OKTAN ERDİKMEN - Irkçı terör örgütü NSU tarafından işlenen ve Alman derin devletindeki iş birlikçilerin de göz yumduğu cinayetler serisine yeteri kadar ilgi göstermiyoruz. Bu cinayetler ilk görülmeye başladığında da yerelde 20-30 kişilik gruplar dikkati çekmişti. Ne Türk dernekleri, ne de Dışişleri Bakanlığı ilgilenmişti. 

Aradan geçen sürede durum çok fazla değişmedi. Öldürülen Türklerin avukatlarından Mehmet Daimagüler, Almanların yüzlerce kilometre öteden mahkemeye gelip takip ettiklerini ancak yandaki kahvede okey oynayan Türklerin gelmediğini söyleyerek durumu çok güzel özetlemişti.

Alman sol çevreler mahkemeyle ilgili haftalık raporlar, kitaplar yayımlıyorlar. Bizse cinayetlerin işlendiği günlerde saman alevi gibi bazı açıklamalar yapıp, işi başımızdan savmakla yetiniyoruz.

Geçtiğimiz günlerde de, terör şebekesi tarafından Kassel şehrinde öldürülen Halit Yozgat için her yıl düzenlenen anma töreninin, bu sene belediye tarafından güvenlik gerekçesiyle iptal edildiği açıklandı.

Başkonsolosluk yetkilileri, olaya üzüldüklerini ve törenin seneye yeniden düzenleneceğini umduklarını açıklamakla yetindiler. Oysa iptal edilen örneğin bir AKP mitingi olsaydı, hemen Türkiye’den bir bakan, mümkünse başörtülü bir bakan uçağa atlayıp gelirdi.

Alman yetkililer izin vermese bile, polis barikatının üzerine üzerine yürür ve mitingi hiç olmazsa başkonsolosluğun balkonundan gerçekleştirirdi. 

Oysa şimdi davayı takip etmediğimiz gibi, geçmişte yaşananları da hızlıca unutuyoruz. Bu cinayetlere göz yuman ve devlet içerisinde hala görevde olan aşırı sağcı - ırkçı yapıyı dikkate almıyoruz.

Halit Yozgat cinayeti esnasında, Hessen Eyaleti Anayasayı Koruma Dairesi’nde çalışan bir memur, cinayetin işlendiği internet kafede bulunuyordu. Cinayetin ardından ortadan kayboldu.

2011 Aralık ayında, deliller yok oldu. Dinleme kasetleri imha edildi.

Bir istihbarat çalışanı, şu anda Münih’te duvarlarında haç işareti asılı olan bir mahkeme tarafından yargılanan Beate adlı terörist teslim olduğu gün, kurumun koridorlarında koşarak Beate ve arkadaşlarının isimlerinin sistemden aranmasını istemişti.

Soruşturma esnasında bu bilgileri kasıtlı olarak sistemden sildirdiğini kabul etti ve susma hakkını kullandı.

Geçtiğimiz hafta, hala görevine devam eden bu kişiye sadece 3 bin avro para cezası verildi. 

Almanya’nın dört bir tarafında hala şüpheli cinayetler işlenmeye devam ediyor.

Belediye anma etkinliğini iptal ediyor ve biz üzülmekle yetiniyoruz.

Oysa AKP’nin mitingi falan iptal edilseydi, Dışişleri yeri yerinden oynatırdı.

Erdoğan 'Ey Almanya' derdi. 'Sen kimsin?' diye bağırırdı.

Bakanlarımız polis barikatının üstüne üstüne yürürdü...

Oktan Erdikmen'in diğer yazılarını okumak için tıklayınız.