Libya'ya tezkeresi TBMM'de kabul edildi

Libya'ya tezkeresi TBMM'de kabul edildi

Libya'ya asker gönderilmesi için verilen iznin süresinin, 2 Temmuz 2022'den itibaren 18 ay uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi.

Tezkere üzerinde İYİ Parti Grubu adına söz alan Aydın Milletvekili Adnan Sezgin, Libya'daki Türk kuvvetlerinin ve yurt dışında görevde bulunan Mehmetçiğin moral gücünü korumasını önemsediklerini dile getirdi. İktidarın yeni bir savrulma yaşamasından endişe duyduklarını söyleyen Sezgin, "Türkiye'nin Libya'da yatıştırıcı, makul ve iki tarafı yakınlaştırıcı bir rol oynaması, ulusal çıkarlarımıza halel gelmemesi kaydıyla bu süre uzatma tezkeresine 'evet' diyoruz." diye konuştu.

Türkiye'nin Libya'daki askeri varlığının, Rusya'ya karşı bölgede bir denge ve koz unsuru olarak da değerlendirilebileceğini ifade eden Sezgin, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ayrıca tezkereye 'evet' dememiz, Yunanistan ile mevcut gerilimi göz önünde bulundurmamızın da bir neticesidir. Yunanistan ile halledilmesi gereken birçok sorunumuz vardır. Bunların bir kısmı deniz yetki alanlarıyla alakalıdır. Kararımızda bunu da göz önünde bulunduruyoruz. Yunanistan'ın mütecaviz ve kabul edilemez talep ve çıkışlarında ham milliyetçilik hayalleri olduğu muhakkaktır. Yunanistan iç siyasetinde Türkiye karşıtlığının prim yaptığı da bir gerçektir ancak Türkiye'de de iktidar, uluslararası ilişkileri iç politikaya pervasızca alet edebilmektedir. Haklı olduğumuz davamızda iktidarın bu pervasız tutumu sonucunda bir defa daha haksız duruma düşmekten kaygılıyız. Yunanistan ile mevcut çok sayıdaki karmaşık sorunlar o kadar derin, milli güvenliğimiz açısından ve ulusal çıkarlarımız bakımından o denli önemli ve hassas ki bunların iç politika arayışlarına indirgenmesi çok sakıncalıdır."

 "Bu millete mensubiyetinin dahi sorgulanması gerekiyor"

MHP Grup Başkanvekili Muhammed Levent Bülbül, partisinin, dış politikada siyasi eşitlik zemininde, karşılıklılık esası ve milli çıkarların gözetilmesi doğrultusunda, etkin ve saygın devlet anlayışıyla sosyal, ekonomik ve siyasi ilişkileri zenginleştirmeyi hedeflediğini söyledi.

Türkiye'nin milli güvenliğini ve milli çıkarlarını esas alan bütün tezkereleri desteklediklerinin altını çizen Bülbül, "Bugün de Türkiye'nin hak ve çıkarlarının adil ve kalıcı bir şekilde çözüme kavuşturulması noktasında özellikle Akdeniz'de ayağımıza vurulmak istenen prangayı parçalayacak olan Libya tezkeresinin uzatılmasına, Ankara merkezli siyaset anlayışımıza uygun olarak destek vermekteyiz." ifadesini kullandı.

Uluslararası iş birliği odaklı, caydırıcı, çok yönlü ve çok boyutlu bir dış politika yürütülmesini gerekli gördüklerini anlatan Bülbül, "Türkiye'nin, bölgemizde ve dünyada barış ve istikrarı sağlamaya yönelik tutarlı ve etkin politikalarını kıymetli buluyor ve destekliyoruz. Ülkemizin, dört ayı aşkın süredir devam eden Ukrayna-Rusya arasındaki silahlı çatışmanın sona ermesi hususunda kalıcı ateşkesin sağlanması ve barış ortamının tesis edilmesi noktasındaki diplomatik girişimleri ile olası bir gıda krizini önlemek için tahıl koridoru oluşturması için gösterdiği çabalar, barış ve istikrar konusunda ne kadar hassas ve samimi bir duruşa sahip olduğumuzu bir defa daha teyit etmektedir." değerlendirmesinde bulundu.

MHP Grup Başkanvekili Bülbül, Doğu Akdeniz'de Türkiye'yi yok sayan, Ege'de bulunan gayri askeri statüdeki adaları silahlandıran, ülke topraklarını ABD askeri üssü haline getiren, kara sularını 6 milden 12 mile çıkaracağını ifade eden ve Lavrion mülteci kampını PKK, FETÖ ve diğer terör örgütlerinin karargahına dönüştüren Yunanistan'a tepki göstermeyenlerin, bunlara karşı uluslararası hukuka uygun olarak tedbir üreten ve taviz vermeyen Türkiye'yi suni gerginlik çıkarmakla suçladığını söyledi. Bülbül, "Bu anlayışa sahip olanların bırakın iyi niyetini, bu millete mensubiyetinin dahi sorgulanması gerekiyor. Türkiye'ye 'Çizgisini aştı.' ithamında bulunarak düşman ağzıyla konuşanların, terör örgütlerinin korkulu rüyası olan milli insansız hava savunma araçlarına kin kusanların, milli güvenliğimiz için çıkarılan Suriye ve Irak tezkerelerine karşı gelerek terör örgütüne can suyu verme telaşında olanların arka planlarını ve niyetlerini gayet iyi biliyoruz." şeklinde konuştu.

"Mehmetçiğin görevi sınırları korumak"

HDP Adana Milletvekili Tulay Hatımoğulları Oruç, Cumhur İttifakı'nın sınır ötesi operasyonlar ve Yunanistan sorununu gündeme getirmesinin en temel nedenlerinden birinin, "vatan, millet, Sakarya" sloganıyla seçime hazırlanmak olduğunu iddia etti.

Partisinin insan hayatını önemsediğini söyleyen Oruç, "Açlığımızın, yoksulluğun üzerini savaşla, şiddetle örtemezsiniz. Van'da Başkale'de yaptığınız bu şiddetin ve zulmün üstünü asla ve asla sınır ötesi operasyonlarla artık örtemezsiniz. Bir suyla defaatle yıkanılamaz. İktidar bu suyla çok sefer yıkandı, bir kez daha bu seçime hazırlanırken aynı suyla yıkanmak istiyor." dedi.

CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, partisinin, Mehmetçiğin uluslararası meşruiyeti olan insani yardım operasyonları dışında başka ülkelerin topraklarını korumak için görevlendirilmesine karşı olduğunu dile getirdi.

Mehmetçiğin görevinin sınırları korumak olduğunu belirten Çakırözer, bu tezkerenin, Türk askerini Libya çöllerinde savaşmak üzere gönderecek bir savaş tezkeresi olduğunu savundu. Utku Çakırözer, "Askerlerimizin Libya çöllerinde ölmesine dün 'evet' demediğimiz gibi bugün de 'evet' demeyeceğiz." diye konuştu.

Tezkerenin, Libya'daki tüm taraflarla konuşmaya imkan veren diyalog zeminine zarar vereceğini öne süren Çakırözer, "Bu tezkere Libya'daki iki tarafın da desteğini alan bir tezkere değildir; ülkemizi taraf tutan bir konuma sokacak, oraya gönderilecek askerimizin can güvenliğini riske atacak bir tezkeredir. Mehmetçiğimizin vatan savunması dışında Libya çöllerinde macera peşinde ölmesini istemiyoruz." ifadesini kullandı.

"Güvenilir ülke Türkiye, güvenilir lider Recep Tayyip Erdoğan"

AK Parti Kocaeli Milletvekili Fikri Işık, Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti'nin, Türkiye'nin desteğiyle kendine yöneltilen saldırıları durdurduğunu, kaos ve istikrarsızlığı önlediğini, sahada geçici de olsa bir sükunet sağlandığını ve Birleşmiş Milletlerin öncülüğünde yapılacak görüşmeler için psikolojik bir ortam oluştuğunu anlattı.

Muhalefetin bu konudaki endişelerinin sahada gerçekleşmediğini dile getiren Işık, "Arzu etmediğimiz bazı olaylar oldu. Ama bugün gelinen noktada Libya'da görece sükunet var, bir ateşkes ortamı var ve zaman zaman kesintiye uğrasa da müzakerelerin yürütülmesine yönelik irade var. Bu, aslında Libya'da Türkiye'nin varlığının ortaya koyduğu bir başarıdır, Türk Silahlı Kuvvetlerinin orada bulunmasının Libya halkına getirdiği huzur ve güvenliktir." diye konuştu.

Hükümetin TBMM'den aldığı yetkiyi son derece dikkatli, yeterli ve ölçülü kullandığını vurgulayan Işık, "Bosna'da, Srebrenitsa'da, Avrupa'nın göbeğinde yaşananları biliyoruz. BM, dünyanın pek çok yerinde 'Önce izleyelim sonra icabına bakarız' anlayışıyla hareket etmişti ama Türkiye, Libya'da kardeş kanı dökülmemesi için alması gereken inisiyatifi aldı ve bunda da başarılı oldu. Türkiye, Libya'nın istikrarı hem Libya halkının huzuru ve güvenliği açısından yapması gerekeni yaptı ama aynı zamanda kendi ulusal çıkarlarının gereğini de yerine getirdi." değerlendirmesinde bulundu.

Işık, bir ay önce Ukrayna'yı ziyaret ettiklerini aktararak, "Ukrayna milletvekillerinin ifadesi; 'Bizim için güvenilir ülke Türkiye, güvenilir lider Recep Tayyip Erdoğan'dır.' Bu, her yerde ve her şartta söyleniyor. Bizim için önemli olan budur. Türkiye tarihi boyunca her zaman saygılı, hak ve adaletten yana, insanların insanca yaşamasına, insanlık onuruna önem veren bir politika izledik; bundan sonra da bu politika devam edecek." ifadelerini kullandı.

Genel Kurulda daha sonra partilerin grup önerilerinin görüşmelerine geçildi.

HABERE YORUM KAT