"Neden teneffüste Türkçe de konuşulmasın?"

"Neden teneffüste Türkçe de konuşulmasın?"

Emekli bir öğretmen olan Trakya Doğa ve Kültür Derneği Başkanı Ahmet Akgün, Almanya'daki 'tenefüslerde Türkçe konuşulması' tartışması hakkında bir yazı kaleme aldı.

"Okullarda sadece Almanca konuşma zorunluluǧu, Alman saǧcı siyasetcilerin ısıtıp, ısıtıp göçmenlerin önüne koyduǧu konulardan biri. Talep, bu kez CDU Genel Sekreteri Mario Czaja` dan geldi. Czaja`ya göre ögrenciler teneffüste olsalar bile, kendi aralarında anadillerini konuşmamalılar. CDU lideri Merz`de bir TV programında Müslüman çocukları işaret ederek „küçük paşalar“ tanımlaması yapmıştı.

Böylece Almanya`da yabancıların bu topluma uyum saǧlama konusu yine gündeme geldi.Böyle tartışmalar 20 sene önce de olmuştu.2003 yılında „Maço“ kültürünün Arap ve müslüman öǧrenciler üzerindeki etkileri uzun, uzun konuşulmuştu. Merz`ìn bu seferki açıklamalarına tepkiler yaǧdı.Bir parti başkanının müslüman cocukları genelleştirerek böyle hitap etmesi çok talihsiz oldu. Böyle çıkışları daha önce AfD adlı aşırı saǧcı partiden de hep duyardık.

Yakında Berlin`de, Hessen ve Bremen eyaletlerinde seçimler yapılacak. O yüzden bu gibi konuları saǧcı politikacılar tekrar gündeme getiriyorlar. Oy kazanma uǧruna, toplumun huzurunu bozup, ön yargıları azdırıyorlar.

Böylece yaşadıǧımız ülkede yabancılara karşı olan düşmanlık daha da artıyor. Köln`ün çesitli semtlerinde 40 yıl öǧretmen olarak çalışmışlıǧım var.Benim fikrim: çocuklar okulun bahçesinde, teneffüste arkadaslarıyla hangi dili konuşmak isterse o dilde konuşsunlar. Kavga etmeden, kendi dillerinde oyunlar oynamaları çok daha önemli. Teneffüste anadilini yasaklama kuralının uygulanamayacaǧını, bunun kontrol edilmesinin mümkün olmadıǧını da ilave etmek gerek.

Ayrıca 2020 yılında bir aile, çocuklarının okul bahçesinde kendi anadilinin konusmasının yasaklanması üzerine okulu mahkemeye verdi. Mahkeme aile lehine karar verip, anadilin yasaklanamayacaǧını onayladı. Okul ile anlaştı ve o iş tatlıya baǧlandı.

Derste ortak dil Almanca olduǧundan, derste bu dilin konuşulması gerekli. Öǧretmen sınıfta ne olup bittiǧini bilmek ve ona göre hareket etmek zorunda. Çok dilliliǧi hepimiz destekliyoruz. Iki yada üç dil bilen bir çocuǧun beyni çok daha iyi gelişiyor.Bu sav, bilimsel olarakta ispatlanmıştır.

Almanya, göçün üzerinden 40 yılı aşkın bir süre geçtikten sonra, 2000 yılında nihayet bir göç ülkesi olduǧunu kabul etti. Burada hepbirlikte barış içinde yaşamak istiyorsak, farklı uluslardan gelmekte olan farklı diller konuşan insanlara hoşgörü göstermeliyiz. Yaşadıǧımız yerin dilini de en güzel şekilde konuşmaya gayret etmeliyiz. Kurallara da uymalıyız.

Almanya`ya yeni gelmiş çocukların Almanca öǧrenmeleri bazen çok çabuk oluyor, bazen de uzuyor. Iyi bir ortamda, çocuǧun kendini güvende hissettiǧi bir sınıfta öǧrenme daha hızlı olabiliyor. Aksi takdirde çocuklar ya saldırgan ya da içlerine kapalı bireyler olarak karşımıza çıkıyorlar.

Okul ve ailenin bir uyum içinde çalışıp, çocuǧa en uygun öǧrenme ortamını hazırlamaları gerekiyor. Anne ve babaların da eǧitim konusunda çok görevleri var. Aile dili ne ise çocuk önce o dili öǧreniyor. Çocuklarınızla anadilinizi konuşun. Onlara kitaplar okuyup, onları geldiǧiniz ülkede kalan akrabaları ile tanıştırın,onları sinema ve tiyatroya götürün. Spor ve müzik de çok önemli. Kendi anadilini iyi konuşan bir çocuk öteki dilleri daha iyi öǧreniyor.Ayrıca onun sosyal gelişmesi de daha hızlı oluyor.

Her veli toplantısında söylediǧim şeyi birkez daha burada tekrar etmek istiyorum. Kız ve erkek çocuklarınıza eşit davranın. Erkek çocuklarına sonsuz özgürlükler veren aileler sonradan bu yaptıklarından pişmanlık duyuyorlar. Ama çoǧu zaman iş işten geçmiş oluyor. Paşa gibi büyütülen çocuklar ileride iş hayatında, hatta evlendikten sonra aile hayatında da zorlanıyorlar.

Anne-baba olarak, tüm problemleri hep siz ortadan kaldırırsanız, çocuǧunuz nasıl gelişip, olgun bir insan olabilir? Aile bireyleri birbirlerine sevgi ve saygıyla yaklaşıp, zor anlarda hep birbirlerinin arkalarında olduklarını söylemeliler. Böylece çocuklarınızın kendine olan güven duyguları gelişir. Sonuçta hem siz mutlu olursunuz,hem de çocuǧunuz. Toplum da böyle bir çocuk yetiştirdiǧiniz için size teşekkür eder."

Fotoğraf: Ivan Aleksic - Unsplash

HABERE YORUM KAT