İkinci Jön Türkler dönemi başladı

İkinci Jön Türkler dönemi başladı

Abdülhamid dönemindeki sansür ve baskıdan yurt dışına kaçan Jön Türkler, Cumhuriyet devrimlerinin temellerini hazırlamışlardı. Bugün de, AKP politikalarından bunalıp Almanya'ya yerleşen onlarca entelektüel, yeni bir düşünce akımı yaratabilir.

OKTAN ERDİKMEN - Viyana Elçisi, 1791 yılında III. Selim’e gönderdiği raporda, sadece askeri tekniklerle ve ordunun modernleşmesini değil, postanelerin ve hastanelerin yeniden yapılandırılmasını da içeren bilgiler veriyordu. Şahsen muhafazakar bir insan olmasına rağmen, devletin geleceğini ancak batılılaşma yanlısı reformlar yaparak sağlayacağını düşünen Sultan III. Selim, silahların dışında, üniformaların yenilenmesi gibi sembolik değişiklikler de gerçekleştiriyordu. Osmanlı’nın sırrını öğrenmeye çalışan Avrupalılar gitmiş, yerine Avrupa’nın sırrını öğrenmeye çalışan Osmanlılar gelmişti. III. Selim, elçilerin devletin faydalanabileceği bütün halleri öğrenerek peyderpey İstanbul’a yazmalarını, elçilik memurlarının da boş durmayarak her türlü dili ve beceriyi öğrenmelerini istiyordu.

Bu değişimlere çıkarlarını kaybetme korkusuyla karşı çıkan ulema ve yeni ordu kurulmasına isyan eden Yeniçeriler, Şeyhülislam Ataullah Efendi’den padişahın hal edilmesinin caiz olduğuna dair fetva alarak, III. Selim’i tahttan indirip katlettiler. 

İmparatorluğun batılılaşma yanlısı kesimi Rumeli’de, bu isyan büyük tepkiyle karşılandı. Rumeli ayanı, o esnada Tuna’da olan orduyla beraber İstanbul’a yürüdü ve III. Selim’in yerine tahta çıkarılan IV. Mustafa’yı indirip, yerine II. Mahmud’u (Selim isyanda öldürüldüğü için) geçirdiler.

II. Mahmud bu çerçevede reformlara devam ederek kamu yönetiminde modernleşme, posta servisinin ıslahı, üniformalarda - kıyafetlerde değişiklik gibi kararlar aldı. Yurt dışına öğrenci gönderildi ve bu da Avrupa’yı tanıyan bir aydın sınıfının oluşmasına neden oldu. 

İmparatorluğun çöküş döneminde ve özellikle Sultan Abdülhamid'in muhalefete baskıyı arttırdığı yıllarda da, çok sayıda genç Avrupa'ya yerleşti. Bu gençler, Fransa başta olmak üzere, birçok Avrupa ülkesinde basın yayın faaliyetlerine giriştiler. 

Baskıcı yönetime karşı onlarca gazete ve dergi çıkardılar, sansürü deldiler. Bu yayınları postayla Osmanlı topraklarına sokup, dağıttılar. 

Atatürk'ün fikirlerinin ve Cumhuriyet devrimlerinin temelini oluşturan birçok düşünce, gelişimini Jön Türkler'in bu mücadelesine borçludur. 

Osmanlı’nın modernleşme sürecinde, Avrupa’daki düşünce akımlardan etkilenerek ilerici politikaları savunan Genç Osmanlılar önemli roller üstlenmişlerdi. 

Genç Osmanlılar Avrupa’ya ya eğitim için ya da sürgün olarak gelen insanlardan oluşuyorlardı. Dolayısıyla belirli bir siyasi bilince ve ağırlıklı olarak muhalif düşünce yapısına sahiptiler. Geldikten sonra, Avrupa düşünce akımlarını takip edebilecek yetileri vardı. Böylelikle karşılıklı bir etkileşim söz konusu olabildi. O dönemde Avrupa’ya gelen bu ilerici insanlar, öğrendiklerini kendi ülkelerine götürüp uygulama konusunda da oldukça istekliydiler.

Gurbetçiler neden Jön Türk olamadı?

20. yüzyılın ikinci yarısında işçi göçü hareketleri sonucunda Avrupa’ya gelen insanlarsa, işçiydiler. Amaçları, Avrupa’nın düşünce akımlarını keşfetmek değil, en kısa sürede mümkün olan en yüksek parayı biriktirip memleketlerine geri dönmekti.

Avrupa’da gördükleri yenilikleri ve özgür düşünceyi değil, burada biriktirdikleri parayı memleketlerine götürmek istiyorlardı. Amaçları, köylerinde bir tarla ve bir de traktör alabilmekti. 

Aradan geçen sürede bu işçilerin geri dönmeyeceği anlaşıldı. Onların çocukları Avrupa ülkelerinde büyüdüler ve birçoğu meslek sahibi oldular. Aralarından ünlü akademisyenler, gazeteciler, yazarlar ve yönetmenler çıktı. Buna rağmen, gurbetçilerin kültürünü tanıtabilmek dışında, Türkiye’de özgür düşünceyi ilerletebilme misyonuna sahip oldukları söylenemez. 

Bunun temel sebebi, Avrupa’da büyüyen Türk kökenli çocukların, başarılı olabilmek için yetiştikleri ülkenin kültürüne tümüyle uyum sağlamalarıydı. Bu noktada kültürünü yaşatma, ailelerinin geldikleri ülkeyi kalkındırma veya burada demokrasinin gelişmesini sağlama gibi bir amaçları olmadı.

Gurbetçi entelektüeller, Türkiye’nin her zaman güçlü olmasını, eski memleketlerinde demokrasinin ve özgürlüklerin gelişmesini istediler. Ancak içlerinde bunun için mücadele edenlerin sayısı azdır.

İkinci Jön Türkler dönemi

Diğer taraftan, basına ve muhalefete baskının her geçen gün arttığı son yıllarda da, Avrupa'ya yerleşen gençlerin sayısında artış meydana geldi.

Yurt dışında, özellikle de Almanya'da iş bulabilenler ilk fırsatta ülkeyi terk etmeye başladı.

Almanya sokaklarında Türkiye'den gelip buraya yerleşen Türk yazarlar, tiyatrocular, doktorlar ve mühendisler dolaşıyorlar. Berlin'de Türkiyeli Sanatçılar Derneği bile kurdular. Gurbetçiler, bu insanların getirdikleri kültürel birikimden en üst düzeyde yararlanmalılar.

Bu gruba darbe girişiminden dolayı kaçarak Almanya'ya iltica eden FETÖ'cüler dahil değildir. Gülen Cemaati de, cemaatlerin hemen hemen hepsi gibi modernleşmeye ve ilericiliğe karşıdır. Bugün yine modernleşme karşıtı hükümetle ters düşmelerinin sebebi de, bu örgütün ilerici bir örgüt olması değil, gericilikte kimin başı çekeceği kavgasıdır. 

Jön Türkler, bir tarikat şeyhine biat etmeyi değil, bilime dayalı modern düşünceyi benimseyen insanlardır. 

Önümüzdeki dönemlerde, bu yeni Avrupalı Türklerin, Türkiye'deki siyasi tartışmalara çok daha fazla etki edeceklerini göreceğiz. Avrupa ve özellikle de Almanya merkezli yeni dergilere, tiyatrolara, edebi eserlere, yeni düşünce akımlarına ve hatta siyasi partilere hazır olmalıyız. Tarihe tanıklık ediyoruz.

İkinci Jön Türkler dönemi başladı. 

 

Oktan Erdikmen'in diğer yazılarını okumak için lütfen tıklayınız.

HABERE YORUM KAT