O gün ne yaşandı... Atatürk: Hitler bana film göndermiş, çıkıp izleyelim

O gün ne yaşandı... Atatürk: Hitler bana film göndermiş, çıkıp izleyelim

Hitler’in gözünü kan bürümüştü. Her Avrupa ülkesinin liderlerini tehdit ediyordu. Atatürk’e hayranlığını zaman zaman dile getiren Hitler 1933 yılının ortalarında Atatürk’e bir film gönderdi.

Türkiye’de devrimler tüm hızıyla sürerken Hitler Balkanlar ve Avrupa’da hain planlar yapıyordu…

Avusturya, İtalya ile işbirliği politikası izlemiş, ancak Avusturya Başbakanı Engelbert Dolfuss faşizmin etkisiyle demokratik rejime son vererek Mart 1933’te diktatörlüğünü ilan etmişti. Avusturya Nazi Partisi’ni yasaklaması ise sonunu hazırlayacaktı...(Hitler tarafından makamında 150 kişinin baskınıyla öldürüldü)
Hitler’in gözünü kan bürümüştü. Her Avrupa ülkesinin liderlerini tehdit ediyordu. Atatürk’e hayranlığını zaman zaman dile getiren Hitler 1933 yılının ortalarında Atatürk’e bir film gönderdi. Filmin içeriği aslında kendi propagandasını yapmasıydı…

ATATÜRK: HİTLER, BANA BİR FİLM YOLLAMIŞ, YUKARI ÇIKALIM DA SEYREDELİM.

28 Mart 1933
Çankaya Köşkü

Gün içinde düşünceliydi. Keçiören civarında gezinti yaptı. Kafasını dağıtacak bir şeyler bulması gerektiğini düşündü. Yaverine, seslendi:

“Mutad zevat’ı toplayınız!”

Akşam sofrada toplanıldı. Yenildi, içildi, ülke sorunları tartışıldı, kısa bir süre sonra konuklarına seslendi:

“Hadi kalkın! Hitler, bana bir film yollamış, yukarı çıkalım da seyredelim.”

Önlerine düştü, üst kata çıkıldı, film başladı. Film, Nazilerin henüz iktidarı almalarından önceki durumlarını gösteriyordu. Omuzlarında silah yerine uzun sopalar. Gayet düzgün ve gösterişli yürüyüşler…

Sahne değişiyor; fakat her sahnede daima Hitler yüksek bir yerde, örgütünü kendi yöntemince selamlıyor... Film, hep tek düzelik içinde sürüp gidiyordu…

Atatürk, ortaya bir sorun attığı zaman, o sorun hakkında düşüncelerini söylemeden önce etrafındakilere sormayı alışkanlık haline getirmişti. O soru, konukların düşüncelerini almak için değil, lanse ettiği sorun hakkında bir başlangıç niteliğinde olurdu.

Film bitti. “Nasıl buldunuz?” diye sordu, sofradakilerin fikirlerini aldı ve son olarak kendi fikrini söyledi:

“Efendim, bu adam, filmde görüldüğü gibi teatral bir atılım ile işe girişti. Bugün bütün Almanya’nın askeri gücü onun elinde… Yarın savaşa girecektir. O ve onun taklitçisi Mussolini savaş hazırlıkları ile uğraşmakta… Evet, yakın bir gelecekte savaşa dalacaklardır. Dalacaklardır, çünkü asker değillerdir, savaş ne demek bilmezler. Savaş, bir felakettir ve hele bu iki müttefik için kesinlikle ölümdür. Talih, Almanya’ya öyle bir toprak vermiştir ki, o her zaman iki ateş arasında kalmaya mahkûmdur…

Gözü kapalı hesapsız, kitapsız kendine güvenme, tamamen otomatik bir ordu sistemi, ilk aşamada korkunç bir kuvvet etkisi yapacak, fakat bir kere bir tarafı sakatlandı mı darmadağınık olacak, o çalışkan millet yere serilecektir. Ortada ne Hitler, ne örgütü kalacaktır. Mussolini’den hiç söze gerek yoktur. O, efendisinin ortadan kalktığı gün yok demektir.”

Kaynak:
Yaşar Gürsoy, Anne O Bizden Biri
Bilal Şimşir, Atatürk’ün Yabancı Devlet Adamlarıyla Görüşmeleri

HABERE YORUM KAT
1 Yorum