Eski Amerikancılar melek oldu

Eski Amerikancılar melek oldu

Düne kadar PKK ve FETÖ ile aynı menzile yürüyen, tarihin en Amerikancı iktidarı, antiemperyalist kesildi. Milli duruş sergilemek, yağma çetelerine karşı milletin yanında yer almaktır.

OKTAN ERDİKMEN - 28 Şubat sürecinde, antiemperyalist Erbakan’ın yerine, ondan daha az şeriatçı olmayan bir Amerikancı yapının iktidar alternatifi olarak sunulmasına şahit olduk.

ABD’nin güdümünde kurulan bu yeni parti, Büyük Orta Doğu Projesi için biçilmiş kaftandı. Erdoğan, BOP eş başkanı yapıldı.

Bu projenin iki temel amacı vardı: Birincisi, nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde ılımlı İslamcı, ABD yanlısı hükümetleri iş başına getirmek. İkincisi ise Kürdistan’ı kurmak.

AKP, bu çerçevede çalışmalarını sürdürürken, Irak’a düzenlenmek istenen operasyonda mecliste güçlü bir Deniz Baykal engeliyle karşılaştı.

1 Mart tezkeresi, “ABD’den değil, Allah’tan korkun” diyen Baykal’ın sayesinde meclisten geçmedi. Bugün antiemperyalist kesilen AKP’liler, o dönemde canla başla tezkerenin geçmesi ve Türkiye’den kalkan ABD uçaklarının Müslüman ülkeleri bombalayabilmesi için çaba gösteriyorlardı.

Baykal, CHP’nin  başından bir kaset komplosuyla uzaklaştırıldı. Parti yönetimine özerk Kürt bölgesi ve Irak’taki bağımsız Kürdistan konusunda daha ılımlı olan isimler geldi.

AKP, eş zamanlı olarak PKK ile iş birliği yapmaya başladı. Devlet görevlileri, hükümetin talimatıyla teröristlerle aynı masaya oturup pazarlık yaptılar.

Kamu görevlileri, İmralı ile Kandil arasında postacılığa başladılar.

Akil insanlar heyeti kuruldu. Habur’da teröristler davul zurnayla karşılandı. Ayaklarına kadar götürülen hakimler ve savcılar, serbest bırakma işlemlerini jet hızıyla tamamladılar.

Barzani, AKP kongresinde onur konuğu oldu. Civan Perver ‘Megri megri’ diye türkü söyledi, AKP’liler ağladılar.

Haziran 2016 seçimlerinde bu açılım politikası, halkta karşılık görmeyip AKP’ye çoğunluğunu kaybettirince, iktidar 180 derece dönüp Kürtleri bırakıp milliyetçilerle ittifaka başladı.

Bu Amerikalıların işine gelmiyordu. Ancak Irak ve Suriye başta olmak üzere, bu projenin diğer ayaklarında oluşan bataklığa, Türkiye çoktan çekilmişti.

Bundan sonra Osmanlı’nın son dönemindeki gibi bir denge politikası izlenmeye başlandı. Ancak bu Rus uçağı düşürüp Amerikalılara, rahip tutuklayıp Ruslara göz kırpan bir dengesizlik politikası oldu.

ABD’nin ve onun Orta Doğu uzantılarının ulaştığı sonuç, Suriye’de yıllardır bitmeyen bir iç savaş, Irak’ta kaos, Mısır’da askeri darbe oldu.

Türkiye’de de FETÖ üzerinden gerçekleştirilmeye çalışılan darbe girişimi, Kemalist subayların sağ duyusu sayesinde başarısızlıkla sonuçlandı.

Türkiye tarihinin en Amerikancı siyasi oluşumlarından biri olan AKP, yıllardır izlediği ABD yanlısı politikalar yüzünden, ekonomiyi de mahvetti.

Ekonomik krizin hemen ardından iktidara geldiğinde 130 milyar dolar olan dış borcu, 467 milyar dolara çıkaran bu yapı, ülkede ithal edilmeyen çok az ürün, satılmayan çok az kuruluş bıraktı.

Şimdi, düne kadar ‘Vatan haini’ ilan ettikleri, ‘Koyduk mu?’ dedikleri, eleştirilerine ‘Marmaray’a binmeyin, köprüden geçmeyin’ diye cevap verdikleri insanlardan dayanışma içinde olmalarını bekliyorlar.

Muhalefetin önemli bir kesimi de, milli duruş diyerek, iyi niyetle AKP’lilerin yanında saf tutuyor.

Ancak gelinen nokta, AKP’nin Amerikancı politikalarının bir sonucudur. 

İktidarda, sürekli borç alıp parayı üretime değil de, yandaşlara ihale edilen saraylara köprülere yatıran, Cumhuriyetin fabrikalarını satıp, işçiyi köylüyü yoksulluğa mahkum eden bir hükümet var.

Milli duruş, saraylarda yaşayan, zırhlı Mercedes’lerle gezen, Man Adası’nda milyonları, limanlarda Panama bandıralı gemicikleri olanların yanında durmak mıdır?

Yoksa 16 yıldır sömürülen, varı yoğu peşkeş çekilen, borçla çocuklarının geleceği ipotek altına alınan, evine ekmek götürmekte zorlanan işçinin, köylünün, emekçinin yanında durmak mıdır?

Biz ikincisinin yanında olmalıyız.

Varsın eski Amerikancılar melek olup, utanmadan bize ‘Gayri milli’ desinler.

HABERE YORUM KAT