İslamofobi tartışmasında HDF Genel Başkanı Necip Şahin: “Laiklik Almanya’ya da lazım”
Zamanlama aslında manidar. Avrupa’da son dönemdeki İslamcı bir dizi saldırının en son halkası olan Viyana’daki terör saldırısının hemen ardından, gerçekte Almanya solunda tartışmaların fitilini ateşleyecek bir konuyu Sol Parti Meclis Grubu gündemine aldı: “Müslümanlara Karşı Ayrımcılık ve Irkçılıkla Mücadele”.
Geçtiğimiz günlerde Almanya Sosyal Demokrat Parti (SPD) Genel Başkan Yardımcısı Kevin Kühnert de Alman solunun siyasal İslam’a karşı “bariz sessizlik” içinde olduğuna işaret etmişti.
Almanya solu “İslamcılıkla” imtihan verirken Sosyaldemokrat Halk Dernekleri Federasyonu (HDF) Genel Başkanı Necip Şahin de Kühnert’in açıklamalarına destek verdi. HDF Genel Başkanı Şahin şunları söyledi:
“Laiklik ilkelerinin işletilmediği durumlarda Avrupa’daki son olaylara benzer olaylar yaşanır. Laiklik demokrasinin olmazsa olmazıdır. Sayın Kühnert’in Alman soluna yönelik eleştirisine ise ne yazık ki katılıyorum. Konuyu yavaştan alıyorlar ama inanç özgürlüğü ve demokrasi gerekçesi altında taviz vere vere Türkiye bugünlere geldi. Almanya 'Laiklik Türkiye’ye lazım, bize lazım değil' diye düşünüyorsa, gelinen noktaya dönüp bakması gerekir” görüşünü savundu.
Demokrasi bilincinin ve laiklik ilkesinin çocuklara temel eğitim çağında verilmesi gerektiğini kaydeden HDF Genel Başkanı Şahin, “İslamcı-ırkçı itişmesinden kurtulmanın yollarından biri de ortak yaşam inşa etmek ve yerel siyasette etkin olmak” diye konuştu.
MÜSLÜMANLARA KARŞI GENEL ŞÜPHE
Öte yandan Spiegel redaksiyonuna ulaşan ve Sol Parti Federal Meclis Grubu’nun gündemine aldığı önerge şu başlığı taşıyor: “Almanya’da Müslümanlara karşı ırkçılık ve ayrımcılıkla mücadele.”
Toplam 13 sol milletvekilinin imzaladığı taslakta yedi sayfa boyunca İslamofobik suçlar, şiddet ve Müslümanların “damgalanması” kınanıyor. Taslak ile Alman hükümeti İslamofobiye karşı harekete geçmeye çağrılıyor. Buna karşılık, İslamcı şiddet sadece yarım cümle ile eleştiriliyor.
“SOL YAPAY UTANCI BİR KENARA BIRAKSIN”
Radikal İslam ile ilgili tartışmalara Sol Parti Meclis Grubu Başkanı Dietmar Bartsch da katılarak, “Sol, yapay utancını bir kenara bırakmalı yapısal sorunlara sosyal yanıtlar bulmalı” dedi. Bartsch da tıpkı Kevin Kühnert gibi solun radikal İslam’la mücadele konusundaki isteksizliğinin ardında “sağı güçlendirme endişesinin” yer aldığına dikkat çekti.
Öte yandan Spiegel’de yer alan habere göre taslağa imza atan Sol Parti milletvekilleri Federal Meclis’i dini giysilere yönelik yasakları da reddetmeye çağırıyorlar. Taslağın hazırlık aşamasındaki versiyonunda örneğin ilkokul çocukları için başörtüsü yasağı da eleştiriliyordu.
"ÖLÜMCÜL SİNYAL"
Sol Parti milletvekili Sevim Dağdelen söz konusu taslağı “ölümcül bir sinyal” sözleriyle nitelendirdi. Başörtüsünün “siyasal İslam’ın simgesi” olduğunu bildiren Dağdelen’e göre, taslak gerici İslami derneklerin ruhunu taşıyor ve söz konusu önergeyle sol, laik Müslümanları özgürlük mücadelesinde yalnız bırakıyor.
Dağdelen şu düşündürücü çağrıyı da yapıyor: “Siyasal İslam’ın Almanya’da da yükselişte olduğu gerçeğini görmezden gelmemeliyiz. İslamcılığı ırkçılığa karşı oynamayı bırakmalıyız” Meclis Grubu Başkanvekili Fabio de Masi de önergeyi eleştirerek, “Son olaylar bağlamında, bu ciddi bir hata" derken grubun din politikası sözcüsü ve önergenin arkasındaki ana figür Christine Buchholz, bu konuda yorum yapmak istemedi.
IŞIN TOYMAZ – STUTTGART