Almanya’da Türkler hala güvende değil

Almanya’da Türkler hala güvende değil

Bugün Ludwigshafen’da 9 Türk’ün yakılarak öldürülmesinin 10. yıldönümü. Ancak göçmen kökenlilere yönelik sistematik ırkçılık ve ayrımcılık artarak sürüyor. Cinayetlerin üzeri örtüldü, sorumlular hala görevde.

OKTAN ERDİKMEN - Bugün Almanya’nın Ludwigshafen şehrinde bir apartmanın yakılmasının ve 9 Türk’ün öldürülmesinin 10. yıldönümü. Aradan geçen sürede ne yangının çıkış sebebi tespit edilebildi, ne de sorumlular hesap verdi.

Sadece bu değil, NSU terör örgütünün işlediği cinayetlerin de hesabı sorulmadı. Almanya’da bu ırkçı örgüt 1999’dan itibaren 8’i Türk 10 kişiyi öldürdü. 10 banka, 4 postane şubesi ve 1 market soyarak, yüz binlerce avro çaldı. Alman medyası bu cinayetlerin arkasında Türklerin içine sızması çok güç olan dünyasının olduğunu ileri sürdü.

Oysa bu cinayetlerin arkasında olan, en azından bunlara göz yuman devlet içerisine kümelenmiş aşırı sağcı - ırkçı bir yapı var.

18 Kasım 2011’de komando birlikleri, son anda gelen bir emirle teröristlere operasyon düzenlemekten vazgeçtiler.

Halit Yozgat cinayeti esnasında, Hessen Eyaleti Anayasayı Koruma Dairesi’nde çalışan bir memur, cinayetin işlendiği internet kafede bulunuyordu. Cinayetin ardından ortadan kayboldu.

2011 Aralık ayında, deliller yok oldu. Dinleme kasetleri de imha edildi.

Beate adlı terörist Münih’te mahkemede gülücükler saçarak yargılanıyor. Cinayetlerin arkasındaki asıl faillerin yakalanması konusunda ise kimsenin umudu kalmadı.

Geçtiğimiz yıl Alman ordusunda 400 yeni aşırı sağcı vakası incelemeye alındı. Önceki dönemde bir üsteğmen, kendisini sığınmacı olarak tanıtıp mülteci evlerinde yaşamış. Bombalı saldırı planları yaparken tutuklandı.

Irkçı parti yüzde 13 oy alarak meclise girdi. Büyük koalisyon kurulursa anamuhalefet partisi olacak. Nazi partisi NDP’ye oy verenler artık büyük ölçüde AfD’yi destekliyor. Partileri değişti ancak görüşlerinde herhangi bir değişiklik yok. Nazi olmak utanç verici bir şey. Almanya’da ‘Naziyim’ derseniz işinizi, sosyal çevrenizi, dostlarınızı kaybedersiniz, hapse bile girebilirsiniz. Oysa aynı kişi olarak AfD içerisinde serbestçe siyaset yapabilir ve mecliste komisyon başkanı olabilirsiniz.

Ludwigshafen’ın ardından 10 sene geçti. Almanya’da hala Türk cinayetleri yaşanıyor ve bunların önemli bir kısmı aydınlatılamıyor.

Bugün Almanya’da artık ırkçı cinayet işlenmez ve devlet içinde kümelenmiş gizli ırkçılar bunları örtbas etmez diyen tek bir kişi bile bulamazsınız.

Evet, bugün Neonaziler ve yeni adıyla aşırı sağcılar geniş topluma göre oldukça zayıf durumda. Ancak Hitler de öyleydi.

Doğru dürüst bir eğitimi, mesleği yoktu. Yüksek okul giriş sınavını kazanamamıştı. Ailesiyle arası iyi değildi, arkadaşı, dostu bulunmuyordu.

Hatta Alman vatandaşı bile değildi. Avusturyalı, parasız bir göçmendi.

İktidara geldiğinde Almanya da Avrupa’ya göre zengin değildi. 1940’ta Alman ekonomisi 400 milyon dolar civarındaydı. Birkaç ay içerisinde işgal ettiği ülkelerin ekonomisi ise 650 milyon dolardan fazlaydı.

Dolayısıyla, ırkçılık görece zayıf da olsa, hepimizi tehdit etmeye devam ediyor.

Birkaç yalan haberle yabancıların kaldığı binaları yakmaya hazır olan yüz binler, bunlara sessiz kalmaya hazır olan milyonlar var.

Almanya’da güven içerisinde yaşayabilmemiz için, meslek sahibi olarak bu ülkenin politikalarını belirleyen görevlere gelmemiz şart.

Bunun için de önce yüzde 14 olan üniversiteye gitme oranımızı, yüzde 54 olan geniş toplumun üniversiteye gitme oranının üzerine çıkarmalıyız.

 

Oktan Erdikmen'in diğer yazılarını okumak için lütfen tıklayınız.

HABERE YORUM KAT