Bu yöntemle sıcak suya daha az para harcayın

Bu yöntemle sıcak suya daha az para harcayın
Federal Çevre Ajansı, su ısıtma sistemlerinde oluşan ve enerji tasarrufuna engel olan bakterilere karşı önerilerde bulundu.

Evlerde ısınma ve ısıtma için harcadığımız enerjinin önemli bir kısmını da sıcak su ihtiyacımızı karşılamak üzere tüketiyoruz. Bu durum da haliyle diğer ihtiyaçlarımızda olduğu gibi bir harcama kalemi oluşturuyor. Sıcak suyu kontrollü kullanmak, fatura giderlerimizi sanılandan çok daha fazla azaltıyor.

Bu noktada dikkat etmemiz gereken bazı hususlar var...

EN ÖNEMLİSİ: DOĞRU YALITIM

Öncelikle "akış sıcaklığı" nedir onu açıklayalım... Akış sıcaklığı, ısı üretme sisteminden çıkan ve ısıtma devresinde biriken suyun sıcaklığıdır. Sistemde -özellikle akışın gerçekleştiği borularda- doğru bir yalıtımla tüketilen enerjiden ciddi oranda tasarruf edilebilir.

"Dönüş sıcaklığı" ise suyun kazana geri döndüğü süreçteki ısısını ifade eder. Bu iki sıcaklık, iki ayrı devrede oluştuğu için birbirinden bağımsız ayarlanabilirler. Her iki tarafta da yalıtım oldukça önemlidir.

DAHA FAZLA ENERJİ: BAKTERİLER

"Lejyonella" adı verilen bakterilerin de su ısıtma sistemlerinde ortaya çıktığı ve tasarrufun önünde engel oluşturduğu ifade ediliyor.

Bakterilere karşı akış sıcaklığı nasıl ayarlanmalı?

Federal Çevre Ajansı, bakteri riskini ortadan kaldırmak için, "Sıcak su, boru sisteminin her yerinde her zaman en az 55 santigrat derece sıcaklığa sahip olmalı ve içme suyu ısıtıcısının çıkışında her zaman en az 60 santigrat derece sıcaklığı korumalıdır" önerisinde bulunuyor.

Evde uzun süreli bulunmama durumunun ardından musluğu soğuk su akana dek açık bırakma alışkanlığımızın nedeni de budur.

ARTI49