İslamofobik saldırılarda korkutan artış

İslamofobik saldırılarda korkutan artış

Avusturya’da geçen yıl Müslümanlara yönelik 309 ırkçı saldırı gerçekleştirildi.

VİYANA - Avusturya'da geçen yıl Müslümanlara yönelik 309 ırkçı saldırının kayıt altına alındığı, bu rakamın 2016'ya göre yüzde 21 arttığı bildirildi.

Avusturya Müslümanlar için Dokümantasyon ve Danışmanlık Merkezince hazırlanan "2017 Müslüman Karşıtı Irkçılık Raporu"nu düzenledikleri basın toplantısında kamuoyuyla paylaştı.

Raporda, ülkede İslamafobik saldırılar geçen yıl önemli ölçüde arttığına dikkat çekiliyor.

Rapora göre, 2016 yılında Müslümanlara yönelik 253 saldırı kayıt altına alınırken, bu sayı 2017’de 309’a yükseldi.

Müslüman kadınlar saldırıların mağduru

Müslümanlara yönelik saldırıların bir önceki yıl da olduğu gibi yüzde 98’inin kadınları hedef aldığı belirtilen raporda, saldırıların yüzde 49’nun açık alanlar ve toplu taşıma gibi yarı kapalı mekanlarda gerçekleştirildiğine dikkat çekildi.

Müslümanlar ve İslami kurumlara yönelik saldırıları çeşitli başlıklar altında sınıflandıran rapora göre, Müslümanlara yönelik saldırıların yüzde 30’u nefret söylemi, yüzde 28’inin de sözlü olarak yapıldı.

Irkçı duvar yazılarında ciddi artış

Raporda, saldırıların yüzde 19’nın İslam ve Müslümanlara yönelik ırkçı ifadeleri içeren duvar yazılarını kapsadığına işaret edilirken, bir önceki yıl yüzde 7 olan İslamofobik yazıların 2017 yılında ciddi oranda arttığı vurgulandı. Özellikle ramazan ayına denk gelen mayıs ve haziran aylarında Müslümanlara ait cami ve benzeri kurumların duvarlarına İslam düşmanı ifadelerin yazıldığı hatırlatıldı.

Müslümanlara ait kurumların yüzde 6 oranında saldırıların hedefinde olduğu bilgisi paylaşılan raporda, nefret suçu ve ayrımcılığın da yüzde 3 oranında yaşandığı ifade edildi.

Raporda, internet gibi sanal ortamlar başta olmak üzere açık alanlar ve yarı kapalı mekanlarda İslam ve Müslümanlara yönelik ırkçı saldırılardaki artışa dikkat çekilerek, saldırıların yüzde 81 ile büyük bir çoğunluğunun bu iki alanda yaşandığı, internet, açık ve yarı kapalı ortamlarda saldırganların kimliklerini saklayabilmelerinin önemli bir rol oynadığının altı çizildi.

Seçimlerde kullanılan söylem, ırkçı saldırılara yol açtı

2017’nin ekim ayında yapılan genel seçimler başta olmak üzere aynı dönemde yürürlüğe giren “burka yasağı” ve Müslümanlara ait anaokullarına ilişkin tartışmalı bir raporun Müslümanlara yönelik saldırıları tetiklediği vurgulanan raporda, ekim ayının sözlü saldırılar başta olmak üzere İslam ve Müslümanlara yönelik ırkçılığın en çok yaşandığı zaman aralığı olduğu değerlendirmesi yapıldı.

Avusturya Müslümanlar için Dokümantasyon ve Danışmalık Merkezi 2014 yılından itibaren ülkede Müslümanlara yönelik saldırıları kayıt altına alıyor. Geçen yıl çalışma alanını genişleten merkez mağdurlara danışmanlık hizmeti de vermeye başladı.

"Siyasiler popülist söylemden kaçınmalı"

Avusturya Müslümanlar için Dokümantasyon ve Danışmalık Merkezi Temsilci Elif Öztürk Adam, rapora ilişkin yaptığı değerlendirmede, 2017’nin ekim ayında İslam karşıtı söylemin medyada ve siyasette en yüksek seviyeye ulaştığına işaret ederek, bu durumun Müslümanlara yönelik saldırıların artışına zemin hazırladığını ifade etti.

Adam, “Siyasetçiler popülist söylemlerden kaçınması gerekiyor. Özellikle kimi sosyal sorunların üzerini örtmek için toplumdaki belli guruplara yönelik yaklaşımlar Müslümanların yaşadığı mevcut sorunları daha da derinleştiriyor. Bu nedenle bizim beklentimiz hem siyasilerin hem de medya kurumlarının daha özverili olması.” değerlendirmesinde bulundu.

"Müslümanlar toplumun parçası olarak görülmüyor"

Adam, çoğunlukla Avusturya’da doğup büyümüş Müslümanların toplumun bir parçası olarak görülmediğini, özellikle sözlü ve yazılı saldırılarda, “Terörist”, “Bedevi”, “İslamcı pislik geldiğiniz yere dönün”, “Müslümanlar dışarı” gibi ifadelerin kullanıldığına dikkati çekti.

Kurumun bir diğer temsilcisi Ümmü Selime Türe de merkezin Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) başta olmak üzere uluslararası ve yerel kurumlarla İslam düşmanlığı ve Müslümanlara yönelik ırkçı saldırılara dikkati çekme adına yaptıkları çalışmaları anlattı.

Türe, saldırılara maruz kalmış mağdurlara yönelik eğitim programlarını hayata geçirdiklerini kaydederek, “Özellikle kurumsal ayrımcılığa uğramış kişilerin nasıl hareket etmesi, hangi yasal adımları atması gerektiği yönünde bilgilendirmelerde bulunuyoruz.” diye konuştu.

Türe, Müslüman kadınların kıyafet tercihleri nedeniyle en çok saldırıya maruz kalan grup olduğunun altını çizerek, kadınların yaşadıkları kimi ırkçı saldırılara ilişkin örnekler paylaştı.

İki çocuğu ile tramvayda seyahat eden bir kadının aynı vagonda bulunan kişilerin sözlü saldırılarına maruz kaldığını söyleyen Türe, küçük çocukları önünde hakaretlere katlanmak zorunda kalan kadının ciddi bir travma yaşadığını, yaşananları çocuklarına anlatmakta zorlandığını ifade etti.

Türe, bir polis memurunun koşu yapan iki kadını durdurarak kimlik kontrolü yapmak istediğini, kadınların kontrolün nedenini öğrenmek istediklerinde polisin “sizin gibi kadınlar devletten geçiniyor ve saat başı bir çocuk dünyaya getiriyor” hakaretine muhatap olmak zorunda kaldıklarını anlattı.

HABERE YORUM KAT