Avrupa Türkiye Cumhuriyet Kadınları Derneği'nden açıklama: İstanbul Sözleşmesi’nin feshi kadın haklarının yok sayılmasıdır

Avrupa Türkiye Cumhuriyet Kadınları Derneği'nden açıklama: İstanbul Sözleşmesi’nin feshi kadın haklarının yok sayılmasıdır

''Laiklik; Demokrasinin ve Barışın Güvencesidir''

Avrupa Türkiye Cumhuriyet Kadınları Derneği ''10 Nisan Laiklik Günü'' için yaptıkları basın açıklamasında  ''İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılmasıyla ilgili '' Kadın haklarının yok sayılmasıdır'' ifadelerini kullandılar.

Basın açıklamasının tamamı:

Laiklik; Demokrasinin ve Barışın Güvencesidir;
Bugün 10 Nisan Laiklik Günü. Emperyalist işgali alt ederek ülkeyi Cumhuriyetle taçlandıran Mustafa Kemal ve Arkadaşları, ülkenin hızla gelişmesinin ancak aydınlanma ile olanaklı olduğu gerçeğini görüyorlardı. Ortaçağ’ın köhnemiş kurumlarıyla, gerilikle, cehaletle Türkiye Cumhuriyeti büyüyüp,  gelişemezdi. Bu amaçla 3 Mart 1924’de yürürlüğe giren yasalarla halkın bilimle buluşması ve aydınlanmasının önünde bir engel oluşturan hilafet kurumu kaldırıldı. Şeriye ve evkaf vekaleti kapatıldı.Eğitimde iki başlılığa son verilerek , Tevhid-i Tedrisat Yasası kabul edildi. Böylece, devlet ve din işleri ayrılacak, şeri kurallar, toplumsal yaşamın dışına itilecekti. Eğitim ve öğretim birliğini sağlayacak olan eğitim sistemi, laik bir bakış açısı ve bilgiyle inşa edilecekti. 
 10. Nisan 1928 tarihinde ise daha köklü bir girişimle  

Anayasa’dan, “ devletin dini İslamdır “ ve    “ Ahkam-ı Şeriye (Din buyrukları) TBMM tarafından yürütülür.” hükümleri kaldırıldı. Böylece  din ve devlet işleri ayrılacak, halk, inançlarına göre bir ayırıma tabi tutulmayacaktı. Dinler ve inançlar, demokratik ve laik bir toplumda bireylerin özel alanlarını ilgilendirmeliydi. Devlet bu konuda ancak kolaylaştırıcı düzenlemeler yapabilecekti. 


İstanbul Sözleşmesi’nin Fesih Girişimi Kadın Haklarının Yok Sayılmasıdır:
Laiklik, tüm yurttaşlar gibi kadınlar için de yeni bir yol açıyordu. Ne yazık ki kadınlar, özelikle din gerekçe gösterilerek toplumsal yaşamın dışına itilmiş ve değersizleştirilmişti. Kadın Mücadelesi ve demokratik irade kısa sürede kadınlar lehine yasal düzenlemelerin de yolunu açtı. İlerleyen çağa koşut olarak kadınlar, gerçek anlamda eşit yurttaşlar olmak için kendi güçleri ile yeni kazanımlar da elde ettiler. Ancak son 18 yıla egemen olan siyasi irade, yeniden kadınların önünü kapatan fiili uygulamalar ve yasal düzenlemelerle kadının insan haklarını geriye çekiyor. Bu durum, giderek artan kadın cinayetlerini adeta teşvik ediyor. Son olarak, kadınların şiddetten korunmasının en önemli dayanağı olan ve bu konuda devlete sorumluluk yükleyen uluslararası İstanbul Sözleşmesini Cumhurbaşkanı kararı ile fesih girişimi, bu durumun açık bir örneğini  oluşturuyor. Anayasa’nın açık ihlali olan bu tutum, özünde iktidarın kadına bakış açısını gözler önüne seriyor. Son olarak AB Komisyonu Başkanı Ursula Von Der Leyen’in Cumhurbaşkanı  Erdoğan ile yaptıkları görüşmedeki oturma düzeni, hangi statüde olursa olsun kadına karşı ikincil bakış açısının bir yansıması olarak karşımıza çıkıyor.   
Son Uygulamalar, Ülkemizde İfade Özgürlüğü’nün Açık İhlalidir


10 Nisan 1928’den 93 yıl sonra bugün, güzel yurdumuzda özellikle ifade özgürlüğü alanında  demokratik hakların da geriye çekildiği günlere tanıklık ediyoruz.  Antidemokratik uygulamalara hayır diyen Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri, İstanbul Sözleşmesi’nin fesih girişimine karşı yazarak ya da toplantılar düzenleyerek, pankartlar asarak  tepkilerini dile getiren kadınlar, .Uluslararası bir sözleşme olan MONTRÖ’den  çekilme söylemlerine karşı,  Anayasa’yı anımsatan 104 amiral ve düşüncelerini sosyal medyadan paylaşan binlerce yurttaş,  gözaltına alınarak ya da şiddete maruz kalarak susturulmaya zorlanıyor.


Anayasalar, birer  toplum sözleşmesidir. Biz, kadınlar olarak, bu sözleşmenin yapıcılarıyız. Orada yer alan her hak, hepimize ana sütü kadar helaldir. Ona sahip çıkmak ve daha da geniş haklar kazanma mücadelesine katkı sunmak için hazırız. Yönetenleri de hakka, hukuka ve adalete sahip çıkmaya davet ediyor, 10 Nisan Laiklik Günü’nün  yıl dönümünü kutluyoruz.

 

HABERE YORUM KAT