Hobiciliği bırakıp, lobicilik yapmalıyız

Hobiciliği bırakıp, lobicilik yapmalıyız

3 Türk’ün bir araya gelince 4 dernek kurduğu Almanya’da, ırkçı parti AfD’nin oyları sosyal demokratları geçti. Lobi dernekleri yerine hobi derneklerinde oyalanmaya devam ettiğimiz sürece, ırkçıları durduramayız.

OKTAN ERDİKMEN - Almanya’da yayımlanan son anket, ırkçı parti AfD’nin oylarının yüzde 16 ile ilk kez SPD’yi geçtiğini gösterdi. Birkaç yıl öncesine kadar ırkçılık, Neonazilik marjinal bir tutumdu. NPD ve PEGİDA ile bağı olanlar işinden atılır, sosyal çevresinden dışlanırdı. Şimdilerde ise mecliste yasal bir muhalefet partisi, bizim vergilerimizle finanse edilen bir ırkçılık faaliyetini açıkça yürütüyor. AfD ırkçılığı normalleştirdi ve aşırı sağcıların etkisi her geçen gün artmasına rağmen, biz onları hala ciddiye almıyoruz.

1930’larda Yahudilerin yaptığı gibi, “Ne de olsa azınlıktalar, o kadar da güçlenemezler” diyoruz. Ancak önceki yazılarımızdan birinde de ele aldığımız gibi, Yahudiler de o dönemde Almanya’da çok etkililerdi. Bilimde, sanatta, teknikte bu ülkeye büyük katkılarda bulunuyorlardı. Kimse Nazilerin başarılı olabileceğini düşünmüyordu.

Kristal Gece’de binin üzerinde sinagog ateşe verilmesine ve 7 bin Yahudi dükkanı yağmalanmasına rağmen, birçok Yahudi “Artık bundan daha kötü bir şey olamaz” diyerek Almanya’dan kaçmayı denemedi. Almanya’nın kendilerine bir süre kötü davranabileceğine ancak sonunda her şeyin düzeleceğine inanıyorlardı.

Hitler de başlangıçta çok zayıftı. Aldığı oy oranı yüzde 2-3’ü geçmiyordu. Etrafında doğru dürüst tek bir kişi yoktu ve kendisi de kimse tarafından ciddiye alınmıyordu. Üniversiteyi kazanamamıştı, iş bulamamıştı. Beş parası yoktu ve Alman vatandaşı bile değildi. Avusturyalı bir göçmendi. Onun yazdıklarını, söylediklerini ciddiye almamak, insanlık tarihinin en büyük trajedisinin yaşanmasına neden oldu.

3 Türk'ten 4'ü dernek kuruyor

Aziz Nesin’in ‘3 Türk'ten 4’ünün şair olduğuna’ dair güzel bir sözü var. Almanya’da da 3 Türk bir araya gelince, 4’ü dernek kuruyor. Ortalık dernek başkanından geçilmiyor. Yıllarca başkanlık yapan bazı kişiler, bunu geçim kapısı haline getirmiş. Üye sayısı 30-40'ı geçmeyen adı büyük, kendi küçük dernekler var. Konsoloslukların düzenlediği ve masrafları da Türkiye’de 3 kuruş maaşla evine ekmek götürmeye çalışan ailelerin ödediği vergilerle karşılanan törenlerde fotoğraf çektirip, sosyal medyada paylaşmak için insanlar birbirini eziyor.

Daha önce de yazmıştım: Almanya’daki tüm Türk toplumu bir araya gelsek, büyükelçisinden iş adamına, dernek başkanından gazetecisine, işçisinden öğrencisine kadar hepimiz birleşsek, Berlin’deki U-Bahn saatlerini değiştiremeyiz.

Sayıları bizim yüzde 1’imiz bile olmayan bazı azınlık grupları ise, milletvekillerini, bakanları değiştirecek lobiye sahip. Meclisten de istedikleri yasayı çıkarabiliyorlar. 

Çünkü onlar lobicilik yapıyorlar. Bizse hobicilk yapıyoruz.

Lobicilik yerine, hobicilik yapmaya devam ettiğimiz ve bir şeyler yapmaya çalışanı da ayağından tutup aşağı çektiğimiz sürece, ırkçıların yavaş yavaş başrolü üstlendiği bu filmde, figüranlıktan kurtulmamız imkansız.

Oktan Erdikmen'in diğer yazılarını okumak için tıklayınız.

 

HABERE YORUM KAT