Gürsel Yıldırım

Biliyorsunuz 19 Şubat 2020’de Hanau’da dokuz göçmenin bir Nazi tarafından öldürüldüğü ırkçı bir katliam gerçekleşti. Kısa bir süre sonra, Korona krizi herşeyi geri plana itti.

“Virüs, hayatın büyük bir bölümünü devre dışı bırakmışken 8 Mayıs’ta siyasi grev fikri ne olacak? Bu tartışmanın zor koşullar altında bile devam etmesini ve Hanau’da öldürülenlerin isimlerinin ve katlımı Korona salgını gölgesinde unutulmasını istemiyoruz. Bunun için bugün de Hanau Katliamı konusunda söylenecekler var… 

Hanau ile bağlantılı kamusal alanlarda yapılması gereken hazırlık toplantıları iptal edildi ama , 8 Mayıs 2020 tarihinde “Öfke Günü. Ülke Çapında Irkçılığa Karşı Protesto ve Grev!” için çağrıda bulunan girişimciler önerdikleri eylem gününü iptal etmedi.

Aktuel soru, 8 Mayıs 2020 tarihinde “Mesafeyi koruyarak!” durumu kabullenip herşeyi beklemeye alıp almayacağımız. Ya da alternatif eylem biçimlerini düşünüp düşünmeyeceğimiz. Korona döneminde, bu tür sorular pratik olarak uygulanabilir ve biraz daha risk almayı ve olağanüstü eylemleri gerektiren realist cevaplar gerektirir. 

Bizce “Ülke Çapında Irkçılığa Karşı Protesto ve Grev! fikri, 8 Mayıs 2020’de Korona salgını göz önünde bulundurularak güncel duruma uyarlanabilir ve uygulanabilir. Hanau’daki terör saldırısına bağlı olarak ilgili örgütler, gruplar, birlikler veya yeni oluşumlarının birbirileriyle anlaştıklarını ve 8 Mayıs’ta evde sessizce ve sakince oturmayacakları varsayacak olursak; 8 Mayıs 2020 için yeni fikirler ve alternatif protesto seçenekleri üretmek için yeterli zamanımız var diyoruz. 

Hanau katliamında öldürülenlerin yakınları ve arkadaşları, bizim için tasavvur edilemeyecek kadar zor olan ırkçı terör saldırının sonuçlarıyla boğuşuyorlar. Bizlerde Korona salgınına rağmen, Hanau’a da odaklanmalıyız, oraya da kulak vermeliyiz! Hanau da yeni kurulan “19 Şubat Girişimi” 19 Mart 2020 tarihinde şunları yazdı Facebook sayfalarında : “Burada yaşamaya devam etmek zorunda olan bizler için hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Onları özlüyoruz. Bu kederi paylaşabilecek insanlarla iletişim kurmak gerekli oldu. Yalnızlığın bizi ayırmasına izin vermek istemiyoruz. “ Girişim, “katliamdan etkilenen kişilere doğrudan destek, hukuki danışmanlık ve deneyimli avukatlar ile irtibat, psikolojik destek, finansal destek çağrısında bulunuyor. “ Korona salgını döneminde giderek kısıtlanan „ailelerin, akrabaların ve travmatize olmuş bireylerin maddi ve psiko-sosyal bakım ve desteğinin sağlanması“ için aile üyelerini maddi olarak destekleyebiliriz. 

Naziler tarafından son olarak Hanau’da “yakalandık”. Her zaman olduğu gibi: Hanau her yerde!

Hamburg’da “Her Yerde Genel Grev” veya “Grev Günü” çağrısı ile Hanau’daki katliama karşı harekete geçerek “olağanın ötesine geçmeyi, ülke çapında ırkçı grevler düzenlemeyi” ve “günlük yaşamı bozmayı ” düşünmüştük. Genel Grev ile ırkçılıktan etkilenen ve grevi desteklemek isteyen herkesin grev için eyleme geçmesini düşünmüstük. Bunun için, ağlar, gruplar, organizasyonlar ve bireysel insanlar da 8 Mayıs’ta genel grev fikrini ele almıştı.

Bu arada hepimiz Korona krizinin ekonomik sonuçlarıyla ilgili sorunlarla boğuşuyoruz. Ayrıca kendimiz, arkadaşlarımız veya aile üyelerimiz için Korona virüsüne “yakalanacağı” endişesi duyuyoruz. Günlük korkularımız ve gelecekle ilgili endişelerimiz olsa bile, korku senaryolarıyla zamanımızı boşa harcamamalıyız. Korona gidene kadar pasif olarak “ev hapsinde” bekleyip durmayalım. Korkulara ve endişelere rağmen iyimser kalmalıyız.

Ve 8 Mayıs’ta burada ayakta olduğumuzu göstermeliyiz.

8 Mayıs 2020: Öfke Günü * Grev Günü * Diğer Protesto Biçimleri

Korona salgını döneminde, genel grev fikri, düşünüldügü gibi mümkün olmayacaktır, ancak 8 Mayıs’ta “Direniş Günü” fikri mümkündür. Korona salgını hepimizi etkiliyor, buna rağmen eyleme geçebiliriz. Milyonlarca göçmen evlerinde, kulüplerde ve diğer kamusal alanlarında pencere ve balkonlar var. İnsanlar arası İletişimler pencereden pencereye, balkondan balkona da devam ediyor. On binlerce ev ve diğer olanaklar protesto için kullanılabilinir. Afişlerle, karton sloganlarla, sembollerle, sokaktak gösterileri sırasında kullanılabilen herşey, 8 Mayıs gününde demonstratif bir şekilde pencerelerden, balkonlardan, yansıtılabilir: antifaşist, antiırkçı, antisemitist, antiziganist, antisömürgeci pankartlar asilabilinir. Buna ek olarak, çoğunluk toplumundan ırkçılık karşıtı, anti-faşistler olarak ırkçılikla ilgili “kendi ayrıcalıklarını sorgulayan” yüz binlerce insan var. ” Son yıllarda gündelik, yapısal ve öldürücü ırkçılığa karşı “biz daha fazlayız” sloganıyla sokaklardaydı onlarda.

Şu anda istisnai koşullarla karşı karşıya kalsak bile, “Ülke çapında Irkçılığa Karşı Protesto Günü!” planlayabilir, organize edebilir ve siyasi içeriklerimizi, taleplerimizi vs. 8 Mayıs 2020’de evlerden, ofislerden ve diğer yerlerden, her zamanki gibi biryerlerde toplanmak zorunda kalmadan, bulunduğumuz yerden, özerk ve bağımsız olarak yapabiliriz. 

Böyle bir yaklaşım, gündelik anlayışın egemen güvenliğini provoke etmeye, olağan düşünme biçimini bozmaya ve istisnai koşullarla karşı karşıya kalsak bile toplumu harekete geçirmeye dayanır. Böylesi olaganüstü eylemlerle yeni bir çığır açabiliriz. Başarı vaat edecek hazır cevaplarımız yok, guruplarin, örgütlerin, bireyin iradesine dayanarak cevaplar bulmayi amaçlıyoruz. Nazilerin ölümcül eylemlerine karşı cevaplar, ırkçılıktan magdur olan insanların sorularına ve Hanau katliamına karşı nasıl bir eylemle cevap verebiliriz, bütün derdimiz bu..

Hareketimizin sınırlı olmasına rağmen, “sesimizi duyurabiliriz“. Hanau katliamını ve öldürülen göçmenleri unutmadığımızı, kederimizi hırsa, öfkeye ve dirence dönüştürebiliriz 8 Mayıs 2020’de, binlerce insan koşullara uygun değişik protestolar gerçekleştirebilir, yeterki bunun gerekli olduğuna inanalım.

Almanca metin için tıklayınız

*Gürsel Yıldırım, Sosyolog, Hamburg’da kurulan Ramazan Avcı’yı Anma Girişimi’nin uzun süredir aktivisti ve Süleyman Taşköprü Cinayetini Aydınlatma İnisiyatifi ve Semra Ertan’ın anısına kurulan girişimin ortak kurucularındandır.