ARTI49 RÖPORTAJ - Son günlerde holding mağdurları yeniden gündeme gelmeye başladı. Hamburg Barosuna kayıtlı olarak faaliyet gösteren ve bu davaların seyrini uzun yıllardan beri takip eden Uzman Avukat Talha Barut’ a arti49.com olarak konu ile ilgili sorularımızı yönelttik:

Holding mağdurları konusu Avrupa’da bir hayli eski bir konu. Neden şimdilerde yeniden gündeme geldi?

Son zamanlarda bu konunun gündeme gelmesinin başlıca sebeplerinden biri Türk yargısında mağdurlar lehine çıkan kararlar. İlk dava açan kişiler zorlu bir süreçten geçtiler. Mudiler önce Almanya’da dava açtılar. Davalarını kazananlar Türkiye’de tanıma ve tenfiz yaparak alacaklarına kavuşmaya çalıştılar. Tanıma ve tenfizi istenen kararlarda Almanya’da usulüne uygun karar aldıranlar Türkiye’de alacaklarına kavuştular. Ancak Almanya’daki yargılamada Türk hukukuna göre gerekli tebligatları usulüne uygun yaptırmamış kişiler bu davaları kaybettiler. Dolayısıyla alacaklarına kavuşamadılar.

Almanya’dan hala dava açma hakkı var mı?

Maalesef Alman hukukuna göre bu davaların çoğu zaman aşımına uğradı. Almanya’dan yeni açılacak davalar için olumlu bir netice çıkacağını zannetmiyorum.

Türkiye’den dava açmak mümkün mü? Neden bugüne kadar bu konuda mudiler lehine çok fazla olumlu karar duymadık?

Türk yargısı önceleri bu konuda yaşanan mağduriyetleri tam anlayamadı. İlk başta doğrudan Türkiye’de dava açanlar uzun yargılamalar sonucunda davalarını kaybettiler. 7-8 yıl süren davalar oldu. Tabii ki davaların uzamasında ilgili bazı şirketlerin mal kaçırmaya çalışması da etkili oldu. Bu şirketlerin çoğu, hisse senetlerini Avrupa’daki şirketler üzerinden vermişti. Bu şirketleri tasfiye ederek paraları usulsüz yollardan Türkiye’ye aktardı. Bu para trafiklerinin tespiti hayli uzun sürdü. Nihayetinde de çoğu kaybedildi. Kaybedilen bu davalar Yargıtay’da temyiz edildi. Yargıtay 2011 ve 2012 yıllarında bu kararların hepsini bozdu. Daha detaylı bakılarak eksikliklerin tamamlanmasını ve yeniden yargılama yapılmasını istedi. Yeni yargılamalar ise son birkaç yılda meyvelerini vermeye başladı. Parasını yatıranlar zararıyla beraber yatırdıklarını almaya başladılar. Türkiye’de zaman aşımı konusunda Yargıtay tarafından mudilerin lehine son zamanlarda olumlu kararlar alındı.

Türk yargısının ret gerekçesi neydi? Neden ilk açılan davalar kaybedildi?

Para toplayan holdingler Türk Ticaret Kanunu anlamında bir anonim şirket (Aktiengesellschaft) yapısındadır. Para yatıranlar da bu şirketin hissedarları yani ortaklarıdır. Şirket kar ettiğinde ortaklara kar payı vermekteydi. İlk yıllarda da yüksek miktarda da kar payları verilmişti. İsteyenler ana parasını tamamen alabiliyordu. Ancak şirketler sonraları zarar göstermeye başladı. Parasını tamamen çekmek isteyenler paralarını çekemediler. Mahkemeler de dava açan hissedarlara “Sizler ortaksınız; ortak kara da zarara da ortaktır” demek suretiyle açılan davaları reddetti. Ancak işin içinde başka bir iş olduğu daha sonraları anlaşıldı. Bundan sonra da olumlu kararlar çıkmaya başladı.

Bu durumda olan ve mağduriyet yaşayan insanlara ne tavsiye edersiniz?

Avrupa’da usulsüz şekilde para toplayan bazı şirketler Türkiye’de büyük malvarlıkları elde ettiler. Bazı şirketler hala aktif ve büyük çapta işler yapmaktadır. Ayakta kalan bu şirketlerden alacaklı olan mağdurlar, bu şirketler de diğerleri gibi batmadan bir an önce yasal işlemleri başlatmalıdırlar. Her ne kadar bu şirketlerin güçlü bir sermayesi olsa da mağdur olan herkesin parasını ödeyebilecek seviyede değildir. Bu durumda erken davrananların alacağına kavuşabileceği bekleyenlerin ise alacaklarını elde edemeyecekleri kanaatindeyim. Zira ayakta kalan bu şirketler de iflas ettiği takdirde önceden iflas masasına adını yazdıranlar öncelikli olarak alacaklarını alabileceklerdir.

 

Bilgi için:

Avukat Talha Barut

040 636 93 310

Gaensemarkt 44

20354  Hambug

www.talhabarut.com

https://www.facebook.com/avukatimiz/