‘Din elden gidiyor’ diye kıyamet koparılıyorsa elden giden mutlaka başka bir şeyler vardır

‘Din elden gidiyor’ diye kıyamet koparılıyorsa elden giden mutlaka başka bir şeyler vardır

Fatih Altaylı, Şeb-i Arus töreninde Türkçe ezan okunması tartışmalarını köşesine taşıdı ve "'Din elden gidiyor' diye kıyamet koparılıyorsa elden giden mutlaka başka bir şeyler vardır" yorumunda bulundu.

Fatih Altaylı, Şeb-i Arus töreninde Türkçe ezan okunması tartışmalarını köşesine taşıdı ve “‘Din elden gidiyor’ diye kıyamet koparılıyorsa elden giden mutlaka başka bir şeyler vardır” yorumunda bulundu.

Altaylı’nın bugünkü yazısında ilgili bölümler şöyle:

“Dedemin kitapları arasında görmüştüm ilk kez yabancı dilde bir Kur’an-ı Kerim’i. Bizim evde de çeşitli Kur’anlar vardı. Arap harfleri ile yazılmış Arapça olanı, Latin alfabesi ile yazılmış Arapça olanı, Latin alfabesi ile yazılmış Türkçe tefsiri, Osmanlıca yazılmış Türkçe tefsiri. Hepsi vardı. Ama dedemin kitapları arasında gördüğüm ilginçti. Almancaydı. Üzerinde kocaman “Der Koran” yazıyordu.

Dedeme sormuştum “Niye Almanca yazmışlar” diye. “Alman anlamak istemiş içinde ne olduğunu. Bir şeye gerçekten saygı duymak için anlamak ister insan” demişti. Bana da hem Hazreti Muhammed’in hayatını hem de Kur’an’ın Türkçe mealini okumamı tavsiye eden kendisiydi. Şeb-i Arus’da Türkçe Kur’an okunması üzerinden kıyamet kopuyor şimdi yine. “1930’lara dönme suçlaması” yapılıyor. Gülüyorum. 1800’lere dönmüşüz zaten ne 1930’u diyeceğim ama ayıp olacak.

Dinlerin dili olur mu diye hep tartışılır. İslamiyet’in dili Arapça diye söylenir hep. Konum değil bilemeyeceğim. İyi de o zaman niye Farsça’dan gelen Namaz kelimesini kullanırız Arapça Salat’ın yerine? Ya da niye Pehlevice’den gelen Oruç kelimesini tercih etmiştir Türkler? Farsçalaştırmakta sorun yoktur da Türkçeleştirmek mi sorundur! Konum değil derine inmeyeyim. Bu basit sorularla noktalayıp, mesela “Hristiyanlığın dili nedir?”e bakalım.

Hazreti İsa Aramca konuşurdu. Ama ilk İncil’i o yazmadı. İlk nüshayı yazan kim tam bilinmiyor. Kimine göre Matta, kimine göre Markos. Ama kesin olan bir şey ilk İncil’in ve onu takip eden İncillerin Aramca yazılmış olduğu. Sonra Yunanca’ya çevrilmiş, sonra Latince’ye. Hangisi daha “Kutsal” bir fikrim yok. Hepsi geçerli.

İbadeti isteyen istediği dilde eder bana göre. Kimi anlayarak etmek ister, kimi anlamayarak. Kimi anlamak ama ibadeti kutsal olduğuna inandığı dilde etmek ister. Açıkçası edebi yönünü de düşününce, Kur’an’ı Arapça okumak istemeyi çok iyi anlıyorum. Sadece ilahi metinleri değil, güçlü felsefi metinleri de dilinde okumanın önemi vardır. Ama anlamak kaydı ile. Kimsenin Ezan’ı Türkçeye döndürmek gibi bir hali ve bir niyeti olmadığı aşikar olduğu halde bir bardak suda niye fırtına koparılıyor dersiniz!

Niye böyle bir tartışma başlatıldı? İktidarın “Asla iktidar olamayacağını” beyan ettiği CHP, iktidar olabilse bile böyle bir şey yapmayacağı açık olduğu halde niye yeniden bu tartışma başladı? Nedeni çok açık. Yanıtsız sorulara karşı önlem olarak. Neler mi?

– Yıllarca enflasyonun nedeni olarak yüksek faizleri gösterdiniz şimdi ha babam de babam faiz artıyor. Ekonominin kuralları mı değişti sorusuna “Ne Türkçe Ezan mı okutmak istiyorsunuz” daha basit bir yanıt olur.

– Müteahhitlerin, kamu ihalesi kazanmakta rekor kıranların milyarlarca liralık borçlarını silerken gayet bonkör olan hükümet, asgari ücret konusunda niye bu kadar cimri davranıyor sorusuna “Ne Türkçe ibadet mi ettireceksiniz bu millete” demek daha rahattır.

– “Maaş zamlarını TÜİK’in enflasyon hesabına göre yapacaksınız ama marketteki enflasyon bundan kat kat fazla” dediğiniz zaman “Ne kadınları mı semazen yaptınız” yanıtı çok daha etkili ve sıkıntısızdır.

Bu soruları istediğiniz kadar uzatabilirsiniz. Yanıtlar ise hep aynıdır.

“Din elden gidiyor” diye kıyamet koparılıyorsa elden giden mutlaka başka bir şeyler vardır.”

HABERE YORUM KAT