Bulgaristan utanmadan üste para istiyor

Bulgaristan utanmadan üste para istiyor

İzin sezonunda gurbetçilerden dezenfekte haracı kesen Bulgaristan, Varna’daki AB Zirvesi'nde Türkiye’den 10 milyar avro da Balkan Savaşı tazminatı istedi. Türk hükümeti dezenfekte haracını gündeme getirmedi. Gurbetçinin hakkını kimse savunmuyor.

OKTAN ERDİKMEN - Önceki gün Bulgaristan’ın Varna şehrinde düzenlenen Avrupa Birliği - Türkiye Zirvesi'nden bir sonuç çıkmadı. AB, zirvenin ardından resmi internet sitesinde şu konuların ele alındığını açıkladı:

Göç dalgasıyla ve terörle ortak mücadele, Türkiye’nin hukuk devleti olması hususu, Türkiye’nin Doğu Akdeniz ve Ege’deki yasa dışı faaliyetleri ve Suriye’deki operasyonları.

Bilindiği gibi Türkiye ve Yunanistan Ege’de, Güney Kıbrıs ise Doğu Akdeniz’de petrol arama çalışmaları nedeniyle sık sık çatışmanın eşiğine geliyor. AB, net bir şekilde Türkiye’nin çalışmalarını yasa dışı olarak niteledi ve Kıbrıs’ın arkasında olduğunu açıkladı.

Avrupalılar buna ek olarak, Türkiye’deki demokrasi, insan hakları ve özgürlükler gibi konularda da endişeli olduklarını söylediler.

Bulgaristan’ın ise derdi başkaydı. İzin sezonunda gurbetçilerin analarından emdiği sütü burnundan getiren, dezenfekte adı altında araçlara su sıkıp haraç kesen, bazı polisleri çorba parası isteyen Bulgarlar, Balkan Savaşı’ndaki zararlarından dolayı Türkiye’den 10 milyar dolar para istiyorlar. 

Bulgaristan Cumhurbaşkanı Radev, Başbakan Borisov’un bu konuyu zirvede getirmesi hususunda özellikle baskı yaptı. 

Bulgarlar Osmanlı’ya isyan ederek başlattıkları, bir ara Ruslarla birlikte İstanbul’a kadar geldikleri ve on binlerce insanın ölümüne neden oldukları bu savaştan dolayı bizden para istiyorlar. Çünkü dış politika böyledir. Siz ülkenizin çıkarlarını savunmazsanız, tepenize çıktıkça çıkarlar.

Bulgar Başbakanı, Türkiye sayesinde sınırlarındaki mülteci baskısının 0’a indiğini söylüyor. Avrupa Komisyonu Başkanı Juncker, AB’ye gelen sığınmacı sayısının yüzde 75 düştüğünü ve bunun Türkiye’nin başarısı olduğunu belirtiyor. Ancak 2016 yılında bunun karşılığında Türkiye’ye söz verilen vize serbestisi hayata geçirilmedi. Böyle bir adım AB’nin gündeminde dahi değil. Türkiye kriterleri yerine getirmediği gibi, yerine getirdiğini iddia ediyor. Vize serbestisi kabul edilse bile, birkaç önce Türkiye’yi Afrin operasyonundan dolayı yerden yere vuran Avrupa Parlamentosu’ndan onay alma ihtimali yok.

Avrupa Birliği, Gümrük Birliği’ni Türkiye’nin daha rekabetçi olduğu tarım ürünleri nezdinde genişletecek bir anlaşmayı imzalamaya da yanaşmıyor. 

Müzakereler fiilen durmuş halde. Avrupalı liderler Türkiye’nin AB’ye üye olamayacağını net bir şekilde Erdoğan’ın yüzüne söylüyorlar. 

Allah’tan onun da AB’ye girmek gibi bir amacı yok. AB insan hakları, demokrasi, hukuk demek ve bunlar Erdoğan’ın çok sıcak bakmadığı kavramlar. Bu nedenle zirvede vize ve Gümrük Birliği konularına pek değinilmedi. Gurbetçilerin haraca kesilmesi ise hatırlanmadı bile. 

Erdoğan basın toplantısında AB’nin yapacağı para yardımının altını çizdi. AB'nin 3 milyar avro yardım sözü verdiğini ancak bunun sadece 1,8 milyarının ödendiğini söyledi. "Acil ihtiyaçlar beklemez” dedi. 

Yani, vize, Gümrük Birliği, gurbetçiler, demokrasi, insan hakları, hukuk… 

Bunların hiçbiri umrunda değil.

Tek amacı var: Ekonomik krizin etkilerini bir sene daha öteleyip, 2019’da başkanlığı kaybetmemek.

Yoksa mülteciler için 30 milyar dolar harcadığını iddia eden bir dünya lideri; 1,2 milyar avro yardım için neden Avrupalıların ağız kokusunu çeksin? 

Acil ihtiyaçlar beklemez de ondan...

 

Oktan Erdikmen'in diğer yazılarını okumak için tıklayınız.

 

HABERE YORUM KAT
1 Yorum