Adnan Hoca bahanesiyle internet sansürü

Adnan Hoca bahanesiyle internet sansürü

Hükümet, 15 senedir dansöz oynatan Adnan Hoca’yı şimdi bahane edip, tüm interneti kontrol altına almak amacıyla bir torba yasa hazırlıyor. Anlaşılan, 2019’da her ne pahasına olursa olsun iktidarı bırakmamaya çalışacaklar.

OKTAN ERDİKMEN - KHK'larla ve torba yasalarla Saray’dan yönetilen ülkemizde, geçtiğimiz günlerde yeni bir torba yasa hazırlandı. Tasarıya göre, internet üzerinden video yayımlayan platformlar artık RTÜK denetimine alınacak. Netflix, Youtube gibi video altyapısı sunan şirketler başta olmak üzere, birçok sosyal medya mecrası bu düzenlemeden etkilenecek.

Bu yeni düzenlemenin dini programlarda dansöz oynatan Adnan Oktar cemaatinin internet televizyonuna karşı alındığı izlenimi yaratılmak istendiği için, bunca yıldır bu cemaate karşı tek bir söz söylemeyen Diyanet İşleri Başkanlığı, birden harekete geçerek kedicikleri hedef tahtasına oturttu. Yandaş yayın organları, hemen bu televizyon hakkında RTÜK’e çok şikayet gittiği ancak düzenlemeler nedeniyle ceza kesilemediğini haber yapmaya başladı.

Önce, bir KHK ile darbe girişimi ve devamı niteliğindeki eylemlerde işlenen suçlara karşı yargı muafiyeti getirildi. Tüm tepkilere rağmen, bu düzenleme 15 Temmuz darbe girişimiyle sınırlı tutulmadı, ucu açık bırakıldı. Sonra, Erdoğan’ın artık anketlere güvenmediği ve artık anket yapılmayacağı açıklandı. Şimdi de Adnan Hoca’nın internet televizyonu bahane edilerek, tüm internet platformlarını denetime bağlayan bir torba yasa hazırlandı.

Bunun adı, iktidardan düşeceğini anlayan bir yönetimin açık ve net bir şekilde sansür uygulamasıdır. Aksi durumda bir savcı soruşturma açar, Adnan Hoca’nın televizyonunu kapatırsınız. Emin olun arkasında o cemaatin dışında tek bir kişi bile durmaz ve kamuoyundan da hiçbir tepki gelmezdi.

Burada 2 soru ortaya çıkıyor. Birincisi, iktidar onlarca televizyonu ve gazetesi varken, neden durup dururken internet sansürüne girişiyor? İkincisi de bunu ne ölçüde başarabilir, teknik olarak bu mümkün mü?

Birinci sorunun cevabı basit. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve AKP üst yönetiminin, iktidarda kalmaktan başka bir şansları yok. Bu nedenle, olası YSK dalaverelerine itiraz edecek olan ve her geçen gün artan bir etkiyle yayın yapan internet televizyonlarının sesini kesmesi gerekiyor.

Peki iktidar bunu başarabilir mi, yani interneti teknik olarak kontrol altına alabilir mi?

Bütün ülkenin takip altına alınabileceği, dolayısıyla anonim kalınarak bir yazı yazmanın veya twit atmanın mümkün olmayacağı bir düzen, diktatörlerin en büyük hayallerinden biridir.

Bu durumun teknolojik olarak mümkün olduğunu görüyoruz. Örneğin Çin’de dünyaca ünlü sosyal paylaşım sitelerinin muadilleri vardır ve internet bütünüyle takip edilebilir. AKP hükümetinin de bu çerçevede, Çin gibi bir kontrol mekanizması kurmaya çalıştığı ve yabancı firmalarla görüştüğü biliniyor. Ancak, karşı yönde de bir gelişim var ve sürekli açık kaynak kodlarla yeni platformlar üretiliyor.

Peki internet tamamen kontrol altına alınabilirse, bir ülkede otoriter yönetimin devrilmesi engellenebilir mi?

Bilgi teknolojilerindeki gelişmelerin Arap baharı hareketlerindeki etkisini araştıran Chris Edmond’a göre devrim, ancak insanların inancı ‘revolting’ diktatörün gücünü aşarsa başarılı olabilir. 

Dolayısıyla diktatörler ne kadar sansür uygularlarsa uygulasınlar, interneti ne kadar kontrol altına alıp, ne kadar gazete ve televizyonu kapatıp, ne kadar gazeteciyi hapse atarlarsa atsınlar...

Yeterli sayıda insan karşı çıkarsa, kaybetmeye mahkumdurlar.

 

Oktan Erdikmen'in diğer yazıları için tıklayınız.

HABERE YORUM KAT
1 Yorum