Son günlerde Almanya’nın bazı bölgelerinde, muhtemelen birçok göçmenin ve bu arada çok sayıda Türk ailenin posta kutularında “Deutscher Schutzbund gegen illegales IPTV” adlı bir “kurum” adına mektuplar ortaya çıktı. Bunu bulanlar şaşırdılar ve paniğe kapıldılar. 

“Yasadışı IPTV kullanımına karşı koruma kurumu” adına evlere 200 ile 500 avro arası para cezaları içeren mektuplar özellikle yabancıların yaşadığı haneleri tedirgin etti. Çok sayıda Türk’ün hemen paniğe kapılıp avukatlara koştuğu ya da evlerinde kullandıkları “IPTV” sunucularını kapattıkları saptandı. 

+49’un danıştığı bazı uzmanlar, ortada böyle bir kurumun olmadığını, çünkü yapılan araştırmalarda mektuptaki adreste böyle bir kuruma rastlanmadığını belirttiler. Ayrıca gönderilen mektuplarda bu kuruma ait herhangi bir web sayfası, telefon veya benzeri bir ciddi bağlantı bilgisinin bulunmaması “ortada bir oyun olduğuna dair gösterge” olarak yorumlandı. 

Böylesi bilgi boşluklarınının bu kurumların varlığıyla ilgili büyük kuşkuya neden olduğu belirtildi. Mektup gönderenlerin, özellikle Almanya’daki yabancıları, bu arada televizyon tüketimi çok yoğun Türk toplumunu paniğe sürükleyip 300-500 avro civarında bir para kopartmaya çalıştıkları ileri sürüldü. 

Uzmanlara göre, evlerinde IPTV kullananların saptanması çok zor. İlk izlenimler, bu mektupların kaynağında güçlü bir kriminel enerji veya başka “sunucu şirket hesapları” olduğu yönünde. 

NEDİR IPTV? YASAK MI?

IPTV, “Internet Protokol Televizyon Yayını” anlamına geliyor. Yani internet üzerinden televizyon kanallarına erişim ve izleme olanağı. IPTV’nin, Almanya’da özellikle Türkler arasında yaygın olmasının nedeni, IPTV kullanıcılarının çanak kullanmadan Türkçe kanalları rahatlıkla izleyebilmelerine olanak sağlaması. Avrupa’da artık ev internet bağlantılari 250 megabite gücüne ulaştığı için, internet üzerinden televizyon yayınları çok rahat izlenebilmektedir.

IPTV yasak mı? Aslında IPTV yasak değil, bunu yasal yollardan izlemek mümkün. Belli sunucular var, bu sunuculara abone olunursa, ister Avrupa’daki, ister Türkiye’deki bu hizmetleri veren ve “şifreli kanallar” da denilen paketler üzerinden rahatça izlenebiliyor. Ancak, yine uzmanlara göre, sorun bu değil. 

SORUN NE?

Kendilerine bu durumu sorduğumuz uzmanların yaptıkları açıklamalar özetle şöyle: 

“Asıl sorun, Avrupa’da belki milyonlarca hanenin izlediği IPTV sunucuları. Bunlar müşterilerinden yıllık abonelik parası alıp, kullandıklari paketlerdeki kanallara telif hakkı ödemeden yayın yapıyorlar. Hem de belki 4-5 bin TV kanalının evden izlenmesini sağlıyorlar. Şifreli veya şifresiz tüm kanalları, kodları kırılmış olarak izleme imkânı doğuyor. Türkiye’deki ve Avrupa’daki tüm lig maçları,  vizyondaki sinema filmleri ve güncel diziler ücretsiz yayınlanıyor. 

Ortada piyasa ve fiyat farklılaşmasından doğan “verimli bir sektör” var: Normal yasal paketlerde sadece vizyona yeni girmiş gişe rekorları kıran tek bir filmi izlemek için  bile 3-5 avro bir para ödemek gerekiyor. Ya da örneğin Alman liglerini izlemek için ayda 20-30 avro vermek gerekiyor. Bunlar dışında Türk kanallarını yasal bir şekilde sunan IPTV sunucuları da yaklaşık 10 adet Türkçe TV kanalına ya da Rusça, İtalyanca vs. televizyon paketlerine ayda 10 avro gibi bir ücret alıyorlar. Yasal olmayan IPTV sunucuları ise, yılda sadece 50 ile 100 avro arası ücrete insanın aklına gelen şifreli şifresiz sinema, spor ya da ana kanalların hepsini evlere getirebiliyor. İşte bu “alacakaranlık bölgede” yasaları zorlayan bir sektör doğmuş oluyor. 

BAŞA ÇIKILAMIYOR

Özellikle son yıllarda Smart TV denilen akıllı televizyonların yayılması ile artık “Receiver” (alıcı) ihtiyacı olmadan televizyonların içine Smart TV bölümüne sadece sunucunun linki yüklenerek bu hizmete ulaşmak hem hızlandı hem de kolaylaştı. Ne kanallar ne de devlet bununla başa çıkabiliyor. Geçtiğimiz yıl eylül ayında Europol ve Eurojust işbirliği ile Hollanda, Fransa, Almanya, İtalya, Yunanistan ve Bulgaristan’da güvenlik güçlerinin de destek verdiği Black IPTV (Korsan IPTV) operasyonu ile 200 adet “Pay TV” (ücretli televizyon) kaçak sunucusuna ulaşılmış, korsan yayın “server”leri programlayan ve pazarlayan 25 şüpheli gözaltına alınmıştı. 

Piyasadaki bazı pazarlama şirketleri, belli bölgelerde oturan yabancıların ve örneğin Türklerin adreslerini, cep telefonlarını, e-maillerini saptayıp satabiliyorlar. 'Kriminal enerjisi' yüksek bazı çevrelerin bu adreslere yönelik 'vur-kaç operasyonları' düzenlemesi de bu sayede mümkün olabiliyor. 

IPTV teknolojisi ile televizyon izlemek yasak değildir. Fakat IPTV ile yasadışı, telif ödemeden yayın  yapmak ve bu yayınları izlemek yasal değildir ve doğru da değildir. Bazı Pay TV şirketleri dedektif tutarak kafelerde, bistrolarda ya da oyun salonlarında kaçak kullanımın önüne geçmek için kullanıcıları tesbit edebilmektedirler, ama evinde özel olarak kullanan kullanıcıların tesbiti ancak sunucuların kullanıcı IP’lerini vermesi ile mümkün olabilir. 

Sonuçta, her durumda, bu yollanan mektuplar dolandırıcılıktır, şantajcılıktır, çünkü mektup yollayan şirketler yasal şirketler değillerdir. Adreslerinde bulunmuyorlar. Dolayısıyla, kaynağı belli olmayan bu tür mektuplar ve yazışmalar ciddiye alınmamalıdır. Ancak hukuki yardım için de bu tür sorunlarda uzman bir avukata danışmak mümkündür.”

+49 - FRANKFURT

FOTO: Jonas Leupe / unsplash.com