Berlin’de yeni çember: Wirecard dolandırıcılığında hükümet ne kadar var?

Berlin’de yeni çember: Wirecard dolandırıcılığında hükümet ne kadar var?

Merkel zor durumda. Başarısız AB Zirvesi sonrasında, Alman siyasetinin orta yerine 1,9 milyarlık bir dolandırıcılık bombası düştü. Çöken Alman finans devi Wirecard ile ilgili skandala hükümetin de bulaştığı iddiaları var.

Dev boyutlarda bir dolandırıcılık skandalı olarak tanımlanan elektronik ödeme sistemleri şirketi Wirecard ile ilgili gelişmelerde Alman hükümetinin ve danışmanlarının da parmağı olduğu iddiaları Berlin’i karıştırdı. Özellikle Başbakanlığın birçok kez Wirecard yönetimi ve danışmanlarıyla bağlantıya geçtiği anlaşıldı. Bunlar arasında hükümetin eski gizli servis koordinatörünün de bulunduğu bildirildi. 

Art arda tutuklamalar ve kaçaklar, Merkel hükümetinin etrafındaki çemberin daraldığına kanıt olarak gösteriliyor.

Alman siyasetinin ilk gündem maddesinde şu sorular gizli: Ödeme güçlüğü içinde bulunduğunu ve borçlarını ödeyemeyeceğini ilan eden Wirecard’ın iflasa gittiğini, içinin boş olduğunu hükümet biliyor muydu? Biliyorsa, ne kadarını biliyordu? Merkel hükümeti bu çöküşe karşı neler yaptı veya yapmadı? 

Federal Meclis’te bu konuda bir soruşturma komisyonu kurulacağı tahmin ediliyor. Hıristiyan demokratlar (CDU/CSU) ile sosyal demokratlar (SPD) arasında kurulan ve önümüzdeki yıl yapılacak genel seçimler öncesinde “Büyük Koalisyon”un çok zor bir döneme girdiği ileri sürülüyor. 

MİLYARLIK BALON

Şirketin üst düzey yöneticisi bir muhbirin ifade ve belgeleri, birçok gözlemciye göre, Wirecard yöneticilerinin 2015 yılında bilanço şişirme kararı aldığını gösterdi. 

DPA’nın bir analizinde,  Başbakan Angela Merkel ve başbakanlık dairesinin, 2018 yılı sonunda Wirecard ile bağlantı kurduğu, bu ilişkilerde eski istihbarat sorumlularından Klaus-Dieter Fritsche’nin bir rolü olduğuna dikkat çekildi. Fritsche’nin hükümet ortağı CSU üyesi olması tabloyu daha da karıştıran bir ayrıntı oldu. 

Fritsche’nin, Wirecard için başbakanlık nezdinde lobi çalışması yaptığı, bu arada geçen yılın 11 Eylül’ünde Merkel’in iktisat danışmanlarıyla bir araya geldiği belirtildi. Bu toplantıda Wirecard yöneticilerinin de yer aldığı öne sürüldü. Toplantının önemi, Merkel’in aynı ay yapılan Çin gezisinde Wirecard’ın bir Çin finans şirketini devralması için Pekin nezdinde ağırlığını koymasından kaynaklanıyor. Hükümet Sözcüsü, Başbakan Merkel’in o gezi sırasında Wirecard’ın ağır düzensizlikler içerdiği bilgisine sahip olmadığını hatırlattı. 

ORGANİZE TİCARİ SAHTEKÂRLIK

Dün (çarşamba) Almanya merkezli elektronik ödeme sistemleri şirketi Wirecard AG’nin eski Üst Yöneticisi (CEO) Markus Braun’un tekrar gözaltına alınması, iddiaların ciddiye alındığına yeni bir kanıt olarak değerlendirildi. Münih Savcılığından yapılanaçıklamada, “organize ticari sahtekârlık” ve “piyasa manipülasyonu” suçlamasıyla aralarında Markus Braun’un da bulunduğu 3 kişinin gözaltına alındığı bildirildi.

Savcılığın, şirket hakkında geriye dönük 2015 yılı itibarıyla soruşturma açtığı ve kayıp paranın 3 milyar avro olabileceğinden şüphelendiği belirtildi. Soruşturma kapsamında daha önce tutuklanan ancak 5 milyon avro kefaletle serbest kalan eski CEO Braun tekrar gözaltına alındı.

Alman medyası, savcının iddialarının doğrulanması halinde, bunun, Dax gibi Alman ekonomisinin en büyük şirketlerinin dahil olduğu bir kurumda işlem yapan “Wirecard’ın 2015’ten bu yana bir suç çetesi tarafından yönetilmiş olabileceği” anlamına geldiğini yazdı.

HEM CDU, HEM SPD: BULAŞMIŞLAR

Uzmanlar, Wirecard şirketindeki durumun İkinci Dünya Savaşı’nın ardından Almanya tarihinin en büyük dolandırıcılık davası haline dönüşebileceği yorumunda bulunuyor. Hakkında tutuklama kararı bulunan şirketin Eski Satış Direktörü Jan Marsalek’in ise Almanya dışına kaçtığı iddia ediliyor. Bazı kaynaklar Marsalek’in Beyaz Rusya veya Putin’in yakınlarında olabileceğini de öne sürüyor. 

Wirecard, haziran ayında yaklaşık 1,9 milyar avroluk “uydurulmuş kaydi para” ve bunları içeren sözde hesaplar olduğunu itiraf etmiş, hemen arkasından da borç ve diğer yükümlülüklerini yerine getiremeyecek durumda olduğunu bildirerek iflasa yürüdüğünü duyurmuştu. 

Almanya’da muhalefetin de harekete geçmesiyle hükümetin iki partisi Hıristiyan demokratlar ile sosyal demokratların hesap vermeye hazırlandığı gözleniyor. 29 Temmuz’da Maliye Bakanı Olaf Schulz (SPD) ve Ekonomi Bakanı Peter Altmaier (CDU) maliye komisyonunun sorularını yanıtlayacak. Federal meclisteki bu oturumun kamuya kapalı olacağı bildirildi. 

Bütün bu ilişkilerin Merkel yönetimini yeni bir çıkmaza ittiği yolundaki değerlendirmelere medyada daha sık rastlanmaya başladı. 

+49 – BERLİN

HABERE YORUM KAT