Türkiye’nin itibarı yerle bir edildi

Türkiye’nin itibarı yerle bir edildi

Sürekli yalan söyleyen, yolsuzluklarla, hırsızlıklarla, baskı ve sindirme politikalarıyla anılan, gereksiz yere kabadayılık taslayıp zoru görünce tükürdüğünü yalayan bir hükümetimiz var. Türkiye’nin itibarı hiç bu kadar yerle bir edilmemişti.

OKTAN ERDİKMEN - AKP’li arkadaşların dillerinden düşürmedikleri bir söz var: "Reisten önce biz Avrupa’da Türk olduğumuzu söylemeye çekiniyorduk. Şimdi başımız dik yürüyoruz".

Oysa bir insanın Türk, Kürt, Alman veya Japon olmasının başı dik yürümesiyle ilgisi yoktur.

Bir insan, namusluysa, dürüstse; hırsızlığa, yolsuzluğa bulaşmamışsa başı dik yürür. 

Dolayısıyla nasıl bir Ugandalı, Ugandalı olduğu için; bir Mısırlı, Mısırlı olduğu için başı dik yürüyorsa; biz de reisten önce de, sonra da Türk olduğumuz için başımız dik yürüyorduk.

Reisten sonra Avrupa’da yerle yeksan edilen, insanlarımızın değil ama Türk hükümetinin ve devletinin itibarıdır.

2016 referandumundan önce anketlerde kötü durumda oldukları için bir dış düşman arayışı içerisine girmişlerdi. Almanya, Hollanda, Avusturya ile durup dururken kavga çıkardılar. "Gelme" denilmesine rağmen geldiler, bazısı yaka paça dışarı atıldı. Bazısının uçağına iniş izni bile verilmedi.

Koskoca Türkiye Cumhuriyeti, dış politikada esir diplomasisi uygulamaya başladı. “Bu ajan terörist, elimizde görüntüler var. Ben varken asla hapisten çıkamaz” denilen Gazeteci Deniz Yücel,  özel uçakla Almanya'ya gönderildi.

Aynı şekilde tüm ekonomik krizlerin sorumlusu, Amerikan operasyonunun mimarı, darbe teşebbüsünün önemli aktörü olarak gösterilen “Ajan - terörist” Brunson için de “Bu fakir varken asla alamazlar. Ver papazı, al papazı” denildi, ABD bastırınca, o da özel uçakla yolcu edildi.

Hala "Türkiye’de bağımsız yargı var" diyorlar ama hukukun, adaletin işlemediği,  liyakatin dikkate alınmadığı bir ülkeye de kimse doğru dürüst yatırım yapmıyor.

Yandaş medyanın yalanları, artık gemiyi yüzdürmeye yetmiyor.

Ayşe Teyze’nin yeğeni KPSS’den 95 almış atama beklerken, AKP ilçe başkanının oğlu 50 baraj puanını geçemediği için sınav sisteminde değişiklik yapılıyor. Yargı, ordu, kamu kurumları kadroları, AKP’ye ve tarikatlara yakınlığa göre şekillendiriliyor.

Mehmet Amca’nın oğlu "Bank Asya’nın önünden geçti" diye öğretmenlikten atılırken, FETÖ okullarında okuyan damat, kardeşi tutuklanan Pakdemirli bakan; ağabeyi darbenin bir numarası diye hapiste olan AKP’li Şaban Dişli büyükelçi, Bank Asya’nın müdürü SPK Başkanı oluyor. 

FETÖ'ye ne istediğiyse verenlerin, Ankara'yı, İstanbul'u parsel parsel satanların mücadelesi bu kadar oluyor.

Peki kendi lüks içerisinde yaşarken, halkı yoksulluğa mahkum eden, ekonomiyi bu kadar kötü yönetip insanları işsiz bırakan, sürekli yalan söyleyip U dönüşü yapan bir iktidar, nasıl oluyor da hala halk kitlelerinden destek görebiliyor?

Başımızı illa öne eğeceksek, bu insanları ikna edemediğimiz için eğmemiz gerekir. 

HABERE YORUM KAT