OKTAN ERDİKMEN - Yurt dışında yaşayan vatandaşların kafasını en çok kurcalayan konulardan biri Türkiye’deki varlıklar.

Bildiğiniz gibi, 2011 yılında OECD kapsamında imzalanan Otomatik Bilgi Değişimi Anlaşması 2018 yılında yürürlüğe girmişti. AKP hükümeti, bu anlaşma çerçevesinde bilgi değişimi yapılması için gereken altyapıyı hazırla(ya)madığı için Norveç dışındaki ülkelerle bilgi transferinin henüz başlamadığı söyleniyor.

Ancak, mevcut durumda, ülkeler arasında imzalanan çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmaları ve SGK üzerinden yapılan bilgi değişimi çerçevesinde zaten bir iletişim var. 

Geçtiğimiz hafta, Almanya'da 49 yaşındaki Türk vatandaşı, sosyal yardım dairesine (Jobcenter) eşinin Türkiye'den aldığı emekli maaşını bildirmediği için 10 ay hapis ve 300 saat sosyal hizmet cezasına çarptırıldı. 

Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde bulunan Neuenrande şehrinde görülen mahkeme, daha önce suç işlemeyen Türk vatandaşının hapis cezasının açıklanmasını ise erteledi. 

Mahkemede özür dileyen ve eşi Türkiye'den emekli maaşı alan tek kişi olmadığını dile getiren vatandaş, belirli bir süre zarfında suç işlemezse cezaevine girmeyecek.

Sosyal yardım alan kişinin eşinin Türkiye'de emekli olduğunu tespit eden Jobcenter, toplamda 2 sene içerisinde 7 bin avro emekli maaşı alınmasına rağmen 14 bin avronun geri ödenmesini istedi.

Mahkemede Türkiye'deki gelirlerin bildirilmesinin gerektiğini bilmediğini söyleyen vatandaş, hakimleri ikna edemedi. 

Otomatik Bilgi Değişimi altyapısı kurulduğunda bilgi transferi otomatik olarak gerçekleşeceği için bilgi değişimi süreci hızlanacaktır.

Diğer taraftan, bu anlaşmanın sadece Avrupa’da sosyal yardım alıp, Türkiye’de malı mülkü olanları ilgilendirdiği yönünde bir yanlış kanı var. Çalışanların çoğu, bu şekilde düşünüp ‘Beter olsunlar, tüm bilgiler verilsin, haksız yere ödenen paralar geri alınsın’ diyor. Oysa sosyal yardım konusu anlaşmanın sadece bir boyutu ve aslında yardım almayan yüksek gelirliler, olası bir vergi dilimi artışı nedeniyle daha çok etkilenebilir.

Bu nedenle tüm vatandaşlarımıza, bulundukları ülkelerin makamlarından bilgi saklamamalarını ve dürüstlükten hiçbir zaman ayrılmamalarını tavsiye ediyoruz. 

İsmet İnönü’nün dediği gibi, gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu vardır. 

O gün geldiğinde, “Bilmiyordum” demek veya özür dilemek, sizi kurtarmaz.