Geçen yıl 19 Şubat’ta ırkçı saldırıda hayatını kaybeden 4’ü Türkiye kökenli 9 göçmen için Almanya’nın birçok şehrinde düzenlenen anma törenlerinde, ırkçılık ve şiddet yanlısı saldırılar protesto edildi. Hürriyet'ten Çiğdem Hızkan'ın haberine göre bu kapsamda Berlin’de özellikle Türklerin ve yabancıların yoğun yaşadığı Wedding, Neukölln ve Kreuzberg ilçelerinde de yoğun katılım eşliğinde düzenlenen etkinlikte Hanau’da hayatını kaybeden masum insanlar anıldı.
Oranienplatz Meydanı’ndaki ‘Almanya’da Irkçı Kurbanlar Anıtı’ önünde sivil toplum kuruluşları ve sivil inisiyatiflerin birlikte organize ettiği etkinliğe yaklaşık 1500 kişi katıldı. Türk vatandaşlarının yanı sıra Almanların da yoğun katılımı olduğu gözlendi.
‘Hatırlamak Savaşmaktır, Anmak Değiştirmektir’ başlığı altında konuşmaların gerçekleştiği anma etkinliğinde Hanau’da hayatını kaybedenlerin isimleri katılımcılarla birlikte okundu, “Irkçı saldırılara karşı yan yana duracağız, unutmayacağız ve unutturmayacağız” denildi.
Ülke genelinde artan ırkçı şiddete dikkati çeken konuşmacılar, işlenen ‘ırkçı cinayetlerin’ münferit olaylar olarak nitelendirilemeyeceği söyledi. Öte yandan anma törenine katılan bazı Türk vatandaşları da duygu ve düşünceleri şu şekilde paylaştı.
49 yaşındaki taksi şoförü Hasan Yapal: “Hanau’da yaşanan bu katliam gibi ırkçı saldırıya tepkimizi göstermek üzere bugün buradayız. 30 yıldır Almanya’da yaşıyorum ve yıllardır bu ülkede yabancılara karşı böylesi ırkçı saldırılar maalesef hep karşımıza çıkıyor, çok üzgünüz. Bugün haberleri dinlerken, cinayetleri işleyen kişinin babasının öldürülme ihtimaline karşı polis koruması altında olduğunu öğrendim ve şu soruyu sordum kendime; ‘Neden bizi değil de bunları koruma altına alıyorlar?’ İnanın anlamış değilim.”
“Polisin son derece keyfi davrandığına inanıyorum ve bu konuyu örtbas ettiğini düşünüyorum. Ben taksi şoförüyüm. Gün boyu trafikteyiz ve en ufak bir kazada eğer karşı taraf sarı saçlı, mavi gözlü ise önce ona sorar polis; ‘Bu kaza nasıl oldu, bu nasıl gelip sana vurdu!’ der. Daha ilk soruda kaybediyoruz. Ve bazı Almanlar dürüst davranıp da ‘Hata tamamen benim’ deyince, ‘Ooo pardon’ olurlar... Ama biz anlayacağımızı anlarız.”
“Dolayısıyla ırkçılık her an her yerde değişik şekillerde karşımıza çıkabilen bir durum. Böylesi olayların bir daha yaşanmamasını istiyoruz. Kaybettiğimiz masum tüm insanların acısını yüreğimizde hissediyoruz. Hanau’da gencecik yaşta çocuklarını, sevdiklerini kaybeden herkese sabırlar diliyorum.”
24 yaşındaki üniversite öğrencisi Bahar Yapal “Artık sesimizin duyulmasını istiyoruz. Biz yıllardır bu ülkede yaşıyoruz, ben burada doğup büyüdüm. Türkçeme baktığınızda kırıktır, Alman aksanıyla konuşuyorum. Kendimi bu ülkenin, bu kültürün tam anlamıyla bir parçası olarak görüyorum, kendimi bir Alman gibi bu topluma ait hissediyorum.”
“Yıllardır bir arada yaşıyoruz bunca farklı kültürden insanla ve artık beni de olduğum gibi kabul edip içlerine almalarını, bizleri kabul etmelerini istiyorum. Almanya benim doğduğum, büyüdüğüm, üniversiteye başladığım bir yer olmasına rağmen, hâlâ benim evim gibi gelmiyor bana ne yazık ki!”
“Ama ben bu duyguya ulaşmak istiyorum. Başkalarına tüm bu haklar hak etmedikleri halde verilirken, biz neden dışlanıyoruz? Neden bizi duymuyorlar? Neden bizim problemlerimiz o kadar önemli gelmiyor bu topluma?”
23 yaşındaki üniversite öğrencisi Evin Kaplankıran: “Öncelikle hayatlarımızdan koparılan bu güzel insanlar için çok üzgünüz, artık böylesi olayların olmamasını istiyoruz. Ama ne yazık ki ve her nedense ırkçı saldırıların önüne bir türlü geçilemiyor.”
“Bundan dolayı da kızgınız ve artık sesimizin duyulmasını ve adalet isteğimizi tekrar ediyoruz. Devlet artık bu saldırıların kesinlikle önüne geçmeli ve polisler de bu konuda gereken hassasiyeti göstermelidir. Ben bu ülkede güven içinde ve korkmadan yaşamak istiyorum.”
Irkçı terörist Tobias R., 19 Şubat 2020’de Hanau’da iki nargile kafeye düzenlediği silahlı saldırıda aralarında 4 Türkiye kökenlinin bulunduğu 9 göçmeni öldürmüş, ardından ailesiyle birlikte yaşadığı eve giderek annesini de öldürdükten sonra intihar etmişti.
Saldırılarda Türkiye kökenli Sedat Gürbüz, Gökhan Gültekin, Ferhat Ünvar, Fatih Saraçoğlu ile Vili Viorel Paun (Romanya), Kaloyan Velkov (Bulgar), Hamza Kurtoviç (Bosna), Said Nesar Hashemi (Afganistan) ve Mercedes Kierpacz (Polonya) ölmüştü.