İslam Konseyi: Macron’un tavsiyeleri bir şans

İslam Konseyi: Macron’un tavsiyeleri bir şans

Fransa İslam Konseyi Başkanı Oğraş, Cumhurbaşkanı Macron’un yeni dönemde verdiği tavsiyelerin bir şans olduğunu belirterek “Daha önceki Cumhurbaşkanı dini konulara karışmıyordu" dedi.

PARİS - Fransa İçişleri Bakanlığı’nın himayesinde kurulan Fransa’da tek ve en büyük Müslüman kuruluşunun Genel Başkanı geçtiğimiz günlerde Türk kökenli Fransız vatandaşı Ahmet Oğraş oldu.

Oğraş, Türk kökenli bir vatandaşın böyle bir görevi devralmış olmasının gerek siyasi çevrede gerekse Fransız basını tarafından büyük dikkat çektiğine değindi.

Oğraş, Fransızların bu konudaki tutumunun kendilerine özel bulmadıklarını ifade ederek,  “Bu tutumlarını normal buluyoruz. Fransa’da, İslam’la, göçmenlerle ve yabancılarla ilgili hemen her konu dikkat çeker ve gündem olur, aynı zamanda da Fransız halkının gerçek sıkıntılarını unutturur.” dedi.

Yurt dışında Türkiye’ye karşı bilinçli bir kampanya yürütüldüğüne vurgu yapan Oğraş “Bugün biliyorsunuz dünya çapında Türkiye’ye ve halkın seçmiş olduğu Cumhurbaşkanı’na karşı bir kampanya yürütülüyor ve herkes bu kampanyadan kendi çıkarları uğruna bir şekilde yararlanma çabası içinde. Fransa’da da bu tutum gayet de başarılı bir şekilde kendini gösteriyor. Biz bu konuda ne yapmamız gerektiğini biliyoruz ve görevimizi yapacağız. “dedi.

Oğraş, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un katıldığı iftar yemeğinde Fransa İslam Konseyi yeni dönem başkanlığını kendisine devrederek noktayı koyduğunu ve özellikle üç konuda önerilerini sunduğunu, Fransa İslam Konseyi’nin Müslüman halk ve dernekler tarafından yeteri kadar tanınmamasından dolayı  bu konuda daha çok çalışma yapmaları gerektiği, radikalizm konusunda gerekenin yapılması durumunda kendilerine destek olacaklarını, son olarak da imam hatiplerin ve dernek başkanlarının yeterli eğitimi almalarını sağlamaları gerektiğini önerdiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Macron’un yeni dönemde verdiği tavsiyelerin bir şans olduğunu belirterek “Daha önceki Cumhurbaşkanı dini konulara karışmıyordu, İçişleri Bakan’ının daha fazla yaptırımları vardı ve o dönemde maalesef Fransa’daki şaibeli olaylardan dolayı gündem de çok kötüydü. Zor bir dönem geçirdik ve bu zor dönem sadece Fransa’ya mahsus değildi, Avrupa çapında süregelen sıkıntılı bir süreçteyiz”

Oğraş ayrıca Türkiye ve Erdoğan eleştirilerini, Moliere ve çağdaşı yazarların Osmanlı dönemi eleştirilerine benzetti, Fransız edebiyatında özellikle Moliere gibi yazarlar dikkatle incelendiğinde Osmanlı’daki sorunları eleştirirken aslında Fransa’daki sorunları, kralı ve sistemi eleştirdiklerini, bunu direk olarak ifade edemedikleri için Osmanlı’yı örnek olarak kullandıklarını gördüklerini dile getiren Oğraş “içinde bulunduğumuz dönem Türkiye ve Erdoğan eleştirilerinin de bu şekilde olduğuna inanıyoruz” dedi.

Oğraş, özellikle Fransa’daki durum göze alındığında “İslamofobi” kelimesinin kullanımını doğru bulmadıklarını, söz konusu olayın İslamofobiden ziyade Müslüman karşıtlığı olduğunu belirterek “Kadın, erkek gözetmeksizin Müslümanlara karşı bir tavır alınmış durumda, ve bu ırkçılıktır.” Oğraş, Bu alanda mücadele edeceklerini ve farklı kesimlerden daha büyük destek göreceklerine inandıklarını, İslamofobi kelimesinin sık kullanıldığı taktirde destek kaybedebileceğinin de altını çizdi.

Fransa’da her vatandaşın istediği dine inanma ya da inanmama özgürlüğü var.

Oğraş “Fransa’da her vatandaşın istediği dine inanma ya da inanmama özgürlüğü var. Ve bu özgürlük anayasa tarafından garantiye alınmış durumda. Biz de bu alandaki mücadelemizi bu özgürlüğümüze dayanarak yapacağız. Arkadaşlarımız gerekli gözlemleri ve incelemeleri yaparak, gerekli adımları atacaklar” dedi.

Fransa’daki ırkçılığın gittikçe normalleştiğini geçtiğimiz günlerde Creteil’deki camiye yapılan saldırıyı örnek vererek, Ermeni kökenli Fransız saldırganın tıbbi raporla akli dengesi yetersiz olduğu gerekçesiyle serbest kaldığını oysa buna benzer bir olay Müslüman ismi taşıyan bir vatandaş tarafından gerçekleştirilseydi “evi talan edilip, adı ve kişisel bilgileri deşifre edilir ve hemen terörist ilan edilirdi.” diye konuşan Oğraş,  Fransız halkının, Türk ve Müslümanlara karşı sahip olduğu tutumunun değişmesi için gerek siyasilerle gerekse basınla görüşerek çalışmalar yapmaları gerektiğini bu konuda bir imtihan verdiklerini de belirtti.

HABERE YORUM KAT