Bugün Düzce Depremi’nin 20. yılı

Bugün Düzce Depremi’nin 20. yılı

Düzce'de 12 Kasım 1999'da meydana gelen 7.2 büyüklüğündeki depremin üzerinden 20 yıl geçti. Acılar hala dün gibi...

DÜZCE - "Son yüzyılın en büyük depremlerinden biri" olarak tanımlanan ve 17 Ağustos 1999'da meydana gelen 7,4 büyüklüğündeki Marmara Depremi'nden etkilenen Düzce, yaralarını Türk milletinin sağduyusuyla sarmaya çalışırken bu kez 12 Kasım'da 7,2 büyüklüğündeki depremle sarsıldı.

894 kişinin hayatını kaybettiği, 4 bin 948 kişinin yaralandığı depremde 26 bin 704 ağır, 37 bin 825 orta, 40 bin 944 hafif hasarlı yapı tespit edildi.

Kaynaşlı Demokrasi Meydanı’nda düzenlenen etkinlik, Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı.  Etkinlikte konuşan Düzce Valisi Zülkif Dağlı, depremde hayatını kaybedenleri anmak için bir araya geldiklerini söyledi. Depremde Kaynaşlı ilçesinde 316 kişinin hayatını kaybettiğini, 500’ün üzerinde kişinin de yaralandığını anımsatan Dağlı, şöyle devam etti:

"Nüfusumuzun kapladığı alanın yüzde 97’si deprem kuşağında"

“Bu can kayıplarımıza Allah’tan rahmet diliyoruz. Yine o zaman yaralanan vatandaşlarımıza sağlık ve sıhhat içinde inşallah uzun ömür temenni ediyoruz. Depremler ülkemizin bir gerçeği. Yüzölçümümüzün yüzde 95’i ve nüfusumuzun kapladığı alanın yüzde 97’si deprem kuşağında.

"Deprem değil ihmal öldürür"

Biz depremlerle her zaman karşı karşıya kalacağız ancak bunun için neler yapmamız lazım, tedbir olarak neler yapacağız? Çünkü deprem değil ihmal öldürür. Bunu biliyoruz. Bundan sonra depremle yaşamaya, depreme uygun konutlar, yerleşimler inşa etmeye gayret etmemiz ve bunu kendimize ilke edinmemiz gerekiyor.”

Kaynaşlı Belediye Başkanı Birol Şahin de 12 Kasım Depremi’nin Kaynaşlı için büyük bir felaket olduğunu ifade ederek “Büyük bir imtihandı. Bu depremde Kaynaşlılı 316 vatandaşımız hayatını kaybetti. 543 Kaynaşlılı vatandaşımız yaralandı. Bin 374 konut merkez ve köylerde yıkıldı. 284 iş yerimiz yine yıkıldı. Birçok kardeşimiz sakat kaldı.” dedi.

Deprem şehitleri için mevlit okunmasının ardından İl Müftüsü Hüseyin Can tarafından dua edildi. Kaynaşlı Kaymakamlığınca “12 Kasım Düzce-Kaynaşlı Depremi 20. Yılı Anma Sergisi” isimli sergi alanı oluşturuldu.

Vali Dağlı ve protokol üyeleri, kaymakamlık bahçesinde AFAD, UMKE, Türk Kızılay ve Düzce Belediyesi itfaiyesi tarafından açılan stantları ziyaret ederek yetkililerden yapılan çalışmalar hakkında aldı.

Vatandaşlara da alandaki yetkililer tarafından deprem ve depreme karşı alınması gereken önlemler hakkında bilgi verildi.

12 Kasım 1999 Düzce Depremi'nde ekmek almaya giderken üzerine yıkılan evin enkazında cansız bedenine günler sonra ulaşılan Şahin Canazlar'ın anne ve babası, evlat acısını yüreklerinde hissediyor.

Depremin merkez üssü olan Kaynaşlı'da yaşayan Canazlar çiftinin, deprem günü ekmek almaya giden ve yolda üzerine devrilen enkazın altında kalan 13 yaşındaki oğulları Şahin Canazlar'ın cansız bedenine 46 gün sonra ulaşıldı.

Canazlar çifti, 20 yıldır evlatlarının mezarını düzenli olarak ziyaret ederek acılarını hafifletmeye çalışıyor.

"O günleri hatırlamak istemiyorum"

Mehmet Canazlar yaptığı açıklamada, o günleri hatırlamak istemediğini fakat depremin hayatın bir gerçeği olduğunu söyledi.

Depremde ekmek almaya giden oğlunun yıkılan bir evin enkazının altında kaldığını anlatan Canazlar, günlerce çocuklarının bulunmasını beklediklerini kaydetti.

Canazlar, aramalar sonucu 46 gün sonra oğlunun cansız bedenine ulaşıldığını aktararak, "O ana kadar enkazda mı hastanede mi, nerede olduğunu bilemiyorduk. 46 gün sonra bulundu, defnettik. Mezarına gelip dua ediyoruz. Kendimizi böyle avutuyoruz işte." diye konuştu.

"4-5 katlı binalar var. Neye güvenip de yapıyoruz? Yarın deprem olmayacak diye bir kaide mi var?"

Depremde oturduklarını binanın da yıkıldığını ancak can kaybı yaşanmadığını dile getiren Canazlar, şöyle devam etti:

"Dört katlı çift daireli binamız vardı. Binamız yıkıldı. Dördüncü kat birinci kata indi. Beş erkek kardeşim, hanımı, çocuğu, benim kız da 4. kattan balkondan aşağıya indi. Hiçbirinin burnu bile kanamadı. Bir tek biraderin, onları kurtarayım derken ayağına demir girdi. Oğlumun ise evin 100-150 metre ilerisinde üzerine bina çökmüş. O an için bulunsaydı yaşıyor olabilirdi. Tedbir almak elimizde. Daha sağlam binalar yapmamız lazım, tek katlı, iki katlı. Şu anda bakıyorum 4-5 katlı binalar var. Neye güvenip de yapıyoruz? Yarın deprem olmayacak diye bir kaide mi var? Yok."

Anne Kezban Canazlar da deprem gününü bir an olsun aklından çıkaramadığını belirterek, zor bir süreç geçirdiklerini söyledi.

Deprem günü eşinin evde olmadığını aktaran Canazlar, "Kız kardeşim vardı. Ev sallanmaya başladı. Aşağıya indim. Ne eşim var ne iki çocuğum var evde. Çırpındım, o ara eşim geldi. 'Çocukların ikisi de evde yok.' dedim. Gitti, kızı buldu geldi. Oğlan yok. Oğlanı babasına ekmek almaya göndermiştim. 7 dakika sonra felaket koptu. 46 gün boyunca aradık. Bir gün 'Şahin bulundu' dediler. Görmek istedim, göstermediler. O gün bugündür bu şekilde idare ediyoruz. Gelip böyle başında dua edip gidiyoruz." ifadelerini kullandı.

Canazlar, depremde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dileyerek, "Şimdi bir kızım var 28 yaşında. Bir oğlum var 18 yaşında, 2 torunum var ama onun yeri başka. Her evladın yeri başka. Çok zor. Allah bir daha yaşatmasın." dedi.

HABERE YORUM KAT