OKTAN ERDİKMEN - AKP iktidarı, her seçim öncesi olduğu gibi kasıtlı bir ayrıştırmacı dil kullanıyor.

İktidarı eleştiren ve yerel seçimlerde kendilerine oy vermeyen herkesi terörist ilan ederek, kitlelerini konsolide etmeye ve bir seçim daha atlatmaya çalışıyorlar.

Bunu yaparken, sürekli yalan söyleyen ve artık komik duruma düşen yandaşlar, hala bir ölçüde destek bulmaya devam edebiliyor.

Aslında her sene yollara çıkacak denilen yerli arabanın bir türlü ortada görülmemesi, yerli uçağın sürekli ertelenmesi, yargı bağımsızlığı, IMF’ye borç verme ve ekonominin süper olduğu hikayelerine kimse inanmıyor.

Ancak bir grup insan, bugüne kadar yapılanlara şu veya bu şekilde göz yumduğu için, hatasını görmemekte bir süre daha direnmeye çalışıyor.

Okulda, kahvede, iş yerinde arkadaşları suçlarını yüzlerine çarpmasınlar diye, mecburen bu yalanlara inanır gibi yapıyorlar. Mahcup olmamak için yüzleşemiyorlar.

Azımsanamayacak sayıda Alman, Stalingrad yenilgisinden sonra bile Hitler’i destekliyordu. Rusların Berlin’e girmesini bile, Führer’in bir taktiği sananlar vardı.

Bugün de, her alanda dibe çökmemizi görmezlikten gelen, Nazilerin İkinci Dünya Savaşı’nı beka savaşı olarak yansıttıkları gibi (der Schicksaalskampf des deutschen Volkes) yerel seçimleri milletin kaderiyle ilişkilendirmeye çalışanlar var. 

Nazi Almanyasında, Führer’in ağzından çıkan sözler kanun yerine geçerdi (Führerworte haben Gesetzeskraft). Bugün de yasalara ve etik değerlere değil, bir yerlerden gelecek talimatlara göre hareket edenler var.

Ancak kimseden korkmadan, emir ve talimat almadan, kendi çıkarlarına aykırı olsa bile, doğrunun, iyinin, aklın gerektirdiği gibi davranan dürüst, onurlu ve namuslu insanlar da var.

Ve onlar, eninde sonunda kazanacaklar...