OECD'nin itirafı: Dünya ve Avrupa ekonomileri çöküşte
Koronavirüsle mücadele adına hemen hemen bütün ülkelerde indirilen kepenkler, kapatılan sınırlar, kesintiye uğrayan üretim zincirleri, dünya ekonomisini her köşesinden vuruyor. Birçok ülkede ulusal gelir veya Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) yüzde 30-40 oranında geriledi.
Sanayileşmiş ülkelerden oluşan “Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü” OECD'nin son dünya raporunda, bu yılın ilk üç ayında yaşanan büyük daralmanın, tüm yıla etki edeceği ve dünya ekonomisinde en az yüzde 6 oranında bir küçülme yaşanacağı vurgulandı. Bu daralmadan Avrupa'nın en zengin ülkesi Almanya kadar, raporda özel bir yer ayrılmadığı gözlenen bir başka büyük ama yoksul ekonomi Türkiye'nin de nasibini alacağı ortaya çıktı.
Yüzde 6'lık daralmanın, son 100 yılda ve barış zamanında görülmemiş bir oran olduğu kaydedilen OECD raporu, bu öngörüyle, Dünya Bankası uzmanlarından daha kötümser bir eğilime sahip olduğunu ilan etmiş oldu. Dünya Bankası hafta başında yaptığı bir açıklamada, bu yıl dünya ölçeğinde yaşanacak ekonomik daralmanın yüzde 5,2 civarında olacağı tahmininde bulunmuştu.
OECD yönetiminden medyaya yapılan açıklamalarda, “herkesi ve her ülkeyi vuran bir şokla karşı karşıya olunduğuna” işaret edilerek, hükümetlerin koronavirüse karşı bir aşı geliştirmek üzere daha sıkı bir işbirliği içinde olması istendi. Bu arada belli hedeflere yönelmiş konjonktür desteklerinin de krizle mücadelede göz ardı edilmemesi için çağrı yapıldı.
İKİ SENARYO: KÖTÜ VE DAHA KÖTÜ
Dünya ekonomisindeki en az yüzde 6'lık kırılmanın, OECD'nin bir diğer senaryosundan daha iyimser oranlara işaret ettiği gözlendi. Bu iyimser yüzde 6'lık oran, güz aylarında ikinci bir virüs dalgası olmayacağından ve koronavirüsün patlak verdiği bölgelerin de derhal sınırlanabileceğinden hareket ediyor. Fakat ikinci bir koronavirüs dalgasının patlak vermesinden yola çıkan diğer bir OECD senaryosu, dünya ekonomisinin 2020'de yüzde 7,2'lik bir daralma yaşayabileceğini öngörüyor.
OECD raporuna göre, daralma ölçeği ülkeden ülkeye çok farklı olabilecek. Burada sadece kepenklerin kapatılma süresi değil, alınan önlemlerin sertliği ve bunların etkileyeceği sektörler de önemli bir rol oynuyor. Örneğin inşaat sektörü bazı ülkelerde tamamen tatil edilirken, Almanya gibi bazı ülkelerde bu sektörde üretim sürdürüldü. Bu nedenle de bu sektördeki daralma oranları birbirinden çok farklı olacak.
EN BÜYÜK EKONOMİ ALMANYA
OECD raporu Alman ekonomisindeki daralmanın yüzde 6,6 civarında olacağını vurguladı. Federal hükümet yüzde 6,3 ve Federal Merkez Bankası da yüzde 7 civarında bir gerileme öngörmüştü. Diğer kurumlardan gelen raporlarda da Alman ekonomisindeki daralmanın yüzde 6-7 aralığında gerçekleşeceği kaydedilmişti. Almanya'da GSYİH'nın 2021'de yükseleceği ve yüzde 5,8'lik bir büyüme yaşanabileceği belirtildi. Ancak güz aylarında ikinci bir virüs dalgası yaşanırsa, küçülmenin 2020 itibariyle yüzde 8,8 bile olabileceği, 2021'de en fazla yüzde 1,7'lik bir büyümeye tanık olunabileceği, rapordaki vurgular arasında dikkat çekti. Bunun Avrupa'daki diğer büyük sanayileşmiş ülkelere göre “çok iyi” olduğunun da altı çizildi.
Fransa, İtalya, ve İspanya, OECD'nin iyimser senaryosuna göre yüzde 11, ikinci virüs dalgasını içeren kötümser senaryosuna göre ise yüzde 14'lük bir küçülmeye sahne olacak. ABD ekonomisi de iyimser paydada yüzde 7,3, kötümser paydada ise yüzde 8,5 oranında daralacak.
ABD VE ÇİN: LOKOMOTİF DEĞİLLER
OECD uzmanları, yüzyılın krizinde, dünya ekonomisini çekip krizden çıkaracak bir “lokomotif ekonominin” ortalıkta görünmediğine de dikkat çektiler. 2009 yılındaki krizde Çin'in, izlediği konjonktür programlarıyla dünya ekonomisine enerji aktardığını hatırlatılırken, bugün aynı aynı Çin'in, üretimini kendi içine yönlendirdiği vurgulandı. Bir başka dev ekonomi olan Hindistan ise koronavirüsün altında inliyor. Dolayısıyla lokomotif niteliği bulunmuyor.
Avrupa'da koronavirüsten en çok etkilenen ve büyük ekonomilere sahip Fransa, İtalya ve İspanya gibi AB üyelerinin Avrupa Yeniden İnşa Fonu'ndan gelecek desteklerle resesyonun önüne geçmeleri halinde, iç içe geçmiş yapısıyla AB iç pazarını güçlendireceğine kesin gözüyle bakılıyor.
OECD raporunun en önemli sonuçlarından birinin devletlerin şirketlere teşvik verirken uyması gereken kurallar olduğu gözlendi. Ayrıca uluslararası ticaretin önünde engellerin kaldırılması resesyona karşı en önemli silah olarak tanımlandı.
+49 - FRANKFURT