Volkswagen fabrikası bizi kurtarabilir mi?

Volkswagen fabrikası bizi kurtarabilir mi?

Volkswagen fabrikası bizi kurtaramaz. Kalkınma için fabrika arazisi yanından kupon arsa kapatmaya çalışan müteahhit mantığından kurtulmamız gerek.

OKTAN ERDİKMEN - Alman otomotiv devi Volkswagen’ın Türkiye’ye fabrika açması gündemde. İzmir, Manisa ve Aydın arasında büyük bir rekabet var.

Bazıları, “Hani Türkiye’de baskı rejimi vardı, o zaman Almanlar neden oraya yatırım yapıyor?” diye soruyor. Oysa sermayenin dünyayı demokratikleştirme gibi bir amacı zaten yoktur. Almanya’da faizlerin hazır negatife döndüğü dönemde, tek amaç olan, bir avro daha fazla kazanma nerede mümkün olacaksa oraya gider.

Türkiye’nin tercih edilmesinin bir sebebi, Amerika ve Avrupa pazarında yasaklanan dizel araçların ülkeye özel anlaşmayla sokulabilecek olması. Dizel araçlar, havayı benzinlilere göre daha fazla kirletiyorlar. Şirketler bir filtre taktırmak yerine, Türkiye gibi ülkelerde fabrika kurup, yüz binlerce aracı o piyasalara sokmayı tercih ediyor.

İnsanlarımızın önemli bir kesimi de hava kirlenecek diye üzülmediği gibi, iş imkanı yaratılacak diye seviniyor. 

Oysa sanayileşme, kalkınma için yeterli değildir. Hatta bazı durumlarda gerekli bile değlidir.

Dünya sanayisinin bir numarası olan Çin’de bile, nüfusun çok küçük bir kısmı fabrikalarda çalışır. Tarımda ve hizmet sektöründe iş alanları yaratmak, Türkiye gibi genç nüfusu fazla olan ülkeler için hayatidir. 

Yıllarca Avrupalılar ve Japonlar gelip Türkiye’de; Kuzey Amerikalılar gidip Brezilya’da fabrika açtılar. Gelişmeye benzer bir şey oldu ama sürekli o ülkelerden gelecek teknolojiye bağımlı kalındı. Buna bağımlı kalkınma (dependent development) adı verildi.

Ulusal sanayi burjuvazisi, yerel siyasi ilişkileri biçimlendiren aktörler oldular. Müteahhitler, belediye meclislerinin ayrılmaz birer parçası haline geldiler.

Sonuçta hangi partiye giderseniz gidin, karşınıza üç aşağı beş yukarı aynı toplumsal tabakalardan insanlar çıkmaya başladı. A partisinde yer bulamayanlar, B partisine; C partisinden atılanlar, D partisine gitmeye başladılar.

Onlar da fabrika arazisinin oralardan kupon arsa kapatmakla daha çok ilgilendiler. 

Bu nedenle Vokswagen’ın açacağı tek bir fabrika, İzmir’de de, Manisa’da da, Aydın’da da bizi kurtaramaz. 

Kalkınma için sanayide, tarımda ve hizmet sektöründe yenilikler yapmamız gerekir. 

Kaynakları eğitime, üniversitelere ve araştırmaya aktarırsanız, bir şeyler icat eder de dünya çapında ürünler çıkarabilirsiniz. 

Oysa biz kaynakları saraylara ve lüks uçaklara aktardığımız için, son yıllarda yenilik yapabilecek eğitimli gençler yetiştiremedik. Gençlerimizin önemli bir kısmı, nargile kafelerde çorapsız ayakkabılarla story peşinde koşuyor. 

Siyasetin ana öznesinin hamaset olduğu bir toplumdan, daha fazla şey beklemek de haksızlık olurdu. 

 

HABERE YORUM KAT
2 Yorum