OKTAN ERDİKMEN - Referandum sürecinde Türkiye’de 2 oy fazla alabilmek için dış düşman arayışına giren AKP’liler, milyonlarca vatandaşımızın yaşadığı Avrupa ülkeleriyle kavga çıkarmıştı.

Avrupalılara “Türkiye düşmanı, terör destekçisi, Nazi, Hitler, bilmem ne lalesi” benzetmeleri yaparken, bunların faturasının gurbetçilere kesileceğini biliyorlardı. Ancak özel uçaklarına binip Türkiye’ye döneceklerinden bu durumu çok da umursamadılar. Almanya’da hangi partilere oy verilip, hangi partilere oy verilmemesi gerektiğini söyleyerek, içişlerine karıştılar.

Referandum sonrasında Avrupa’da yaşayan vatandaşlarımızın hayatı zorlaştı. Almanya, Hollanda, Belçika, Avusturya art arda yaptırımlar uygulamaya başladılar. Sosyal yardım alan ve Türkiye’de malvarlığı bulunan Türkler incelemeye alındı. AKP’nin imzaladığı Otomatik Bilgi Transferi Anlaşması sayesinde kolayca edinilecek olan bilgilerle, önümüzdeki dönemlerde vergi daireleri de işin içine girecek. Birçok ülke, 10 yıl geriye dönük inceleme yapmak için sosyal yardım alanların e-devlet şifrelerini istedi. Almanya’da binlerce kişinin aldığı yardım iptal edildi ve bazı ailelere yüz bin avroyu geçen para cezaları kesildi.

Avusturya çifte vatandaşları mercek altına aldı. Haber vermeden Türk vatandaşlığına geçen 20 bin kişi hakkında soruşturma başlattı. Şimdi de yurt dışından maaş alan imamlar konusunu gündeme getirdi.

Türklere ait bir cami kapatıldı. Diyanet camilerinin imamlarının tamamı maaşlarını Türkiye’den alıyor. Bu da önümüzdeki dönemde 40 imamın sınır dışı edileceği anlamına geliyor.

Bu rüzgar yarın Almanya’ya, Belçika’ya, Hollanda’ya sıçrarsa kimse şaşırmasın. AKP’liler yıllarca camileri parti bürosu gibi kullandılar. Camilere seçim afişleri astılar, cami önlerinden AKP otobüsleri kaldırdılar.

AKP ile ilgisi olmadığını iddia eden DİTİB’in genel sekreteri, gitti AKP’den aday adayı oldu. Almanya’da on binlerce üyesi olan DİTİB’i yönetebilecek kimse yokmuş gibi, gidip Erzurum’dan birini kurumun başına getirdiler.

Cuma namazlarında AKP’den, Erdoğan’dan bahsederek dini siyasete alet ettiler. İnsanları dinden imandan soğuttular.

Anma programı yaparken AKP’nin seçim şarkısını çaldılar. Çocukların eline oyuncak tüfek verip, birbirlerini vurdukları ve ölüp mezara girdikleri tiyatrolar oynattılar. Biz o zaman bu hareketlere devam ederseniz yakında camileri  kapattıracaksınız diye defalarca uyardık. Ancak kulak asmadılar.

AKP'liler en sonunda Almanya'daki camileri kapattıracaklar. https://t.co/VXIKJbOA17

— Oktan Erdikmen (@oktanerdikmen) 12 Nisan 2018

AKP’li siyasetçilere camilerin kapılarını sonuna kadar açtılar, siyasi konuşmalar yaptırdılar ve en sonunda Avusturya’da camileri kapattırdılar. İmamları da sınır dışı ettirdiler.

Şimdi canhıraş bir şekilde insan hakları ve din özgürlüğü diye bağırıyorlar.

Avusturya’nın bu kararı yanlıştır. Diyanet imamlarından doğacak boşluğu, cemaatler ve radikal İslamcı akımlar doldurur.

Biz bu karara karşı hep birlikte mücadele etmeliyiz. 

Ancak gelinen nokta, AKP’nin Avrupa’daki şovenist politikalarının bir sonucudur.

Bir taraftan Almanlardan milyon avrolar alıp (Almanya, DİTİB kuruluşlarına 2016 yılında 3 milyon 270 bin avro, 2017 yılında ise 1 milyon 470 bin avro proje ödeneği tahsis etti) diğer taraftan Türkiye’den imamların maaşını ödetip, çocuklara oyuncak silahlı gösteri yaptırırsanız olacağı budur.

Tüm bunları yaparken onları defalarca uyardık. Avrupa’daki Türkleri ateşe attıklarını, onlar geri dönünce bu insanların vergi daireleriyle, sosyal yardım kurumlarıyla, ırkçılıkla, ayrımcılıkla baş başa kalacağını söyledik.

Ancak kendilerinden başka kimseyi düşünmedikleri yetmiyormuş gibi, öyle bir kibre kapıldılar ki, kendilerinden başka herkesi vatan haini, Türkiye düşmanı ilan ettiler.

İsmet Paşa’nın camileri kapattığı gibi alçakça bir yalanı ve iftirayı, Allah’tan korkmadan sürekli söylüyorlar ya, gelecek nesiller camileri gerçekten kapattıran siyasi partinin AKP olduğunu okuyacak.

Oktan Erdikmen'in diğer yazılarını okumak için lütfen tıklayınız.