Bulgar gümrüğünde dezenfekte haracı

Bulgar gümrüğünde dezenfekte haracı

Sıla yolu dönüşünde Türkiye’den Bulgaristan’a giren tüm araçlardan 3 avro dezenfeksiyon haracı kesilmeye devam ediliyor. Bulgaristan’dan gelen otomobiller bedava giriyor. Dışişleri Bakanlığı bu aşağılamayı sadece seyrediyor.

OKTAN ERDİKMEN - Bulgaristan 2011 yılında Türkiye’den giren tüm araçları şarbon hastalığına karşı dezenfeksiyon yaptığı gerekçesiyle para almaya başladı.

Hastalığın ve dezenfeksiyonun bahane olduğunu herkes biliyor. Bulgar gümrüğü, tekerleklere otomatik su sıkan altın göl sisteminden geçen otomobillerden 5,87 leva (3 avro), tırlardansa 20 leva (10 avro) haraç alıyor.

Dolandırıcılık bununla da sınırlı değil. Gümrükte 5,87 leva ifadesi kiril harfleriyle yazıldığı için, uygulamadan haberdar olmayan vatandaşlar, 5,87 avro ödeyip geçiyorlar.

Bazen de gümrük memuru 3 avroluk geçiş ücretini ödeyen vatandaşların 1 avro yerine 1 lira verdiklerini iddia ediyor. El çabukluğuyla parayı değiştirip, ‘Komşu 1 lira verdin’ diye yeniden ayaküstü 3 lira dolandıran memurlar var. Geçerken dikkat edin, memurların önü 1 lira dolu.

Vatandaşsa, dolandırıldığını bile bile, sorun çıkmasın, 3-5 lira için başım belaya girmesin diyerek parayı ödüyor.

Mütekabiliyet tarihe karışalı çok oldu

Bulgar gümrüğü, her sene sınırı geçerek memleketlerine giden yüz binlerce gurbetçi Türkten bu şekilde haraç keserken, Türk tarafı mütekabiliyet ilkesi esasına göre Bulgar plakalı tırlardan 65 lira geçiş ücreti almaya başladı. Ancak Bulgar plakalı otomobiller Türkiye’ye bedava girebiliyor.

Gerçi Almanların nüfus cüzdanıyla girebildiği ancak Türklerin giremediği bir ülkede (Almanya değil, Türkiye’den söz ediyoruz) mütekabiliyet ilkesi tarihe karışalı zaten çok olmuştu.

Biri sınıra duvar örer, biri uçak kapısında köpekle arama yapar, biri arabalara su sıkarak dezenfekte ettiğini iddia eder. Dünya lideri biz miyiz, Bulgaristan mı, belli değil. 

Vatandaş sınırda göz göre göre kazıklanırken, olaya müdahil olması beklenen Dışişleri Bakanlığı sitesinde, Türkiye’nin alenen aşağılanmasına ve hastalıklı bir ülke gibi gösterilmesine dair tek bir cümle yok. Olan bitene kimse ses çıkarmıyor.

Zaten ses çıkarması beklenen Dışişleri Bakanı Dominik Cumhuriyeti’nde Survivor adasında.

Gurbetçi ise Almanya’dan Fransa’dan çıkıyor, dolandırıla dolandırıla Kapıkule’ye kadar gidiyor. Sonra da çoğu zaman kendi vatandaşı tarafından dolandırılıyor. Holdinglere kaptırdığı paradan kalan, dişinden tırnağından arttırdığı 3 kuruşla ‘Memlekete gidelim, çoluk çocuk Türk olduğunu unutmasın’ diye çırpınıyor.

Asıl Survivor bu. 

 

Oktan Erdikmen'in diğer yazılarını okumak için lütfen tıklayınız.

HABERE YORUM KAT