AfD'nin oyları neden yükselişe geçti?

AfD'nin oyları neden yükselişe geçti?

Almanya'da aşırı sağcı,AfD Partisinin son dönemde kamuoyu yoklamalarında ikinci parti haline gelmesini uzmanlar, ülkenin istikrarı ve demokrasi için "tehlike" olarak görüyor.

Berlin Hür Üniversitesi'nden Prof. Dr. Funke, aşırı sağcı AfD'nin yüksek oy oranının şaşırtıcı olduğunu vurgulayarak, "Bu durum uzun vadede demokrasi ve istikrar için bir tehlikedir; zira bir eyalette çoğunluğu sağlayarak hükümete gelmeleri durumunda sadece o eyalette değil, tüm ülkede değişikliklere neden olabilir. Bu, Federal Almanya'nın kuruluşundan beri var olan bir tabunun yıkılması anlamına gelir" ifadelerini kullandı.

Funke, AfD'nin yükselmesinin arkasındaki nedenler arasında ülkedeki yüksek enflasyon, sosyal dengesizlik ve Rusya-Ukrayna Savaşı gibi çoklu krizlerin bulunduğunu belirtti. Ayrıca, Alman hükümetinin bu konularda etkin ve inandırıcı bir durumda olmadığını da dile getirdi.

Prof. Dr. Funke, halkın üçte ikisinden fazlasının hükümetten memnun olmadığını ve bu oranın Almanya'nın koşulları göz önüne alındığında oldukça yüksek bir seviyede olduğunu belirterek, "Bu yüksek düzeydeki seçmen tercihi, federal hükümete yönelik ciddi bir memnuniyetsizliği yansıtıyor. Aynı şekilde muhalefet partisine de geçerli; zira sosyal politika ve askeri politika gibi alanlarda makul alternatifler sunamıyorlar" şeklinde değerlendirmede bulundu.

Siyaset bilimci Funke, 2024'te Thüringen ve Saksonya'da eyalet meclisi seçimlerinin yapılacağı ve AfD'nin iktidara gelme şansının olup olmadığı yönündeki soruya şöyle cevap verdi:

"AfD'nin herhangi bir yerde hükümete geleceğine asla inanmadım. Şimdi farklı düşünüyorum. Thüringen'de bu aşırı sağcı parti içindeki en radikal temsilci olan (AfD Thüringen Eyalet Teşkilatı Başkanı) Björn Höcke ile mümkün. Höcke ve onun AfD'si kabul görüyor." ifadelerini kullandı.

Funke, AfD'nin gelecek yıl bu eyalette mecliste çoğunluğu elde edebileceğine dikkati çekti.

"Parti üyeleri ve milletvekilleri seçmenlerle daha fazla ilgilenmeli"

Berlin Humboldt Üniversitesi'nden Prof. Dr. Battis, Almanya'nın tarihini göz önünde bulundurarak, AfD'nin kamuoyu anketlerindeki oy oranlarının artışının endişe verici olduğunu ifade ederek, "Ancak seçimler öncesindeki anket sonuçlarının genellikle seçim sonuçlarından farklı olduğunu da unutmamalıyız. Bu nedenle, her şeyi aşırı dramatize etmek gereksiz olabilir. Ancak net bir şekilde söylemek gerekir ki, komşu ülkelerde benzer radikal partiler uzun bir süredir bu tür sonuçları elde ediyorlarsa, AfD'nin yüksek oy almasının bizim için tehlike arz etmediği sonucuna varmak yanıltıcı olabilir." şeklinde değerlendirmede bulundu.

AfD'nin yükselişinin nedenleri arasında petrol ve gaz tedarik kriziyle birlikte iklim krizi sonucunda Alman hükümetinin tartışmalı "Bina Enerji Yasası"nı uygulamaya koymak istemesini gösteren Battis, "İnsanlar, evlerini kaybedeceklerini veya onları koruyamayacaklarını düşündükleri için endişeli. Bu, kesinlikle büyük bir etken. Ekonomik endişelerden kaynaklanan bir belirsizlik durumu söz konusu." ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Battis, AfD'ye kayan seçmenleri geri kazanmak için hükümetin ve muhalefetin onlarla ilgilenmesi gerektiğini vurgulayarak, "Önemli olan şu: AfD'nin adayları yerel seçimlerde, örneğin Thüringen ve Saksonya-Anhalt'ta, seçmenlerin ilgisini çekti ve başarılı oldular. Bu, henüz gerektiği gibi dikkate alınmayan bir durum. Parti üyeleri ve milletvekilleri seçmenlerle daha fazla ilgilenmeli." şeklinde açıklamalarda bulundu.

Battis'e, AfD'nin yüksek oy almasının Almanya'nın uluslararası imajını nasıl etkilediğine dair yöneltilen soruya ise, "AfD'nin yüksek oy alması, Almanya'nın ekonomik merkezi için ciddi bir tehdittir. Bu oldukça net. İş dünyası da bu noktayı açıkça dile getiriyor. Dünyanın dört bir yanındaki şirketler belirli bölgelere yatırım yapma konusunda tereddüt edebilirler." şeklinde yanıt verdi.

HABERE YORUM KAT