Türk genç, Avrupa birincisi

Türk genç, Avrupa birincisi

Eray Mercan adlı Türk genci, gen düzenlemesi üzerine yazdığı makale ile 21 ülkeden yüzlerce genç arasında birinci seçildi.

Lise öğrencisi Eray Mercan, Avrupa İnsan Genetiği Topluluğu (ESHG) tarafından düzenlenen Avrupa DNA Günü Kompozisyon Yarışması European DNA Day Essay Contest 2019’da birinci oldu. Mercan, “Gen Düzenlemesi Nedir ve İnsanların Yeteneklerini Geliştirmede Kullanılabilir mi?” başlıklı kompozisyonuyla, 59 kişilik uzman kadronun jüriliğinde ve 21 Avrupa ülkesinden katılan yüzlerce makale arasından seçildi.

Kompozisyonunu, yaklaşık iki haftalık bir çalışma sürecinin ardından yazdığını belirten Eray Mercan, hazırlık sürecinde birçok ulusal ve yabancı makale okuduğunu ve araştırmalar yaptığını kaydetti. Araştırma sürecinde biyoloji öğretmenlerinin kendisini yönlendirdiğini ifade eden Mercan, duygularını şu ifadelerle dile getirdi:

“Çok güzel bir sonuç elde ettim. Ülkeme yararlı olduğum için çok mutluyum. Bu süreçte yanımda olan aileme, öğretmenlerime çok teşekkür ederim. Nitekim çalışmalarım bununla sınırlı kalmayacak. Farklı konularda da çalışmalar yürütmek istiyorum. TÜBİTAK'a katılmayı düşünüyorum.”

“Çalışmamda CRISPR tekniğine değindim”
Çalışmasında değindiği konuları aktaran Eray Mercan, kompozisyonun içeriğiyle ilgili şu bilgileri verdi:

“Gen düzenlemesi ile insan yeteneklerinin geliştirilmesinin etik olup olmadığı konusu üzerine çalışmamı üç bölümden oluşturdum. İlk bölümde gen düzenlemesinin ne olduğunu ve nasıl çalıştığını anlattım. En güncel teknik olması nedeniyle CRISPR tekniğine değindim. İkinci bölümde, bazı hastalıklar ve bu hastalıkların nasıl tedavi edilebileceğine değindim. Üçüncü bölümde ise bunun etik olup olmadığı konusunu tartıştım.”

“Gen düzenlemesinin, bazı şartlar sağlandığında etik olabileceğini savundum”

Gen düzenlemesinin ne olduğunu anlatan Mercan, “Gen düzenlemesi, canlıları geliştirmek için genetikleriyle oynanmasıdır. CRISPR tekniği ise bir savunma mekanizması olarak doğada var olan bir yöntemdir. Bu teknikle virüsler canlılara gönderiliyor. Böylece canlıların genetikleriyle oynanmış olunuyor. Bu yöntem nükleer gibi bir teknoloji. Yok edebilme özelliğine sahip ancak etik kurallar çerçevesinde kullanıldığında toplumu çok yüksek bir refah düzeyine de çıkarabilir. Ben kompozisyonumda bu yöntemin güvenli olup, herkese ulaştırılabilirse ve uluslararası kurallarla kısıtlanırsa etik olabileceği sonucuna vardım” şeklinde konuştu.

 

HABERE YORUM KAT