''Bizim tahammül edemediğimiz bir kaos Almanya'da sorunsuz işliyor''

''Bizim tahammül edemediğimiz bir kaos Almanya'da sorunsuz işliyor''

''Bizim siyasi alışkanlıklarımıza göre tahammül edilmesi mümkün olmayan bir kaos. Ancak bu sistem Almanya’da görece sorunsuz olarak işliyor.''

Karar Gazetesi yazarı Mikdat Karaalioğlu bugün Almanya'da yapılan seçimleri değerlendirdi ve Türkiye ile olan farklarına değindi.

İşte Mikdat Karaalioğlu'nun o yazısı; 

Almanya’da bugün üç eyalette seçimler var. Baden Württemberg ve Rheinland Pfalz Eyaleti’nde eyalet hükümetleri yeniden seçilirken, Hessen Eyaleti’nde yerel meclislerin üyeleri seçiliyor.  Eyalet sistemi ile yönetilen Almanya’da eyalet seçimleri, federal hükümetleri direk etkiliyor.

Almanya’da 2021 Süper Seçim Yılı olarak isimlendiriliyor. Yukarıda adı geçen eyaletlerin yanında Berlin, Mecklenburg-Vorpommern, Sachsen-Anlhalt ve Thüringen eyaletlerinde bu yıl içinde eyalet seçimleri olacak. Almanya için 2021’i bu denli önemli kılan en önemli etken ise 26 Eylül ‘de Almanya’nın yeni başbakanını belirlemek için yapılacak genel seçimler.

Almanya’da federal düzeydeki yasalar Federal Meclis’te yapılıyor. Ancak bu yasaların birçoğunun uygulanabilmesi için, eyalet meclislerinin gönderdiği temsilcilerden oluşan Eyaletler Meclisi’nin de onayı gerekiyor. Yani yasaların günün sonunda uygulanabilmesi için iki meclisten de onay alınması gerekiyor.

* * *

Bizim siyasi alışkanlıklarımıza  göre  tahammül edilmesi mümkün olmayan bir kaos. Ancak bu sistem Almanya’da görece sorunsuz olarak işliyor. Federal Meclis’de alınan bir kararın Eyaletler Meclisi’nde onaylanmaması durumunda bir uzlaşma komisyonu bulunuyor ve bu komisyon bu zamana kadar vakaların yüzde 90’ının üzerinde bir uzlaşma yolu bulabilmiş.

Kurumların işlevsel olması, uzlaşma ve tartışma (çatışma) kültürünün yerleşmesi, önemli toplumsal sorunların bir kutuplaşmaya dönüşmeden çözülmesine katkı sağlıyor. Tabi Alman toplumunda hiçbir kutuplaşmanın olmadığı gibi yanlış bir sonuca da varmamak gerekiyor. Doğu, batı Almanya gerilimi, yerli/taşralılar ile kozmopolitler arasındaki ayrım Almanya’da hep vardı hala da var.

Süper seçim yılı içinde olmasına rağmen, siyasi atmosfer, Türkiye benzeri bir gerilimin çok uzağında. Özellikle eyalet ve yerel seçimlerde ilginin az olması siyasetin en büyük sorunu.  Genel secilerde yüzde 70 ile 80 arasında olan katılım eyaletler seçimlerinde yüzde 50’liler civarına düşüyor.

* * *

Medya seçimleri  konu ediyor, ama siyaset henüz gündemin birinci maddesi olmayı başaramadı. Eyalet seçimleri öncesindeki birkaç gün hariç, siyaset gündemi fazla meşgul edemiyor. Eylül ayına yaklaşıldığında elbette bu durum değişecek.  

Tabii ki siyasi partilerin kendi içinde yoğun bir rekabet, hizipçilik, kulis faaliyetleri ve ‘’ayak kaydırma’’ hamleleri  yoğun bir şekilde var. Siyasetin doğasında var olan bu amansız mücadele, kamuoyunu pek yansımıyor. Çünkü zaten siyasete ilgisiz olan bir toplumda bu tür ihtiraslar partiler için çok kötü sonuçlar doğuruyor. Siyasetçiler ve partiler özellikle seçim dönemlerinde yoğun bir stres yaşıyor ama bunu topluma aksettirmek gibi bir lüksleri yok.

Aşırı sağ partilere karşı duyarlı azınlık bir grubun paylaşımları haricinde sosyal medyada da siyasi polemikten bahsetmek mümkün değil. Siyasetçilerin dışında siyasi gündemle ilgilenen fazla insan yok. Hele iktidar ve muhalefet arasında (aşırı sağcı muhalif partiler hariç) bitmez tükenmez polemikler, hamasi söylemler vs. yok denecek kadar az.

* * *

Eyaletlerde ya da federal düzeyde bir iktidar değişikliği insanların ekonomik, kültürel ve sosyal yaşamını direk etkilemiyor. Zaten siyaset de herhangi bir partinin tek başına iktidar olması durumunda bile toplumda devasa değişiklikler yapacak güce sahip değil. Hem eyalet sistemi, hem hukuk sistemi ve Anayasa Mahkemesi gücün bir merkezde toplanmasının önünde engel.

Üniversiteler,  sanayi ve ticaret odaları, sivil toplum örgütleri de toplumsal uzlaşma noktasında önemli ve belirleyici aktör konumundalar.

Almanya önemli bir seçim yılı yaşıyor ve siyasete gerektiğinden öte bir anlam yüklenmiyor. Söylenen her şeyin atılan her adımın yapılan her hamlenin siyasi bir anlam taşıdığı Türkiye’ye kıyasla çok farklı bir dünya.

Mikdat Karaalioğlu-Siyaset kültürü seçim stresi

FOTOĞRAF: Marco Verch

HABERE YORUM KAT