Almanya’da 11 milyon öğrenci ve yaklaşık 800 bin öğretmen ve 40 bin okul mevcut. Ülkede korona vakaları sayısı hızla tırmanmasına karşın, okullar tam kapasiteyle faaliyet gösteriyor. Bugüne dek korona nedeniyle sınıflar ya da komple dönem öğrencileri karantina altına alınmasına rağmen bir okulun tamamen kapatılması istisnai durum olarak karşımıza çıkıyor. Oysa ülkede rakamlar hızla tırmanıyor. Hastalık yayılıyor.

Dr. Elif Cındık

Birçoklarının sıklıkla dile getirdiği “Covid-19 salgınına rağmen okullar hâlâ neden açık?”  sorusunu Dr. Cındık-Herrbüggen, +49 okurları ve seyircileri için YouTube kanalında yayınladı.  

Münih’teki Nöropsikiyatri Merkezi (Neuro-Psychiatrisches Zentrum-NPZR) kliniğinin sahibi ve yöneticisi Dr. Elif Cındık-Herbrüggen’in açıklamaları özetle şöyle: 

“AİLE İÇİ ŞİDDET VAR, EKONOMİK ZORLUK ÇEKEN AİLELER VAR”

“Çocukların okula gitmesi çok önemli. Aile içi şiddet var. Okullardaki gibi evde eğitilemiyor. Bazı ailelerde 4-5 çocuk olabiliyor. Hangi çocuk hangi odada derse katılsın, o kadar bilgisayar kimde var? Maddi durumu iyi olmayanlar derslerden yaralanamıyor. 

Okullara pencereler açılarak havalandırıyor. Evet havalar çok soğuk. Havalandırmayla ilgili hijyen konsepti geliştirilmeli. Temasın azaltılması için çocuklar okullara değişik zamanlarda gitsin, sınıflar bölünsün. 

Eğitimlerinin aksamaması için, aile içi huzur açısından, ekonomi açısından çocukların eğitimine devam etmeleri  çok önemli. Babalar da çocuklara bakıyor. Ebeveynlerin işlerine devam edebilmesi gerekiyor. Öğretmenler de iyi eğitilmeli. Almanya’da tüm bunlar yapılıyor, rahatlıkla uygulanıyor. Sağlık Bakanı Jens Spahn karantinaları kısıtlamak ya da kaçınmak için  hızlı testlerle çocukları kontrol etmek gerektiğini ve negatif olanların okula devam etmesi gerektiğini söylüyor. Böyle de olmalı. 

Örneğin Almancası olmayan bir ebeveyn çocuğuna nasıl yardımcı olacak derslerinde? Salgın sürecinde bu zorluklara göğüs germek gerekiyor.”

+49 – MÜNİH