Süleyman Soylu önce 'Davutoğlu dinletti' dedi sonra sözünü geri aldı

Süleyman Soylu önce 'Davutoğlu dinletti' dedi sonra sözünü geri aldı
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu Habertürk canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtlıyor.

Süleyman Soylu, Ahmet Davutoğlu'nun 7 Haziran- 1 Kasım sürecinde AKP'nin MYK üyelerini tehdit ettiğini iddia etti.

 

İşte o sözler:  

Bir eleman bir speaerlık, sözcülük yapıyor. Bir vesayet koymaya çalışıyor. Neredeyse herkese, ipiniz elimde diyor. Bir sessizlik hakim.

İsmail Saymaz: Neden sessizlik hakim?

Soylu: Sorularınız not alın. Anlatayım.

*Yıl 2015. Başbakan Ahmet Davutoğlu, 7 Haziran seçimleri önce MKYK toplantısında bir değerlendirme yapabilirken. “HDP’yle anayasa yapabiliriz” diye bir cümle çıktı ağzından.

*Seçim geçti, AKP tek başına iktidarı elde edemedi. Hatırlıyorum ilk MKYK toplantısında bugün DEVA Partisi’nin başkanı Ali Babacan şunları söyledi: Hiç bunlara bakmamalıyız, ekonomiyi ayakta tutmalıyız. Dedim ki bizim sorumluluğumuz bugün bu değil. Bizim sorumluluğumuz demokrasiyi ayakta tutmak.

*Tartışmalar o kadar çok şiddetli oluyordu ki. Bir ara Sayın Davutoğlu’nun dengesi kayboldu, “Odalarınızda ne konuşuyorsunuz, dinletip biliyorum” demişti. (Bakan sorular üzerine “dinlettim” ifadesini geri aldı.)

*(İsmail Saymaz: Çok ciddi bir şey anlatıyorsunuz) Sayın Cumhurbaşkanımızla külliyede birlikte olduk. Dedim ki: CHP’yle bir koalisyon söz konusu. Dedi ki, “Sen ne düşünüyorsun.” Dedim ki, “Sayın Erbakan 1973’te yaptı, 1994’te SYP’yle yaptı.. Veladdalin amin.”

*1 Kasım seçimlerinden sonra bu mücadele devam etti ama başka bir şey daha oldu. Davutoğlu’nun think-tank kuruluşlarından birine Mithat Sancar geldi. Mithat Sancar çok önemli şeyler söyledi: Apo hapisten çıkacak, Kuzey Suriye’de bir devlet kurulacak, onun başına geçecek. Türkiye’de özerk bir anayasa yapılacak.

*Dört temel başlıkta bir değerlendirme yaptık. Sonra biz bütün bunları yaşadık. Sayın cumhurbaşkanımızın külliyeye nasıl enterne edilmek istendiğini biz gördük. Sonra bu sonuçların neye doğurganlık oluşturduğunu da hepimiz gördük.

*4-5 arkadaş bir araya geldik dedik ki “Bu mesele tehlikeli bir noktaya gidiyor ve geri dönüşü olmayacak.” Bir Tayyip Erdoğan varlığı var bir de dışarının eliyle onun sıkıştırılmaya çalıştığı bir süreç var.

*Şimdi burada ortaya çıkan süreç tam anlamıyla, 3-4 arkadaşımızla bir mücadele başlattık ve Sayın Davutoğlu’nun, partinin içerisinde partinin kodlarına hareket etmediğini gördük. MKYK öncesi imzalar toplandı, benim ve arkadaşlarımızın da dahili var.