Viyanalı Papaz’dan Türk kardeşlerine Kariye mektubu: “İçimizi acıtıyor”

Viyanalı Papaz’dan Türk kardeşlerine Kariye mektubu: “İçimizi acıtıyor”

Kariye Müzesi’nin camiye dönüştürülmesi üzerine bir mektup kaleme alan Viyanalı Papaz Martin Rupprecht, bu kararın bir dönüm noktası olduğunu Türkçe dile getirdi. Rupprecht Türkçe bir video da yayımladı.

Viyana’da yaşayan ve Türk toplumu ile dostça ilişkileri olan Papaz Martin Rupprecht bir süre önce Fatih ilçesindeki Kariye Müzesi’nin camiye dönüştürülmesi karşısında duyduğu derin üzüntüyü kendi sayfasında, “Sevgili Türk Kardeşlerim” diye başlayan bir Türkçe mektup ve altında aynı mektubu youtube’da Türkçe olarak okuduğu bir videoyla paylaştı.

Viyana’da halen aktif papazlığın yanı sıra Avusturya Kardinali Schönborn’un Müslümanlar konusunda fahri danışmanı da olan Papaz Marten Rupprecht, Türkçe kaleme aldığı mektubunda, şu görüşlere yer verdi: 

“Başlangıçta kilise olan İstanbul’un fethiyle camiye dönüştürülen ve 1945’ten beri Kariye Müzesi olarak kullanılan bu yerin tekrar camiye dönüştürülmesi biz Hıristiyanları sadece üzmüyor. İçimizi acıtıyor. Yani burası sıradan bir kilise değil. Hıristiyanların tarihi kutsal alanlarından biridir. Biz Hıristiyanların üzüntüsü ve acısını dikkate almak sizce dini sorumluluk değil midir?”

Rupprecht, bu kararla Türkiye’deki Hıristiyanların Türkiye’yi terk etmesinin mi istendiği sorusunu da yöneltti. Papaz Martin Rupprecht’in mektubu özetle şöyle:

“Sevgili Türk Kardeşlerim!

Geçtiğimiz hafta İslanbul’un Fatih ilçesinde Kariye Müzesi camiye çevrildi. Burası 6. yüzyılda inşa edilmiş olup bin yıldır keşişlerin yetiştiği bir manastırdı. 

Bu Türkiye’nin iç meselesi, seni ne ilgilendiriyor diyebilirsiniz. Hayır, bu iş bu kadar basit değil.

Başlangıçta kilise olan İstanbul’un fethiyle camiye dönüştürülen ve 1945’ten beri Kariye Müzesi olarak kullanılan bu yerin tekrar camiye dönüştürülmesi biz Hıristiyanları sadece üzmüyor. İçimizi acıtıyor. Burada Hıristiyanlar tarafından çok değer verilen mozaikler, Hazreti Meryem’in ölümünü, çocukluğunu ve Hazreti İsa’nın çocukluğunu da resmeden tablolar var. Yani burası sıradan bir kilise değil. Hıristiyanların tarihi kutsal alanlarından biridir. Biz Hıristiyanların üzüntüsü ve acısını dikkate almak sizce dini sorumluluk değil midir?

1945 yılında Kariye Camisi’nin Kariye Müzesine dönüştürülmesini Hıristiyan dünyasının çoğunluğu bir kazanım olarak gördü. Böylelikle Müslümanlar, Hıristiyanlar ve tüm insanlık eşit, saygıya değer ve kabul gördüğünü hissettiler. Ben de bizzat Müslüman ve Hıristiyan arkadaşlarımla bu müzeyi sık sık ziyaret ettim. Birlikte farklılıklarımızı konuştuk ve Türkiye’nin buna önem vermesini takdirle karşıladık.

Şimdi bu dönüşüm bir dönüm noktası oldu. Birçok Müslüman’ın bunu Tanrı’nın bir lütfu olarak kabul edip sevinçle karşıladığını da biliyorum. Ama komşunun ağlamasını sevinçle karşılamak doğru mudur? Affınıza sığınarak şu soruyu sormak istiyorum: Yüzde birden bile az olan Hıristiyanlar Türkiye’yi terk etmeli midir? Yapılanlar bu planın bir parçası mıdır? Hıristiyan değerlerin yok edilmesi mi düşünülüyor?

Son 30 yıldır Türkiye’yi sık sık ziyaret ettim. Birçokları bana dini hoşgörüden ve başka din mensuplarıyla yüzyıllardır barış içinde yaşadıklarından gururla bahsettiler. Birbirimizden çok şey öğrendik. Ben de bizzat Türk Müslüman kardeşlerimden çok şey öğrendim.

Sevgili Türk Kardeşlerim!

Tarihte birbirimizi suçlayacak elimizde çok malzeme olduğunu biliyorum. Ama gelecek için bir arada yaşayacak güce sahip olduğumuzu da biliyorum. Sıcak ve cana yakın bir kalbiniz var. Bunu biliyor ve inanıyorum. Bunu bize bahşeden Allah’a şükrediyorum. Şükürler olsun. Amin.”

+49-VİYANA

Kaynak: www.yenivatan.at