Viyana'da günün sorusu: İslam düşmanı Hofer neden hâlâ o görevde?

Viyana'da günün sorusu: İslam düşmanı Hofer neden hâlâ o görevde?

Provokatif bir çıkışla İslam ve Müslümanlar hakkında aşağılayıcı betimlemeler yapan FPÖ lideri ve Avusturya Meclisi Üçüncü Başkanı Norbert Hofer'in neden ve nasıl hâlâ o koltuklarda oturabildiği soruluyor.

Geçen hafta Avusturya'nın başkenti Viyana'daki bir seçim konuşmasında Müslümanların kutsal kitabı Kur'an'ın koronavirüsten daha tehlikeli olduğunu iddia ederek, farklı dinlerden toplumları birbirine düşman edici bir dil kullanan aşırı sağcı FPÖ (Avusturya Özgürlük Partisi) lideri Norbert Hofer'e tepkiler sürüyor. 

Viyana'da 20 yıldır yayımlanan Yeni Vatan gazetesinin internet sitesinde (yenivatan.at), bu tepkilerin bir dökümü yapıldı. Haberde, özetle şu saptama ve vurgular dikkat çekti:

“Avusturya Parlamentosu Üçüncü Başkanı ve aşırı sağcı FPÖ'nün lideri Norbert Hofer, 16 Haziran salı günü Viyana Viktor-Adler-Markt bölgesinde yaptığı konuşmada, kelimesi kelimesine şunları ifade etmişti: 'Koronadan korkmuyorum, Kur'an koronadan daha tehlikelidir.' 

Daha sonra bu sözlerini oe24tv'da, 'Ağzımdan kaçmadı, bilinçli bir şekilde söyledim' sözleriyle tasdik eden Hofer'in, bununla kalmayıp kendisine Müslümanlar tarafından tehdit geldiğini, Red Bull’un sahibine ait Servus TV’de 'İnşallah tüm Müslümanlar beni tehdit eden Müslümanlar gibi terörist değildir' diyerek Müslümanlara karşı toptan ikinci bir çirkin yakıştırma, aşağılama, kışkırtma ve iftirada bulunması dikkat çekti.

NASIL VE NİÇİN ENTEGRE OLSUNLAR?

En sonda sorulması gereken soruyu ilk başta soralım: Avusturya Cumhuriyeti’nin Meclis Üçüncü Başkanı gibi en üst makamlarından birini işgal eden bir kişinin, Avusturya’da yaşayan Müslümanları veya Türkleri 'insan kimliğinden çıkarıp' (Entmenschlichung) koronavirüs gibi hastalık yayan ölümcül ve bulaşıcı bir parazite benzetmesinden sonra, bu insanlar nasıl ve niçin entegre olsunlar?

NAZİ ÜSLUBU

Avusturya’da birçok sivil toplum örgütü ve dini alandan gelen insanlar, Meclis Üçüncü Başkanı Norbert Hofer’in, koronavirüs-Kur’an benzetmesini “Nazi üslubu” bir konuşma olarak değerlendirip sert eleştirilerde bulundular. 

Ayrıca  Yeşiller Partisi ve ÖVP, Norbert Hofer’i istifaya davet etti. SPÖ pek sesli olmayan eleştirilerde bulundu. Protestan ve Katolik Kiliseleri ile İsrail Kültür Cemiyeti (IK), Hofer’in ifadelerini sesli bir şekilde sert eleştirdiler.

Söylenenler örtbas edilmeden, şu soruyu sormalıyız: 'Avusturya asıllı Hitler’in başında bulunduğu kısa adıyla NSDAP (Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi) Yahudilere karşı virüs ve parazit benzetmesini kutsal kitapları Talmud ve Tevrat üzerinden yaparak tarihte en büyük organize soykırıma yol açmıştı. Norbert Hofer bu Nazi üslubuyla (Nazidiktion), Avusturya Parlamentosu Meclis Üçüncü Başkanlığı görevini sürdürebilir mi?'  

Bu soruyu çeşitli kesimlere sorduk. Yeni Vatan gazetesi, bu konuda farklı görüşleri toparladı.

NEOS:  KABUL EDİLEMEZ

NEOS adına Yeni Vatan gazetesine yazılı cevap veren Avusturya Parlamentosu milletvekili Helmut Brandstätter şunları ifade etti: 

'FPÖ Başkanının ifadeleri, bir politikacının ifadeleri olarak kabul edilemez. Avusturya’da din ve devlet işlerini birbirinden ayıran iyi bir sistemimiz var, bunun güçlendirilmesi gerekir. Avusturya Parlamentosu Meclis Üçüncü Başkanı Norbert Hofer’in Avusturya’da tanınan bir dini topluluktaki tüm insanlara hakaret etmesi kabul edilemez. Müslüman inancına mensup birçok insan ülkemiz için her gün çok şey yapıyor. Açık bir özür en azından ahlaki olurdu.'

EDNAN ASLAN: PARLAMENTO DERS VERMELİ 

Viyana Üniversitesi İslam Dini Pedagoji Teolojisi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ednan Aslan, Norbert Hofer’in konuşması üzerine düşüncelerini şu şekilde ifade etti: 

'Avusturya Cumhuriyetin Parlamentosu Meclis Üçüncü Başkanından daha fazla sorumluluk sahibi olması ve toplumu ayrıştırmak için dinleri karşı karşıya getirmemesi beklenirdi. Bay Hofer’in, din eleştirisinde bulunabilmesi için din konusunda yeterliliğe ve derin bilgiye sahip olması gerekir. Gördüğümüz kadarıyla bu bilgilere sahip değil. Dinin eleştirisi, bilgiyi ve eğitimsel hedefleri ve her şeyden önce demokratik bir zihniyet gerektirir. Farklı inançların bir arada yaşadığı bir toplumda laik bir politikacı, dini siyasete alet etmemelidir. Dinler seküler politikanın konusu haline gelirse, çoğulcu-seküler bir toplumun temelleri geri dönülmez bir şekilde bozulur. Bay Hofer siyasi geleceğinin sorumluluğunu kendisi almıyorsa parlamento sorumluluk almalı ve Bay Hofer’e bir demokrasi dersi vermeli, laik-demokratik bir toplum olarak dinlerin siyasallaşmasına ya da dinlerin bölünmesine müsamahamız olmayacağını kendisine göstermelidir.'

LAYIK DEĞİLMİŞ!

Avusturya-Azerbaycan Ticaret Birliği Başkanı Yardım Güneş de Avusturya Cumhuriyet Parlamentosu Meclis Üçüncü Başkanı’nın koronavirüs ile Kur'an karşılaştırması konusunda düşüncelerini şu şekilde ifade etti: 

'Söylediği sözlerle Meclis Başkanı, sınırları çok aşmış olduğunu göstermiştir. Görevinde kalmamalıdır. Bu toplumun en üst makamında görevli bir kişi, bizi koronavirüs ya da parazit olarak görüyorsa, biz bu toplumla niye kaynaşalım ki?'

BİR DİNİ TOPLULUĞUN ŞEYTANLAŞTIRILMASI 

Avusturya devleti tarafından resmi olarak tanınan Dini Topluluk Alevi İnanç Birliği Basın Sözcüsü (ALEVI) de düşüncelerini şöyle ifade etti: 

'Önemli görevlerde bulunan politikacılar, söyledikleri her kelimeye çok dikkat etmelidirler. Meclis Başkanı Norbert Hofer’in söyledikleri kabul edilemez. Böyle bir din eleştirisi olmaz. Bu ifadeler sadece bir tahrik olarak görülemez, aynı zamanda bir dini cemaatin genel olarak şeytanlaştırılmasıdır. Biz, bu ifadelerinden sonra Hofer’in Ulusal Meclis Üçüncü Başkanlığı görevini yapamayacağına inanıyoruz. Ulusal Meclis Üçüncü Başkanının bu sözleri Avusturya’da bir arada yaşam için tehlikeli ifadelerdir.'”

+49-VİYANA

Foto: Reuters

HABERE YORUM KAT