Türkiye EURO 2020'de beklentileri neden karşılayamadı?

Türkiye EURO 2020'de beklentileri neden karşılayamadı?

Türkiye A Milli Futbol Takımı, EURO 2020 A Grubu'nda İtalya ve Galler'den aldığı iki mağlubiyetle turnuvaya kötü bir başlangıç yaptı. Bu iki yenilginin ardından takım futbol yorumcularI ve futbolseverlerden sert eleştiriler aldı.

Oysa ki yerli ve yabancı futbol otoriteleri turnuva başlamadan önce Türkiye'nin şansının yüksek olduğu kanaatindeydi. Bunda en önemli gerekçe ise takım kadrosunun etkili ve genç oyunculardan oluşmasıydı.

Ancak iki maç sonunda oynanan kötü futbol ve gol atamadan alınan mağlubiyetler, kamuoyunda hayal kırıklığına neden oldu.

BBC Türkçe'ye değerlendirmelerde bulunan futbol yorumcuları ise oyunculara yönelik beklentinin çok yüksek tutulduğu görüşünde.

Spor yazarı Banu Yelkovan takımlara yönelik övgülerin de, yergilerin de daha geniş pencerelerden olması gerektiğini kaydediyor.

Yelkovan'a göre, Galler maçında kaçırılan pozisyonlardan birinin Türkiye adına golle sonuçlanması durumunda bugün bambaşka şeyler konuşulabilirdi.

Galler karşısında yenilen Türkiye'nin grubu ilk iki sırada bitirme olasılığı kalmadı. Türkiye bir üst tur için en iyi dört üçüncü takım arasına girmeye çalışacak.

Bu tür mağlubiyetlerin ardından hep üstyapının konuşulduğunu söyleyen Yelkovan, "İtalya için 2012 bir dibe vuruştu. Ama ondan sonra yaptıkları değişiklik bir yeniden yapılandırma. Altyapıdan üstyapıya bir şeyleri değiştiriyorlar" diyerek Türkiye'nin de bütünlüklü bir yapılanmaya gitmesi gerektiğini aktarıyor.

milli-takim.jpg

"CANER ERKİN'İ DE ALSAYDIK KEŞKE"
Spor yorumcusu Mert Aydın'a göre de oluşturulan beklentinin altı doldurulmadı. Futbolcuların kalitesiyle ilgili bir sorun olmadığını belirten Aydın, "Bizim çocuklara teknik şartlardan tutun da medyasına kadar sunduğumuz şey ne kadar altın?" diye soruyor.

Aydın sorunun turnuvada başarısızlığın ötesinde olduğunu ve Türkiye'de futbol dünyasının çağdaş futboldan geri kaldığını söylüyor:

"26 oyuncudan 15'i yurtdışında oynuyor. Türkiye'deki ile Avrupa'da sağlanan imkanlar arasında dağlar kadar fark var. Türkiye'ye eskiden yabancı teknik adamlar geliyordu. Türkiye'de hocalar da onlara karşı işlerini yapıyordu. Mesela bence Şenol Güneş de Fatih Terim de bundan faydalandı.

"Bizim teknik adamlarımızın futbol ve teknik bilgide geride olduğunu düşünmüyorum ama Türkiye liginde kısır bir oyun var ve dolayısıyla en iyi teknik adamlarımız da çağdaş pratikten biraz geri kalıyor."

Aydın'a göre Milli Takım, plansız bir futbol oynadı ve bu oyunda da eskisi gibi doğaçlama oynayan ve teknik direktörün yüzeysel taktikleri derinleştiren oyuncular kalmadı:

"Zeki'nin yaptığı acemi penaltı bile bu yüzden. Doğaçlama oynayacaktık madem, Caner Erkin'i de alsaydık keşke. Umut Meraş'tan daha fazla katkı sunardı. Bu rastgele oyuna Caner daha uygun. Adem Büyük'ü neden almadık? Bu işi yıllardır yapan adamlarla oynardık. Biraz sıkıntının buradan olduğunu düşünüyorum. Kuzey Makedonya turnuvanın en güçsüz takımı ama oyun planı olarak en zayıf takım biziz."

milli-takim-3-001.jpg

UEFA'nın takımlara ilişkin hazırladığı rehberde Türkiye takımında "İzlenmesi Gereken İsim", Fenerbahçe forması giyen Ozan Tufan olarak yazıldı.

Futbol yazarı Ali Murat Hamarat ise zamana ihtiyaç olduğunu vurguluyor:

"Evet avrupa'nın büyük liglerinde oynayan çok iyi oyuncularımız var. Ama bu oyuncuların bazıları bu takımlara geleli çok olmadı. Birkaç seneye ve turnuvaya ihtiyacımız var."

TURNUVANIN EN GENÇ TAKIMI OLMAK
Peki, Türkiye'nin turnuvanın en genç takımına sahip olmasının olumsuz etkileri oldu mu?

Tivibu Spor Editörü Rezzan Yetiş, futbolcuların genç olmalarının bir dezavantaj yaratmadığını düşünüyor. Yetiş'e göre takımda Hakan Çalhanoğlu, Burak yılmaz ve Mert Günok gibi yüksek tecrübeli futbolcular var ama en büyük sıkıntı futbolcuların bir arada yeterince oynamamış olmaları.

Yelkovan da eleştirilerin yaşa bağlanmasının yanlış olduğunu düşünüyor:

"Belki tecrübesizliğe bağlayabilirdim ama o da değil. Futbolcuların oynadıkları takımlar ve oralarda verdikleri mücadele ortada."

Hamarat ise takımdaki tecrübe eksikliğine dikkat çekerek turnuvaya çok tecrübeli oyuncularla gelinse dahi, Türkiye'nin turnuvalarda genellikle krizleri fırsata çeviremediğini dile getiriyor:

"2008'de bunun tam tersi olsa da, hep geriye düşerek yarı finale de gelsek, 2016'da ve şimdi 2020'de kriz anlarını çok iyi yönetemedik. Bu takımın genç olmasıyla alakalı değil yani. Daha çok genetik kodumuza işlenmiş gibi."

Şenol Güneş, ilk iki maçta yaptığı oyuncu değişikliği hamleleri sebebiyle eleştirildi.
'Güneş hamlelerde çok geç kaldı'

2-0'lık Galler mağlubiyeti ardından ise Teknik Direktör Şenol Güneş eleştirilerin odağındaydı.

Aydın, Güneş'e dönük en büyük eleştirinin takımın bir planının olmadığı değerlendirmesini yapıyor:

"Varsa da biz bulamadık. Defans mı yaptık, hücum mu? X'in yerine Y oynasaydı, bir şey fark etmeyecekti. Böyle oynayacaksak daha tecrübeli, genel taktiğe yön verebilecek oyuncular getirilebilirdi."

Hamarat, Güneş'in yaptığı oyuncu değişikliklerinin hüsrana sebep olduğunu vurgulayarak, "Orta saha oyuncularının, merkez oyuncuların değişiyor olması başlangıç planının yanlışlığını gösteriyor. Sonra gördüğümüz sahneler de müdahalelerin de doğru olmadığını işaret ediyor" diyor ve şöyle devam ediyor:

"Galler bizi bu kadar iyi çalışmışken, biz ise 'savunma yaparlar; bir iki uzun top atarlar; Bale ile gol arararlar' varsayımlarıyla sahaya çıktığımızı gördüm. Ne olursa olsun, Gigs'in şiddet davasıyla koltuğundan olmasının ardından emaneten takımın başına geçen Page, Güneş'i sahada mat etti."

Plan ve oyuncu değişikliklerinin haricinde kadro tercihlerinin de Güneş'in hataları arasında olduğunu belirten Yetiş ise, "Umut Meraş sakatlandı ama onun tek alternatifi olan Rıdvan kadroda bile değildi. Neden? Bunun bir açıklaması yok. Galler maçında İrfan Can Kahveci oyuna daha erken girebilirdi. Son on dakika oyuna girdi. Güneş hamlelerde çok geç kaldı" diyor.

"İHTİYAÇ DUYULAN TEK ŞEY PLAN"

Türkiye için henüz her şey bitmese de bundan sonraki işi mucizelere kaldı. A Grubu'nu ilk iki sırada bitirerek bir üst tura yükselme şansı kalmayan Türkiye, az da olsa hala en iyi dört üçüncü arasına girme ihtimalini elinde tutuyor.

İsviçre maçından alınacak bir galibiyet o yüzden hala çok önemli.

Ama spor yazarları iyi başlayan 2022 Dünya Kupası elemeleri de dahil gelecek turnuvalar için hala her koşulda bu turnuvadan dersler çıkarılması gerektiğini düşünüyor.

Türkiye'nin elinde iyi bir oyuncu havuzu olduğunu belirten Hamarat'a göre, marşların ve ucuz hamasetin değil planların anlaşıldığı, taktiğin konuşulduğu bir Milli Takım'ın yolu daha aydınlık olacak ve ihtiyaç duyulan tek şey, "plan".

Aydın Türkiye futbolunun medyasından itibaren en alttan en üste doğru bir futbol yapılanmasına ihtiyaç duyduğunu ifade ediyor ama bunun gerçekleşebileceği konusunda iyimser değil:

"Altyapı hocalarının liyakatle, doğru bir şekilde görevlerinin başına gelmesi lazım. Öyle olursa iyi bir takımımız olur. Biz de bu çocuklara şansa kazandık. Sistemin gayretiyle çıkan bir şey yok ortada. Sistemden birileri çıkmazsa, olmaz. Artık EURO bilmem kaç ruhu falan kalmadı. Ruh çağırarak bir yere varamayız."

Galler maçını Bakü Olimpiyat Stadı'nda takip eden Banu Yelkovan, son maçta bir mucizenin gerçekleşebileceğini dile getiriyor.

Yetiş böyle plana İsviçre maçı ile başlanmasının en doğru yol olacağını belirtiyor, Yelkovan ise iki maçta alınan başarısızlığın ardından "elbette" bir fatura kesileceğini ancak bu faturanın tüm Türkiye futbol kültürüne kesilmesi gerektiğini belirtiyor.

Türkiye, A Grubu'nun son maçında Pazar günü İsviçre ile Bakü'de karşı karşıya gelecek.

Turnuvada bir sonraki tur mucizelere kalsa da, Milli Takım'ın EURO 2008'de bu mucizeleri bir bir gerçekleştirdiğini hatırlatan Yelkovan sözlerini Türkiye Milli Takımı taraftarlarının arzusuyla sonlandırıyor:

"Son maçta da bir mucize olur mu? Olabilir, göreceğiz"

HABERE YORUM KAT