Doğum günün kutlu olsun Gertrud Müller! Faşizme karşı direnenler unutulmuyor
Dünyada çeşit çeşit canavar var! Ancak en alçağı, en barbarı faşizm denen canavardır. İnsanlık bu gerçekliği Almanya’da Hitler faşizmi iktidara getirildiği andan itibaren fark etti. Bunun için can pahasına da olsa direniş başlatıldı.
Ve zafer gününde sağ kalabilecek kadar şanslı olanlar, yaşamlarının geri kalan kısımlarında nefesleri yettiğince faşizmi ve direnişi anlatmaya devam ettiler.
İşte onlardan birisi olan ve 25 Mayıs 2007’de kaybettiğimiz Gertrud Müller ile geçmiş yıllarda birçok kez DİDF Stuttgart derneğinde toplantılar gerçekleştirdik.
DİRENİŞÇİ BİR KIZ ÇOCUĞU
Gertrud Müller, bir işçi ailesinin çocuğu olarak 1917’de Stuttgart’ta doğdu. Birinci Dünya Savaşı bütün vahşiliğiyle devam ediyordu. Açlık sefalet bütün Avrupa’yı hatta dünyayı sarmalamıştı denir.
İşsizlik ise diz boyudur. Böylesine ağır sorunların olduğu dönemde doğan çocuklar çocukluklarını ne kadar yaşayabilirdi ki! “Yoksulluk insanı çabuk olgunlaştırır” sözü Gertrud’un yaşamında cisimleşti. Daha henüz 15 yaşında iken örgütlü mücadeleye Komünist Gençlik Birliği (KJV) saflarına katıldı. Bir yandan Leitz firmasında işçi olarak çalıştı, diğer yandan örgütün kendisine verdiği her görevi ve sorumluluğu layıkıyla yerine getirmeye çalıştı.
Duvar yazılamaları, dağıtılan el ilanları, siyasi toplantılar ile militan olması sonucu küçük yaşta birkaç kez tutuklandı. İki yıl kadar cezaevinde kaldı. Ama hiçbir şey onu girmiş olduğu yoldan çıkarmadı. Serbest kaldığında Hitler faşizmine karşı çalışmalara katılmaya ve örgütlemeye devam etti.
TOPLAMA KAMPI ACILARI
Gertrud Müller, 22 yaşında 1937’de kendisi gibi komünist olan Hans ile evlenir. Hayat onlara toz pembe hayaller kurmaları yerine zorlukların ve faşizmin üstesinden gelmeye öncelik vermelerini öğretir. Evleri, faşizme karşı direnişin örgütlendiği, cesaretli kararların alındığı bir hücre evi olur.
Gertrud ile Hans birlikte direnişi büyütmeye devam eder. Bunca işin arasında yakalanmayı ve ceza almayı göze alarak savaş esirlerine gizlice yemek götürmeyi dahi elden bırakmazlar.
Siyasal faaliyetlerinden dolayı tanınmış olmaları ve buna bir hainin ifadesi eklenince 1942’de ikisi de tutuklandı. Tutuklanma kendileri ile sınırlı kalmadı, bütün aile gözaltına alınarak vatana ihanetle suçlandı.
Stuttgart’ta devam eden Gestapo sorgusunun ardında Gertrud Müller Rudersberg kampına, oradan da Bad Canstatt hapishanesine getirildi. 13 ay sonra bu kez, Ekim 1943’te Ravensbrück toplama kampı için yola çıkarıldı. Faşistler, dosyasına ölüm cezası anlamına gelen “istenmeyen geri dönüş” notu düşmüşlerdi.
Ancak, kamp yoldaşlarının yardımıyla Strasbourg yakınlarındaki ve 22 bin kişinin ölümüne neden olan Natzweiler kampına bağlı Geislingen’e nakledildi. Geislingen WMF fabrikasında Macaristan ve Polonya’dan getirilen 800 Yahudi kadın kölece çalıştırılmaktaydı. Gertrud Müller, orada mutfak bölümünde çalışırken sayısız tutsağa yardım etti.
“HAYATIMI ULUSLARARASI DAYANIŞMAYA BORÇLUYUM”
Hitler faşizminin sonu yaklaşmakta idi. Sonlarının yaklaştığını hissetmeye başlayan tüm diktatörler yapmış oldukları zulmün/soykırımın izlerini silmeye çalışırlar. Faşist Hitler de öyle yaptı. Toplama kamplarında henüz sağ olan herkesi ölüm yürüyüşüne (“Todesmarsch”) çıkardılar.
30 Nisan 1945’de müttefik güç (ABD) askerlerince Dachau özgürlüğüne kavuştu. Gertrud büyük bir sevinç için memleketi olan Stuttgart’a geldi. Çok şanslı idi, ailesi ve kocası sağ kalmıştı.
Faşizmin yenilgisinden sonra mücadele farklı boyutlarda devam etti. KPD’ye üye olarak çalışmalarına katıldı. Faşizm yenilmişti ama, Almanya aynı kişilerle farklı biçimlerde yola devam ediyordu.
1959 yılında KPD (Almanya Komünist Partisi) yasaklanınca işini kaybetti. Eşi Hans yasaklanan KPD için dokuz ay hapise atıldı. Ama o boş durmadı. DİDF derneğinde yapılmış olan bir söyleşide “Yaşamımı uluslararası dayanışmaya borçluyum. Onlar bana yardım etmeseydi bugün karşınızda olmazdım. Ben yoldaşlarıma ihanet etmem. Yaşadığım sürece faşizme karşı direnişi anlatacağım” demişti.
Gertrud Müller 25 Mayıs 2007’de 91 yaşında hayata gözlerini kapadı. Yaşamı boyunca cesur ve komünist bir kadın olarak hareket etti. Irkçılığa, faşizme ve savaşa karşı düzenlenen eylemlerde toplama kampı dönemi elbiselerini sembolik giyinerek ön saflarda yer aldı.
Faşizme karşı direnenler arasında acıyı bütün boyutlarıyla hissedenler kadınlar oldu. Hayatı bizler için öğretici derslerle dolu bu güzel insan Gertrud Müller’i, doğum günü 29 Kasım’da bir kez daha saygıyla anıyoruz.
Savaşa ve faşizme karşı mücadelede Alman halkının yüz akları olanların adları mücadele alanlarında anılmaya devam ediyor.
ALİ ÇARMAN – STUTTGART