Yeşil siyasetçi Memet Kılıç: “Almanya’nın ırkçı terör sorunu var”

Yeşil siyasetçi Memet Kılıç: “Almanya’nın ırkçı terör sorunu var”

Yeşil siyasetçi Memet Kılıç Almanya’nın ırkçı terör sorununa işaret etti. Kılıç istihbaratın demokratik denetime açılması talebinde ısrarlı olduklarını dile getirdi.

Almanya'da geçen yıl 2 Haziran'da ırkçılar tarafından katledilen  Kassel Bölge Valisi Walter Lübcke, ölümünün birinci yılında anılıyor. İkinci Dünya Savaşı’nın üzerinden onlarca yıl geçmesine rağmen  Almanya’da politikacılar yine siyasi görüşleri yüzünden ırkçı teröristlerin kurbanı oluyorlar.

12 BİNDEN FAZLA ŞİDDET EĞİLİMLİ IRKÇI VAR

Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas o dönemde yaptığı açıklamada Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) örgütü cinayetlerinin yıllarca aydınlatılamamasının ve Lübcke’nin“tiksindirici bir nefretin hedefi olmasının” uyarı niteliğindeki felaket habercileri olduğunu kaydetmişti. Bakan Maas, Almanya’da 12 binden fazla şiddet eğilimli aşırı sağcının bulunduğunu, bunlardan 450’si hakkında yakalama kararı bulunmasına rağmen hâlâ saklanmayı başarabildiklerini hatırlatarak, yaşananların aşırı sağcı terörü görmezden gelenler için bir “uyanma çağrısı” olduğunu da vurgulamıştı.

NEFRET SÖYLEMİNE VE IRKÇILIĞA KARŞI YASA PAKETİ 

Cinayetin birinci yıldönümünde ise Federal Adalet Bakanı Christine Lambrecht, Lübcke'ye düzenlenen saldırıyı “demokrasiye saldırı” olarak niteledi ve ‘ırkçılık ve anti semitizmle mücadeleye ilişkin yasa teklifinin siyasi öncelik taşıdığına dikkat çekti.  Adalet Bakanı, ceza yasasının ağırlaştırılması gerektiğini belirterek, sosyal medyada suç niteliğindeki içeriklerin de bildirim zorunluluğu olmasını istedi. Vali Lübcke’nin ölüm yıldönümünde siyasiler aşırı sağla mücadelenin kararlılıkla yürütülmesi yönünde mesajlar veriyorlar.

unnamed-(1)-001.jpg

Birlik'90 / Yeşiller partili Memet Kılıç 2009-2013 yılları arasında Federal Meclis'te  milletvekili olarak görev yapmıştı

Almanya’da radikal sağ şiddet ve ırkçı hareketin son durumunu Federal Göç ve Uyum Meclisleri Birliği Başkanı Memet Kılıç sorularımızı yanıtlayarak değerlendirdi:

unnamed-(2).jpg

Aşırı sağcı Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) üyelerinin 2000-2007 arasında işlediği cinayetler Kasım 2011’de ortaya çıkana kadar yıllarca aydınlatılamadı. Kurbanların sekizi Türk, biri Yunan ve biri de Alman polisti

LÜBCKE CİNAYETİ İLE NSU BAĞLANTILARI

-Kassel Bölge Valisi Walter Lübcke cinayeti neyi temsil ediyor?

MEMET KILIÇ - Bir olaya terör denebilmesi için bir sistematiğinin olması gerekiyor. Vekilliğim döneminde bu konu üzerinde çok durdum ve hakikaten polisin bu suçları işleme istatistiği de değişti. 

unnamed.png

Almanya'da geçen yıl 2 Haziran'da ırkçılar tarafından  katledilen  Kassel Bölge Valisi Walter Lübcke ölümünün birinci yılında anılıyor

Artık bu saldırılar Almanya’da ırkçı saldırılar olarak kayıtlara geçiyor. Saldırının terör olarak nitelendirilebilmesi için de sistematiği olması gerekiyor. Lübcke’nin öldürülmesi de bizi yeniden harekete geçirdi. NSU cinayetleri 2011 yılında ortaya çıktığında bir şok etkisi yaratmıştı. Ne yazık ki o dönemde “Kurbanların ailelerinde mi bir sorun var?” ya da “Mafya hesaplaşması mı?” soruları telafuz ediliyordu. Ne zaman iş güvenlik birimlerine gitse orada durmuştu. O zaman biz istihbarat teşkilatlarının çalışma tarzı üzerinde durduk. Zamanın istihbarat şefi Heinz  Fromm iki danışmanı ile bizi ziyaret etti ve bu konunun üzerine gideceğini söyledi. Daha sonra görevini bırakmak zorunda kaldı. O dönemde birçok dosyayı istihbarat kaybetmişti. Federal Kriminal Dairesi Başkanı Jörg Ziercke, buna rağmen “Her şey yolunda” diyen garip bir adamdı. Görev süresi uzatıldı. Ziercke ile o zaman çok kapışıyorduk. Bugün birlikte bir yayın kuruluşunun danışma kurulundayız. Eskisi gibi tartışmıyoruz.

unnamed-(3).jpg

Federal Kriminal Dairesi Başkanı Jörg Ziercke ile Yeşil politikacı Memet Kılıç 

Elbette istihbarat ajanlarını, muhbirlerini korur. Ancak bir hukuk devletinde bu ajanların suç işleme hakkı yoktur. Yasaktır. Muhbirler en fazla onlardanmış gibi davranıp Hitler selamı verirler, ama adam öldüremezler. Bizi alarma geçiren ise Lübcke cinayetinde yine konunun Kassel’e gitmesiydi. Orada NSU ırkçı cinayetleri çerçevesinde Halil Yozgat öldürülmüştü. İstihbarat çalışanının Andreas Temme’nin Yozgat cinayeti günü o internet kafede olduğu ortaya çıktı. İşte o bölgede, Kassel’de Lübcke cinayeti işlendi. Federal Göç ve Uyum Meclisleri Birliği Başkanı olarak bu konunun üzerine ısrarla gidiyorum. Almanya’nın hakikaten bir ırkçı terör sorunu var. Almanya’da hukuk devleti hâlâ işlerken burada anayasaya sahip çıkalım. 

unnamed-(4).jpg

NSU örgütü 10 kişiyi öldürmek, iki bombalı saldırı ve 15 soygun düzenlemekle suçlanıyordu. Beate Zschäpe ve diğer iki örgüt üyesi Uwe Böhnhardt ve Uwe Mundlos 1998 – 2011 tarihlerinde yeraltına inmişti. Mundlos ve Böhnhardt’ın, başarısız bir banka soygununun ardından intihar ettiği duyurulmuştu. Bu olayın ardından Beate Zschäpe, Mundlos ve Börnhardt ile Zwickau’da birlikte yaşadığı daireyi ateşe vermiş ve birkaç gün sonra da polise teslim olmuştu.

FİKRİ SAĞLAR’DAN GLADYO SORUSU

Diğer taraftan Sayın  Fikri Sağlar, bu işin ardında gladyo olabilir mi, sorusunu yöneltti. Bu soru bizim de resime daha farklı açıdan bakmamızı sağladı. Belki de o ülkenin iç dinamiklerini değiştirmek isteyen başka oyunlar da dönüyor olabilir. Arkasına bakmakta yarar var. NSU davasını takip etmeye gayret ettim. Mahkemeden çok şey beklendi. Sanki mahkeme detektiflik yapacak. O görev, istihbaratın ve inceleme komisyonunun göreviydi. Dosyaları yok ettilerse araştıracak bir şey kalmamış demektir. Kurumları güçlendirmek gerek. İstihbaratların demokratik kontrole açılması gerekir. Meclisin kontrolü olabilmeli. NSU meselesi ardından istihbarat teşkilatlarının personelinin yenilenmesi ve şeffaflık talep ettik. Muhbirleri nasıl yönetiyorlar, bu konu kontrol edilebilmeli. Bu konuda ısrarlı olmaya devam edeceğiz. Hukuk devletinin şaibeli hale gelmemesi için çalışıyoruz. 

unnamed-(5).jpg

Başbakan Angela Merkel ve Federal .göç ve Uyum Meclisleri Birliği  Başkanı Memet Kılıç geçen şubat ayında Berlin'de bir araya gelmişti

İNTERNETTE NEFRET SÖYLEMİ VE IRKÇILIĞA AĞIR CEZALAR 

-Sertleştirilmiş, nefret söylemi ve ırkçılıkla mücadeleye ilişkin yasa paketi ne getirecek?

MEMET KILIÇ - Hanau’da ırkçı saldırı  sonrasında Berlin’de düzenlenen toplantıya Başbakan Angela Merkel, İçişleri Bakanı Horst Seehofer, federal kriminal dairesi ve istihbarattan görevliler katıldı. Bakan Seehofer ile ayaküstü sohbet ederken söz konusu yasa tasarısından söz etmişti. Tasarı mecliste o saldırı gününe denk gelmişti. Korona nedeniyle de bu konuda yol alınamadı. Şimdi bu yasa tasarısının getirilmesi çok önemli. İnternet alanında şiddet ve nefret içerikli mesaj görüntü ve ses kayıtlarına ve bunları yayınlayanlara ceza yaptırımları geliyor. Fiziksel saldırıdan önce ortam oluşuyor. Örneğin sağ popülist AfD’nin söylemlerini esas alıp internette nefret saçıyorlar Müslümanları, Yahudileri hedefe koyuyorlar. 

“KURUMLARDA ÇOĞULCULUK VE GÖÇMENLERİN OLMASI GEREKİR”

- Almanya’nın başına bela olan kurumsal ırkçılıkla nasıl mücadele edilmeli?

MEMET KILIÇ - Polis ortaya bir olay çıktığında, bunun arkasında ırkçılık var mı, diye araştıracağına gözlerini başka tarafa çevirip mafya araştırmasına giriyorsa, işte bu kurumsal ırkçılık olur. Buna karşı koymanın bir yolu kurumlarda çoğulculuk içinde göçmenlerin olması. Irkçılığa karşı mücadele, kurbanların güçlendirilmesiyle başarılı olur. Güvenlik sistemleri içindeki demokratik kontrolü arttırmak, polis savcılar arasında göçmenlerin olmasını sağlamak. Gerekli yasaları çıkarmak gerekir. 

TRUM GARP KURNAZI

- George Floyd’un polis tarafından katledilmesinin ardından ABD’de ortaya çıkan ayaklanmalar Avrupa ülkelerinde de destek buldu. Neredeyse uluslararası bir harekete dönüştü. Bunun Almanya’ya yansıması nasıl olur?

MEMET KILIÇ - ABD Başkanı Donald Trump’ın “Korkunç bir saldırıydı. Polisleri görevden uzaklaştırdık, takipçisiyiz, kurbanın ailesiyle görüşüyoruz” demesi gerekirdi. Ama ne yaptı? Donald Trump hiç de aptal değil. Aksine kurnaz. Bu da batı kurnazı, garp kurnazı. Bu işi kötü kullanacak gibi. Irkçılar, popülistler hep çoğunluklara oynar. Trump güçler ayrılığının bitirildiği rejim arzusu içinde. Bu işten yine onlar kârlı çıkarlar. Kasımda seçimler var. Yağma yapanları görüntülüyorlar, bunları çapulcu diye gösteriyorlar. Bu istikamette körükleme çabası var. Gezi olaylarının üstüne nasıl gittilerse, aynı istikamette gidiyorlar. Totaliter kafalar sürekli düşman yaratarak yol alırlar. Bir demokrasinin özelliği sandık kurmak değildir; azınlık haklarının korunabildiği, söz söyleyebildiği özgür iradenin ismidir demokrasi. 

Tabii ki, Almanya’ya yansımaları olacaktır. Yükselen sese buradan da destek gelecektir. Ki geliyor da. Irkçılığa maruz kalanlar da destekleyecekler tabii. Önümüzdeki günlerde de bu gösteriler devam edecektir. Umarım barışçıl olur. Aksi takdirde ırkçıların ekmeklerine yağ süreriz. 

“IRKÇILIĞIN HER TÜRÜNE KARŞI KOYMAK GEREK”

- Camilerde sağcı tehdit nedeniyle polis eşliğinde ibadeti de gördük. Türkiye kökenlilere nasıl bir mesaj iletmek istersiniz?

MEMET KILIÇ - Ben 2001 yılında Güney Afrika’da BM’nin organize ettiği dünya ırkçılıkla mücadele konferansına konuşmacı olarak katıldım. Eve döndükten sonra televizyonda ikiz kulelere saldırıların görüntüleri vardı ekranda. O dönemde bütün Avrupa da Müslümanlara karşı yumuşak bir üslupla “dikkatli mesafe” noktasına geldi. O zaman Diyanet İşleri Türk İslam Birliği Ditib’e yönelik ağır makaleler basında yer aldı.

İtiraz ettim, “Ditibler şiddete ve teröre karşı bir organizasyondur” diyerek koruyucu rol üstlendim. Bugünlere geldiğimizde neler olduğuna da bakmak gerek. Camilerin ne hale geldiğine bakmak gerekir. AKP’nin seçim bürosu, istihbarat bürosu haline getirildiler. Alman ırkçıları ile İslamcılar birbirini destekliyor neredeyse. Artık İslamcı demiyorlar Müslümanların tümüne önyargı ile bakıyorlar. Bu kötü bir gelişme. Bu nedenle kurumlarımızı ırkçılıktan uzak bir hale getirelim. Buradaki camiler buradaki toplumla barışık ibadethaneler olsunlar. Hep birlikte hepimiz Alman ırkçılığının yanı sıra Türk ırkçılığına da karşı mıyız örneğin. Genel bir tavır geliştirmek zorundayız. Irkçılık nereden gelirse gelsin bir tutum sergilemeliyiz. 

IŞIN TOYMAZ – STUTTGART

HABERE YORUM KAT