Salgın refleksi: Avrupalı ve ABD’li küresel markalar rotayı Türkiye’ye mi çeviriyor?

Salgın refleksi: Avrupalı ve ABD’li küresel markalar rotayı Türkiye’ye mi çeviriyor?

AB’nin tekstil ve hazır giyim sektörlerine ilişkin kararlarına yön veren EURATEX’in Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hadi Karasu salgın sonrası Çin'e alternatif arayan Avrupalı ve ABD’li küresel markaların rotayı Türkiye'ye çevirdiğine işaret etti.

İstanbul Moda Konferansı’nın tanıtım toplantısında konuşan Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı ve Avrupa Tekstil ve Hazır Giyim Konfederasyonu (Eurotex) Başkan Yardımcısı Hadi Karasu ve İHKİB Başkanı Mustafa Gültepe Türk tekstilinin salgından güçlenerek çıkacağına işaret ettiler.  

Türk Moda Endüstrisi’nin uluslararası ölçekte prestij organizasyonlarından biri olan İstanbul Moda Konferansı’nın 13’üncüsü “Moda endüstrisinde dönüşüm başladı” vurgusuyla 8 – 9 Ekim tarihlerinde yapılacak. Bu yılki teması ‘Fashion's Wake Up Call’ olarak belirlenen ve online gerçekleştirilecek konferansta küresel markaların temsilcileri ile moda endüstrisinde dönüşüm, sürdürülebilirlik, dijitalleşme konuları mercek altına alınacak. 

Konferansa ev sahipliği yapan Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Hadi Karasu ile her sene olduğu gibi bu yıl da organizasyona destek veren İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Mustafa Gültepe düzenledikleri ortak basın toplantısında salgının sektöre etkilerini ve yeni dönemle ilgili beklenti ve değerlendirmelerini paylaştılar. 

Hadi Karasu konuşmasında “Uzak ülkelerden tedarik ve uzun dönemli stok yapmanın büyük finansal kayıplara ve yıkımlara neden olabileceği salgın döneminde görüldü. Markalar artık ihtiyaçlarını yakın bölgelerden, minimum stokla ve hızlı döndürebilecekleri ülkelerden tedarik etme yoluna gidecekler.  Çin’deki üretimlerini durdurup bölgeye dönmeye çalışan markalar son haftalarda bizimle iletişime geçip kapasite yokluyorlar, numune yaptırmak istiyorlar” ifadesine yer verdi.

İHKİB Başkanı Mustafa Gültepe de “Çin ile yaşanan ticaret savaşı nedeniyle ABD’li markalardan Türkiye’ye bir yönelim var. Maske ve tıbbi giysilerin de katkısı ile ABD’ye ihracatımız 9 ayda yüzde 19,7 artış gösterdi. Yurt dışındaki ortaklarımızla yürüttüğümüz temaslarımız Türk hazır giyim sektörünün salgın sürecinden güçlenerek çıkacağını gösteriyor” dedi. 

UZAKDOĞU’DAN 15 MİLYAR DOLAR 

TGSD Başkanı ve EURATEX Başkan Yardımcısı Hadi Karasu konuşmasında mart-mayıs döneminde “kâbus gibi” 3 ay geçirdiklerini söyledi. Sektörde kapasite kullanımının yüzde 38,3’e kadar gerilediğinin altını çizen Karasu şöyle devam etti: 

“Bu zorlu süreçte hızlı modanın yanı sıra yine hızlı ama sezon temelli üretime geçilmesi gerektiğini öğrendik. Dolayısıyla üçer aylık veya daha kısa aralarla koleksiyon yapan bir ülke formatına bürünmemiz gerekiyor. Salgınla birlikte tedarik zinciri de değişti. Küresel markalar uzak ülkelerden tedarik ve uzun dönemli stok yapmanın büyük finansal kayıplara ve yıkımlara neden olabileceğini salgın döneminde gördüler. Avrupalı markalar artık ihtiyaçlarını yakın bölgelerden, minimum stokla ve hızlı döndürebilecekleri ülkelerden tedarik etme yoluna gidecekler. Nitekim bu değişimin yansımalarını görmeye başladık. Çin’deki üretimlerini durdurup bölgeye dönmeye çalışan markalar son haftalarda bizimle iletişime geçip kapasite yokluyorlar, numune yaptırmak istiyorlar. Çin 2019’da 35,9 milyar doları ABD’ye olmak üzere toplamda 170 milyar dolarlık hazır giyim ihracatı gerçekleştirdi. Bu pastadan yüzde 10 pay alabilmek için bile mevcut ihracatımız kadar kapasite yaratmamız gerekiyor. Yani hızla büyük ölçekli yatırımlara ihtiyacımız var. Böylesine ilave kapasite için bölgesel teşvikler yerine hazır giyim yatırımlarının yurt genelinde desteklenmesi ile gerekiyor. 

Sektörel üretimin yüzde 80’i büyük şehirlerde ve küresel tedarik zincirindeki yeniden yapılanmadan yararlanacak bu firmaların teşvik sistemi ile desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Teşvik sistemindeki önemli bir yenilik de yeni yatırımlar için bir yılı ödemesiz 3 – 4 yıl vadeli kredilerin kullandırılması. Eğer teşvik sitemi değişir ve kredi olanakları sağlanırsa Çin’in dünya hazır giyim ihracatındaki 170 milyar dolarlık pastasından yüzde 10 pay alabilir çok kısa bir süre içinde mevcut istihdamımızı ve ihracatımızı iki katına çıkarabiliriz. 

Öte yandan, en büyük pazarımız Avrupa’da da hazır giyim sektörü büyük bir dönüşüm geçiriyor. Bölgesel işbirlikleri ve tedarikin (local for local) önemi hızla artıyor ve tüm süreçler dijital platformlara taşınıyor. Elektronik ticaret lojistiği baştan aşağı değişiyor. Avrupalı alıcıların ve markaların güvenli, yeşil üretim hassasiyeti en yüksek seviyeye geldi. Biz de bu dönüşümüne uyum sağlamalı ve AB pazarında 2019’daki 10,3 milyar Avro ile yüzde 5,6 olan payımızı arttırabilmeliyiz.”

+49 – BERLİN

HABERE YORUM KAT