Türkiye'ye nüfus cüzdanıyla giremiyoruz

Türkiye'ye nüfus cüzdanıyla giremiyoruz

Alman vatandaşları, nüfus cüzdanlarını göstererek Türkiye'ye kolayca pasaportsuz girip çıkabilirken, Türk vatandaşları kendi ülkelerine nüfus cüzdanıyla giriş yapamıyor.

OKTAN ERDİKMEN - Avrupa Parlamentosu, Türkiye ile müzakereleri dondurma kararı aldı. Kararın hemen ardından Avrupa Birliği Bakanı Ömer Çelik bunun 'yok hükmünde' olduğunu ve 'Kapıkule'den içeri giremeyeceğini' söyledi.

Başbakan Binali Yıldırım da bu kararın Türkiye için hiçbir önemi olmadığını dile getirdi. Ertesi gün açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan ise biraz daha ileri giderlerse, Avrupa'yı mültecilerin kapısını açmakla tehdit etti.

Gerçekten de bu karar Kapıkule'den içeri Bulgar polisini aşıp zor girer. Kilometrelerce uzayan araç kuyruklarında aç, susuz ve tuvaletsiz dayanamaz, erir gider. Hadi dayandı diyelim, acaba kararın pasaportu var mı?

Geçtiğimiz günlerde Alman vatandaşı bir arkadaşla birlikte Türkiye'ye gitmiştim. Almanya'ya indiğimde Almanlar ve diğer AB vatandaşları yanımdan hızlıca geçip giderken, "Others' bölümünde sıra bekleyen ben, gururla arkadaşın başına gelmesini umduğum muameleyi bekliyordum. Uçak kapısında köpeklerle çanta arayan, sanki Türkiye'de 2 kere kontrol edilmemiş ve biraz sonra pasaportta kontrol edilmeyecekmiş gibi bir şüpheyle sorulan pasaportların ve oturma izinlerinin hıncını arkadaştan çıkaracaktım.

Ancak o da ne, ben sırada beklerken, arkadaş şık bir hareketle Alman kimliğini çıkardı ve geçti.

'Pasaportun nerede?' diye sorunca, 'Türkiye'ye gelirken pasaportu almadığını, çünkü gerek olmadığını' söyledi. İnanamadım bir de polise sordum. Polis de 'Evet, Alman vatandaşları Türkiye'ye sadece nüfus cüzdanlarıyla, pasaportsuz girebilirler. Sen giremezsin' dedi.

Fuara gelen ve pasaportunu kaybettiği için bilmem nerenin emniyet müdürlüğünden beklenen faks gelmeyince günlerce Almanya'da kalmak zorunda kalan iş adamları tanıyorum.

Gözlerimi ovuşturup yeniden bakıyorum ama gerçekten de doğru, Türkiye'ye Alman giriyor. Ben giremiyorum.

Allah'tan o gün Cumhurbaşkanımız Avrupa'ya rest çekti de biraz rahatladım.

'Biraz daha ileri giderseniz, kapıları açarız' resti.

Bu resti karşı taraf göremiyor. Çünkü Türkiye kapıları açarsa sadece Suriyeli mülteciler değil, Türkiye'deki Türkler, Kürtler, Ermeniler, Museviler, Arnavutlar, Çerkezler de kalkıp Avrupa'ya gelecekler.

Çünkü Türkiye'de 6 milyon kişi işsiz. 4 gençten 1'i ne işe ne de okula gidebiliyor.

Türkiye'nin yüzde 68'i borçlu.

Bütün bunlar bir şekilde halledilse bile Türkiye'nin iyi yetişmiş gençleri ülkelerine küstüler, göç ediyorlar. Ekonomik kriz hem hane halkını, hem devleti, hem özel sektörü boğazına kadar borç içinde yakaladı. Üstelik seni bu krizden kurtarabilecek nitelikli elemanların ülkeden kaçıyorlar. Onlar için zaten kapılar açık.

Avrupa Parlamentosu müzakereleri durdurma kararı aldığına göre bundan sonra kendi kendimize müzakere edeceğiz.

Zaten Almanya bizim en büyük ticari partnerimiz ama biz Almanya'nın en büyük ticari partneri değiliz. Almanya'nın ticaret partnerleri arasında 14. sırada geliyoruz. Yani Almanya bizim en büyük ticari partnerimiz olunca, biz de onun en büyük ticari partneri olmuş sayılmıyoruz. 

Olsun. 'Kapıları açarız' deyince korkudan donlarına işiyorlar.

Çünkü kapıları bir açarsak, ülkede ne Suriyeli mülteci, ne Türk ne de Kürt kalacak.

Bunu Merkel de, Hollande da biliyor. Biraz daha ileri giderlerse, yani biraz daha insan hakları, demokrasi isterlerse diyen Erdoğan da biliyor. Ben de biliyorum. Birazdan yazının altına benim vatan haini olduğumu yazacak olan arkadaş da biliyor. Hepimiz biliyoruz.

Arkadaş kimliğini gösterip geçiyor. Ben 'kapıları bir açarsak' diyorum.

Arkadaş tir tir titriyor...

HABERE YORUM KAT
1 Yorum