OKTAN ERDİKMEN - Yeni yıldan itibaren Türkiye’de naylon torbalar, Avrupa’nın birçok ülkesinde olduğu gibi paralı yapıldı.

En ucuzu 25 kuruşa satılan poşetlerin 10 kuruşu markete, 15 kuruşu ise devlete gidiyor.

Nerede bir metrekare yeşil alan görse gökdelen dikmek için harekete geçen, Üsküdar'da sırf villa yapmak için camiyi bile yıkan AKP, bu adımı çevrecilik adına attığını ileri sürse de, kimse inanmıyor.

Geçtiğimiz günlerde Türkiye’de bir markette 300 liralık alışveriş yapan vatandaş, 25 kuruş vermemek için aldıkları ürünleri kucaklayıp götürdü. Kasiyer de peşinden, “Ürünlerin fiyatı altı ayda yarı yarıya arttı. Kimse ses çıkarmadı. Bu 25 kuruşa isyan ediyorlar” dedi.

Bunun sebebi, 25 kuruşun gözümüzün içine sokularak alınmasıdır.

Türkiye’de, Almanya’daki GEZ benzeri bir TRT vergisi alınıyor. Ancak bu elektrik faturalarının içine gömülerek yapıldığı için, kimse ses çıkarmıyor.

TRT, Almanya’da olduğu gibi, 3 ayda bir vatandaşın hesabından para çekse, o zaman büyük tepki olurdu.

Bazı şeyler gözümüzün içine sokulmazsa, ciddiye almıyoruz.

Bu nedenle birileri, apartman dairelerine, top sahalarına, mezarlıklara, lojmanlara sinsice sahte seçmen kaydı yapıyorlar.

100 yaşın üzerinde 6389 seçmen kaydedildi.

165 yaşında ilk kez oy verecek olan bile var.

Bir dairede 2-3 bin seçmen çıkıyor.

"Daire ilçe yapılsın" esprisine gülüyoruz.

Oysa ortada gülecek bir şey yok.

Ülkenin dört bir yanından torba torba sahte oy çıkmasına, 25 kuruşluk naylon torba kadar tepki gösterilmiyor.

Kendilerini dindar zanneden bir grup hırsıza karşı, dinsizlikle suçlanan dürüst insanlar, yine de millet iradesini korumak için çırpınıyorlar.

Bu da geçer ya Hu!