde başımı öne eğecek olsam, Erdoğan sonrası dönemde eğerim.

Gerçekten yolsuzluklar ve hırsızlıklar karşısında başkaları adına da olsa utanıyorum. Yoksulluğun kol gezdiği bir ülkede, bakanların yüz binlerce avroluk saatler takmasından, Cumhurbaşkanı'nın Man Adası'ndan gönderilen milyon dolarları ‘Ne var bunda?’ diyerek savunmasından ve milyonlarca insanın bunu alkışlamasından utanıyorum. 

Geçtiğimiz günlerde, Almanya’da devlet televizyonu tarafından yaptırılan bir araştırma, bu konuda yalnız olmadığımı ve benim gibi düşünen çok sayıda kişi bulunduğunu ortaya çıkardı. 

Öncelikle araştırmada öne çıkan bazı noktaları hatırlayalım:

Almanya’daki Türklerin yüzde 52,7’si son seçimlerde oy kullanmış ve bunların da yüzde 45,3’ü SPD’yi, yüzde 11,5’i Yeşiller’i, yüzde 12,2’si Sol Parti’yi ve yüzde 11,5’i ise CDU’yu tercih etmiş. 

Bunlar, Erdoğan’ın seçimlerden önce Türkiye düşmanı ilan ettiği ve ‘Oy vermeyin’ dediği partiler.  Yani Almanya’daki Türk seçmen, Erdoğan’ı dinlememiş. 

Geçen seçimlere bakıldığında oy tercihlerini değiştirenlerin arasında, Erdoğan’ın sözlerini dikkate aldığını söyleyenlerin oranı sadece yüzde 4. 

Türkiye seçimlerindeki oy tercihlerine baktığımızda da ilginç sonuçlarla karşılaşıyoruz. Başkanlık sistemi referandumunda, ankete katılanların yüzde 60,7’si 'Evet', yüzde 39,3’ü ise 'Hayır' demiş. İlkokul mezunları arasında evet oyu kullananların oranı yüzde 78’e çıkarken, yüksek okul mezunlarında hayır oylarının yüzde 60’ı yakaladığı görülüyor.

Aynı şekilde Erdoğan’a sempati duyanların, Almanya’ya uyum sağlayamayanların, Türkiye’de demokrasi olduğuna ve Almanya’da olmadığına inananların, Türkiye’de gazetecilerin tutuklanmasını haklı bulanların oranı, eğitim seviyesi düştükçe artış gösteriyor.

Bir tarafta ülkesinin kabadayı üslubuyla yarı diktatörlük haline getirilmesinden, hırsızlıkların, yolsuzlukların ayyuka çıkmasından, halk yoksulluk içerisindeyken iktidardakilerin görgüsüzlük sınırını çoktan aşan lüks ve şatafat tutkusundan utanan yüksek eğitimli kesim; diğer tarafta ise bütün bunların başlarını dik gezmelerini sağladığını savunan düşük eğitimli kesim var.

Üstelik bu ikinci grupta yer alan insanlar, Türkiye’de her şeyin mükemmel olduğunu iddia etmelerine rağmen, asla geri dönmek istemiyorlar. Almanya’dan Türkiye’ye dönmeyi düşünenlerin oranı sadece yüzde 22. 

İşte eğitim dediğimiz süreç, kanaatler ve inançlarla, bilimsel gerçekler arasındaki farkın daha iyi anlaşılmasını sağlıyor.

AK Parti, bu nedenle eğitim sistemini darmadağın etti ve 3 ayda bir sistem değiştiriyor.

Çünkü bu sistemden nemalananlar, eğitim sistemi iyi olan bir ülkede ortalığa saçılan rüşvet ve yolsuzluk belgelerini 'dış güçlerin oyunu, büyük resmi görelim, algı operasyonu' gibi sözlerle örtbas edemeyeceklerini çok iyi biliyorlar.

 

Oktan Erdikmen’in diğer yazılarını okumak için lütfen tıklayınız.

Araştırmanın tümüne ulaşmak için tıklayınız.

HABERE YORUM KAT
6 Yorum