CHP’yi seçmenleri yönetsin

CHP’yi seçmenleri yönetsin

Yöneticilerin, Atatürk’ün partisini düşürdükleri durum, hepimizin içini acıtıyor. CHP’yi Gezi’de pırıl pırıl zekalarına hayran kaldığımız seçmenleri yönetmeli.

OSMAN GÜN - Almanya’daki siyasi partilerin işleyişi ile Türkiye’dekilerin işleyişi arasında devasa farklılıklar var.

SPD’de bir karar alınacağı zaman, tüm üyelere mektup yazılıyor. Örneğin en son büyük koalisyon tartışmalarında bu yapıldı. Üyelerin verdiği karar doğrultusunda hareket ediliyor.

Partinin oylarında biraz düşüş olursa, kurultay falan yapmaya gerek kalmadan, genel başkan kendi iradesiyle koltuğunu partide öne çıkan isimlerden birine bırakıyor.

Almanya’da sosyal demokratlar iktidarı hedefliyorlar. Bunun için yapılması gereken ne varsa yapıyorlar.

Türkiye’de ise sosyal demokrat CHP, maalesef kendi içinde yeterince sosyal demokrat değil.

Delegelerin çoğu imza vermesine rağmen, genel merkezin kurultay toplamamakta diretmesi bunun bir göstergesi.

Kurultaya gidilirse, kapalı oylamada Muharrem İnce’nin genel başkan seçileceğini herkes biliyor.

Genel merkez, bu nedenle imza atan delegelerden kimisine adaylık, kimisine iş vadederek süreci engelledi.

Genel Merkez, şimdilik kendisini başarılı gibi görüyor ancak MYK üyeleri genel başkanlarını kurtarmak isterken kendilerini feda ettiler.

Kemal Kılıçdaroğlu, yerini korumak için parti yönetimini değiştirmek ve değişim yanlılarına da yer vermek zorunda kaldı.

Ancak Muharrem İnce taraftarlarının elinde bir de tüzük kurultayı kozu var.

250 imzayla tüzük kurultayına gidilip, orada ilk iş olarak seçimli olağanüstü kurultayın da Siyasi Partiler Kanunu’nun el verdiği ölçüde 5’te 1 imzayla toplanabilmesini sağlamak, değişim yanlıları için çok kolay.

Genel merkez, bundan başka bir yol da bırakmamış görünüyor.

Türkiye, çok ciddi bir ekonomik krizin eşiğinde. CHP içerisindeki ülkeyi ve partiyi değil de, kendi kişisel geleceklerini düşünen yöneticiler yüzünden, en güçlü muhalefetin yapılabileceği bir dönemde, parti geriye gidiyor.

Mesele, Kemal Kılıçdaroğlu veya Muharrem İnce meselesi değil.

Mesele, sosyal demokrasinin temsilcisi konumundaki bir siyasi partinin, delege sistemi üzerinden küçük hesaplarla yönetilmesi, kentlerdeki, kasabalardaki delege ağalarının iki dudağı arasına teslim edilmesi.

Delegeler ve parti yöneticileri bu denli olumsuz bir tablo çizerken, CHP’nin Gezi protestoları esnasında kıvrak zekalarına hayran olduğumuz, eğitimli, genç, nitelikli ve bilinçli seçmen kitlesinin muhteşem bir profili var.

CHP’yi delege ağalarının değil, bu gençlerin yönetmesi lazım.

Muharrem İnce ve değişim yanlıları, partiyi ve tüzüğü demokratikleştirerek, kararları politbüroların değil, demokratik aktif üyelik sisteminin parçası olan seçmenlerin aldığı bir dönüşüm gerçekleştirmeliler.

İş yerinizde, en yetenekli kişileri basit işlerde çalışıp, şirket yönetimini birtakım ilişkileri var diye, en yeteneksiz olanlara teslim eder misiniz?

Öyleyse partiyi ve ülkeyi neden teslim edesiniz?

HABERE YORUM KAT
1 Yorum