Bu sadece başlangıç…

Bu sadece başlangıç…

Almanya’dan çok önceleri hep ‘Ne zaman yaz gelecek‘ denilirdi. Şimdi durum değişti. Artık her iki ila üç yılda bir sıcak bir dönem oluyor. Bunun iklim değişikliğini açıkça gösterdiği konusunda uzmanlar hemfikir.

Sıcak hava dalgası Avrupa'da birkaç gündür rekor kırıyor. Bir Alman meteorolog televizyonda ‘1881’den beri elimizde yeterli ölçüm verisi var ve doğrusal bir eğilim analizi bize Almanya'daki yıllık ortalama sıcaklıkta 1,6 derecelik bir artış olduğunu gösteriyor. Isınma 1970'lerin başından beri hızlandı. Bunun yavaşlayacağını varsaymak için hiçbir veri yok. Bunu küresel verilerde de görüyoruz. Küresel kara kütleleri dikkat çekici bir şekilde ısınıyor‘ diyordu.
* * * *
Alman meteorolog durumun giderek daha ciddi olduğuna dair uyarıda da bulunuyordu. ‘İki hafta önce yaptığımız bir tahmin modelinde 44 dereceye kadar sıcaklıklar öngörülüyordu. On yıl önce Orta Avrupa'da bu kadar maksimum değerleri hayal edemezdik, ancak şimdi mümkün görünüyor. Şimdi, iklim modellerinden birkaç on yıl boyunca beklemediğimiz ısı dalgaları ve yoğunlukları yaşıyoruz‘ diye konuşuyordu.
* * * *
Sıcak hava dalgası aslında tüm Avrupa’yı sardı. Büyük Britanya, İspanya, İtalya ve diğer ülkelerde de durum aynı. İspanyol gazeteler, "İspanya yanıyor" gibi manşetlerle çıktı. Şimdiden son 15 yılın en kötü yazından söz ediliyor. İspanya’da  300'den fazla yangın yaklaşık 140.000 hektarı yok etmiş. İtalya keza aynı durumda… Ülkenin kuzeyindeki Po Vadisi ile Lombardiya, Toskana, Umbria ve Lazio bölgeleri ile Sardunya ve Sicilya adaları kuraklıktan muzdarip…
* * * *
İtalya’nın kuzeyi, tarımda milyarları bulan zararla 70 yılın en kötü kuraklığını yaşıyor. Meteorologlara göre benzeri görülmemiş sıcak hava dalgasının nedeni, İtalya'ya sıcak çöl havası getiren Afrika üzerindeki yüksek basınç alanı.  Meteorologlar hava fenomenine "Kıyamet 4800" adını verdi. Aslında bu, İtalya-Fransa sınırındaki Mont Blanc'ın zirve yüksekliğine tekabül ediyor, 4808 metre ile 
Alpler'in en yüksek dağı.
* * * *
Almanya’dan çok önceleri hep ‘Ne zaman yaz gelecek‘ denilirdi. Şimdi durum değişti. Artık her iki ila üç yılda bir sıcak bir dönem oluyor.  Sıcak dönemlerin sıklığı ve yoğunluğu arttı. Bunun iklim değişikliğini açıkça gösterdiği konusunda uzmanlar  hemfikir. İklim değişikliği ile başa çıkmak için iki ana stratejinin varlığı söyleniyor.  İklim koruma ve iklim değişikliğine uyum. İklim koruma hedefi, küresel ısınmayı iki derecenin altında ve ideal olarak 1,5 derece ile sınırlamak. Bu yüzyılın ortalarına kadar çok iddialı bir hedef.  İklim değişikliğine uyum ise hangi alanların sıcaktan ve tekrarlayan çok kuru koşullardan muzdarip olduğunu belirlemek.
* * * *
Sıcak dalgasının yol açtığı bir tehlike de kuraklık. Alman meterolog ‘1881'den bu yana yağış izlememizden elimizde veriler var. Yıllık yağışlar güçlü bir eğilim göstermiyor, ancak yaz için hafif bir düşüş ve kış için net bir artış eğilimimiz var. Yağmur yazdan kışa kayıyor - ve bu tarım ve ormanlar için bir sorun‘ diyordu.
* * * *
ETH Zürich’ten çevre fizikçisi Sonia Seneviratne de Alman Frankfurter Allgemeine Pazar gazetesinin bilim bölümünde bu konuya dikkat çekiyordu. 
Ona göre, on yıllardır, iklim araştırmacıları suyun yerden atmosfere nasıl ve ne kadar ulaştığıyla pek ilgilenmedi. Bu tür süreçler, bitkiler ve hayvanlar üzerindeki etkileri anlamak isteyen biyologlar için ilginç bir konuydu. İnsanlar atmosfer ve yağışla uğraşmayı tercih ettiler. Toprak nemi sadece marjinal bir durumdu.
* * * *
İsviçreli çevre fizikçisi ‘Buharlaşma, yağmur, akış ve toprakta su depolama ile birlikte su dengesindeki dört faktörden biri. Ve sadece bir bütün olarak bakıldığında, bir alanda çok fazla veya çok az su olup olmadığını gösterirler. Buharlaşma yağmur kadar sezgisel değil. Bu, özellikle Avrupa'da , genellikle kuraklık ve kuraklık için belirleyici faktördür. Bunu çamaşırları asmaktan bilirsiniz: gömlekler hava sıcak, güneşli, kuru ve rüzgarlıyken daha hızlı kurur‘ diyor…
* * * *
Alman Pazar gazetesi Leipzig'deki Helmholtz Çevre Araştırmaları Merkezi'nden araştırmacıların çalışmalarını da yazıyor. Araştırmacılar bulgularını Mart ayında Earth's Future dergisinde yazmışlar. 2018'den 2020'ye kadar, Avrupa 250 yılda eşi görülmemiş bir sıcak ve kurak dönem yaşamış. Yirmi yıldır dünyanın yerçekimi alanını izleyen ve böylece kara kütlelerinde su dalgalanmalarını görünür kılan iki Grace uydusundan elde edilen veriler de aynı sonuçları verdiği işaret ediliyor. Özetle Orta ve Batı Avrupa, dünyanın en çok su kaybeden bölgeleri. Bu sadece başlangıç...

 

HABERE YORUM KAT