BERLİN - Almanya'da 8'i Türk 10 kişiyi öldürmek, banka soymak ve bombalı saldırılarda bulunmakla suçlanan Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütü davasının bugünkü duruşmasında müdahil avukatlardan Sebastian Scharmer sunum yaptı.

Münih Yüksek Eyalet Mahkemesi'nde görülen davanın 390. duruşmasında, NSU tarafından öldürülen Mehmet Kubaşık'ın ailesini temsil eden Scharmer, Federal Başsavcılık ile istihbarat teşkilatını suçladı.

Scharmer, Federal Başsavcılığın sadece 3 kişi üzerinde yoğunlaşarak 13 yıldır yanlış soruşturma yürüten kurumları temize çıkardığını söyledi.

"13 muhbir istihbarat servisine çalışıyor"

13 muhbirin istihbarat servisine çalıştığını savunan Scharmer, bunlardan bazılarının yer altına inen NSU teröristleriyle irtibatları bulunduğunu ve cinayet planlarından haberdar olduklarını ifade etti.

"Muhbirlerin ifadeleri yalan"

Hakim heyetini de suçlayan Scharmer, birçok delilin değerlendirilmesinin reddedildiğini belirterek, aşırı sağcı Blood-Honour örgütünün liderinin muhbir olarak ifade verdiğini ancak bu kişinin istihbarat teşkilatının çalışanı olduğunu ve dolayısıyla ifadesinin yalan olduğunu söyledi.

Ne olmuştu?

Almanya'da, 2000-2007 yıllarında 8'i Türk 10 kişiyi öldürmek, 2 bombalı saldırı ve 15 banka soygunu yapmakla suçlanan NSU terör örgütü üyelerinin varlığı ve cinayetlerdeki rolü, 4 Kasım 2011'de tesadüf sonucu ortaya çıkmıştı. Cinayetlerde ceska marka silah kullanıldığı belirlenmişti.

NSU üyelerinden Uwe Böhnhard ve Uwe Mundlos, 4 Kasım 2011'de bir banka soygununun ardından saklandıkları karavanda ölü bulunmuş, bu kişilerin intihar ettikleri öne sürülmüştü.

Mayıs 2013'ten bu yana Münih Eyalet Yüksek Mahkemesinde görülen davada NSU terör örgütü üyesi olmak suçlamasıyla yargılanan Beate Zschaepe, NSU üyelerinin son kullandıkları hücre evini ateşe verdikten birkaç gün sonra polise teslim olmuştu.

Davada, NSU terör örgütünün hayattaki tek üyesi olan Zschaepe ile örgüte yardım ve yataklık yapan 4 kişi yargılanıyor.