Yalnızlık sosyal medya bağımlılığını artırıyor mu?

Yalnızlık sosyal medya bağımlılığını artırıyor mu?

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, sosyal medyada 7 saatin üzerinde zaman geçiren, bağımlı olarak değerlendirilen ve yalnız hisseden gençlere dikkat çekti.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, sosyal medyada 7 saatin üzerinde zaman geçiren, bağımlı olarak değerlendirilen ve yalnız hisseden gençlerin oranının oldukça yüksek olduğunu belirterek, yalnızlık arttıkça bağımlılığın da arttığını ifade etti.

Üsküdar’daki çeşitli türdeki liselerden seçilen 8 uygulama okulundaki 1453 öğrenciye 6 ay boyunca sosyal medya okuryazarlığı eğitimi verildi. Proje kapsamında yapılan araştırma ise çarpıcı sonuçlarıyla dikkat çekti.

Araştırmada lise öğrencilerinin zihinsel meşguliyet yaratan bir sosyal medya bağımlılığına sahip oldukları ortaya çıkarken; liseli kız öğrencilerin sosyal medya bağımlılık puanları erkeklere oranlara daha yüksek çıktı. Araştırma sonuçları, yalnızlık arttıkça sosyal medya bağımlılığının da arttığını gösterdi.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Nevzat Tarhan, kimlik oluşumunda ailenin yerini sosyal medyanın aldığını belirtti.

Tarhan, "Araştırma sonuçları da gösteriyor ki sosyal medyada 7 saatin üzerinde zaman geçiren, bağımlı olarak değerlendirilen ve yalnız hisseden gençlerin oranı oldukça yüksek. Öyle ki yalnızlık yükselince bağımlılık da yükseliyor." ifadelerini kullandı.

Gençlerin sosyal medyayı sosyalleşme aracı olarak gördüklerinin altını çizen Tarhan, şunları kaydetti:

“Aslında sosyal medya, sanal medya olarak adlandırılmalı. Sosyal medya olarak ifade ediliyor ama vakit geçirenler hiç sosyal değil. Sosyal medya adı altında biz kendimizi kandırıyoruz. Kişi en güvenilmeyecek kişileri evin güvenli ortamına davet ediyor. Bunun için sosyal medyayı ve interneti evin açık kapısı olarak tanımlıyoruz. Ev güvenli sanıyoruz fakat evin açık kapısı var, o kapıdan farkında olmadan çocuğumuzun odasına birçok bilgi giriyor. Bunu da bilmek gerekiyor."

"Ebeveynlerin evi nasıl sıcak ve cazip bir ortam haline getireceklerine odaklanmaları gerekiyor"

Tarhan, meslek profesyoneli olarak çocukların daha 0-6 yaş arasında dijital okuryazarlığı öğrenmelerini uygun gördüklerini söyledi.

Prensip olarak 0-3 yaş arasında çocuklara tek başınayken tablet ya da akıllı telefon verilmemesi gerektiği söylendiğini belirten Tarhan, "Ebeveyn gözetiminde çocuğun dijital okuryazar olması gerekiyor ama erken ergenlik dönemine kadar tek başınayken eline tablet ya da akıllı telefon vermek onu sokakta tek başına bırakmaktan farklı değil." açıklamasını yaptı.

Tarhan, eğer ebeveynler çocukları ile konuşabiliyorsa, birlikte zaman geçirme oranı fazla ise çocukta riskin azaldığını belirterek, "Anne ve babası ile zaman geçirme oranı yüksek ve ev ortamı sıcak olan sosyal medya bağımlılık oranı düşük çıkıyor. Çocuk evi seviyorsa sosyal medya ve internet ile biraz ilgilenip kenara bırakıyor ve günlük yaşamına devam ediyor. Eğer sevmiyorsa stres azaltma tekniği olarak kullanıyor ve böyle olunca da sahte bir rahatlama oluyor, kendilerini kaptırıyorlar." değerlendirmesinde bulundu.

Fotoğraf: camilo jimenez - Unsplash

HABERE YORUM KAT