Türkiye’de emeklilik borçlanması

Türkiye’de emeklilik borçlanması

Hikmet-i sebebi bilinmemekle birlikte, bazı dönemlerde toplumun tamamının “kollektif olarak saplandığı” bazı konular vardır.

AV. MEMET KILIÇ* (23 Mart 2008 tarihli yazı)

Parayı “Yimpaş’a mı, Kombasan’a mı yatırayım?”. “İyi düşündünüz mü” diye dahi soramazsınız, çünkü o kararlıdır.

Bir dönem yoğunlukla din tartışılır, yani dini boyutu olmayan hiç bir şey konuşamazsınız. Örnek: “Hocam, sakız çiğnemek oruç bozar mı?”. Bu konuya oturur uzmanlar, ciddi ciddi yanıtlar ararlar. “Oruç tutacaksan sakızdan vaz geç kardeşim, bu soru mu” demek olmaz, işin “raconunu” bozar.

Uzun bir süredir, yurt dışında yaşayan (halen-, eski- ve ya tekrar) Türk vatandaşları, Türkiye’deki sosyal sigorta sistemine “borçlanarak” dahil olmak için can atıyorlar. Sordukları soru: “Yurtdışında yaşıyorum, borçlanabilir miyim?” Yanıt çok basit: “Yurt dışı değil, Mars gezegeninde dahi yaşasanız borçlanabilirsiniz, para sizin cebinizden çıkıyor ya!”. En çok memnun eden de bu yanıt.

Asıl sorulması gereken soru, yanıtı kafa karıştırdığından pek sorulmuyor: “Hangi koşullar altında emeklilik maaşı alabilirim, sağlık sigortasından yararlanabilirim, yurt dışında edindiğim haklarıma bir etkisi olur mu, Dimyad’a pirince giderken evdeki bulgurdan olur muyum?”

Kendini “uzman” ilan eden herkes bunu konuşuyor. Kesin dönüş, ve ya Türk vatandaşı olma konularına verdikleri yanıtlar ise, macera tutkunlarına göre: “Kanun kesin dönüşü gerekli kılıyor, ancak genelge bunu istemiyor, araştırmazlar ise bilmezler.”

Bu, çocuklar kendilerini yaraladıklarında teselli etmek için şöylenen şu söze çok benziyor: “İyileşince geçer”.

Övülen sistemdeki ana sorunlar:

I. Hukuk Karmaşası: Üç ayak üzerine oturmuş (Emekli Sandığı, Bağkur, SSK) bu sistemi, birbiri ile çelişen yüzün üzerinde kanun ve yönetmelik düzenler. Hiç bir hukuk manıtığıyla sağlıklı bir sonuca imkan vermez. Yeni çıkacak yasa bu karmaşayı ortadan kaldırmaktan henüz uzak.

II. Demografik gelişme: Hernekadar şu an Türkiye’deki nüfusun çoğunluğunu gençler oluştursa da, gençlerin % 40’ının işsiz oluşu, her geçen gün emeklilerin sayısının artışı, sosyal sigorta sisteminin büyük bir borç ve açık ile çalışması dikkate alındığında, pek yakında “taşıma su ile değirmen dönmediği” anlaşılacaktır.

III. Kesin Dönüş Koşulu:

1.) Kesin dönüş, emeklilik aylığı bağlanması için kanunun emrettiği bir önkoşuldur. Kanunun emrini, bir müdürlüğün genelgesi değiştiremez. Devlet sizden, kesin dönüşünüzü beyan etmenizi istiyor ise, sizden “yalan beyan” istemiyor.

2.) Kesin dönüş, yurtdışında değil, Türkiye’de yerleşik olmanız anlamına gelir. İster Türk kanunlarındaki “ikametgah” kavramını isterse “yerleşim yeri” kavramını kullanınız, bunun anlamı yaşantınızın orta noktasının nerede olduğudur. Yılın üç haftasını Türkiye’de geçiren, hiçbir makam ve ya mahkeme önünde Türkiye’ye kesin dönüş yaptığını iddia edemez.

IV. Vatandaşlık: Borçlanmada sadece Türk vatandaşı olarak geçirilen sürelerin borçlanılabileceği, Yargıtay tarafından, sonradan Türk vatandaşı olan bir Bulgaristan göçmeninin davasında hükme bağlanmıştır. Sırf “borçlanabilmek” için yaşadığı Avrupa ülkesinin vatandaşlığından vazgeçenler bunu düşünsünler ve öncelikle çifte vatandaşlık ve ya Pembe Kart/Mavi Kart kurumlarına işlerlik kazandırmanın yollarını arasınlar.

V. Avrupa Ülkesindeki Haklar: Haklı olarak “ne yardan, ne de serden geçebilen” Avrupalı Türkler, yaşadıkları ülkelerde bazı sorunlar ile karşılaşabilme ihtimalini herzaman gözönünde bulundurmalılar. Avrupa’daki birçok sağlık sigortası, yurtdışına (bu durumda Türkiye’ye) yerleşen kişiyi sigorta etmiyorlar. Bu konuda Avrupa ülkeleri kartları masaya açtıklarında sorun çıkabilir. Bunu göze alan bu yola girsin.

Bu konunun vatandaşlıktan, oturma iznine varıncaya kadar, her boyutu hakkında bilgi almandan, acele ile adım atmayın. Şimdi “3,5 Dolar, yarın 5 Dolar olurmuş”. Yeni yasa asgari ücretin % 32,5’ini aylık prim olarak ödeme olanağı getiriyor (Madde 57/II). Yurtdışında yaşayan Dolar karşılığı borçlanabiliyor. Doların Türk Lirası karşısındaki değerinin de belirleyici olduğunu unutmayın.

Benim bu konudaki sessizliğimi bozmama, sizin ısrarlı sorularınız, ve “borçlanma” konusundaki kararlılığınız, neden olmuştur.

Umarım sonu hayırlı olur.

Saygılarımla

* Karlsruhe ve Ankara Baroları Üyesi

HABERE YORUM KAT