Türk'e ne derler?

Türk'e ne derler?

RIZA NUR - Celselerde dikkatimi celbetti. Fransız delegesi Barrere serçe parmağını iyice adeta birinci mafsalına kadar burnuna sokup karıştırıyor, çıkardığı...

RIZA NUR - Celselerde dikkatimi celbetti. Fransız delegesi Barrere serçe parmağını iyice adeta birinci mafsalına kadar burnuna sokup karıştırıyor, çıkardığı pisliği iki parmağı arasında yuvarlayıp fiske ile fırlatıyor. Bunu bu kadar zatın ve terbiyeli adamın arasında hep yapıyor. Curzon'un sağında ve yanında gayet dik, dik değiL arkaya mail, alnı ve burnu havada büyük bir gurur vaziyetinde oturuyor. Celselerde sigara içmek memnu değil. Barriere'in ufak ve kiraz çubuğu var, sigarasını da savura savura bununla içiyor, sık sık da hap yapıp celseye fırlatıyor. Bu adamın bu hali nedense sinirime dokundu. Muttasıl gözüme ilişiyor. Bir gün o hap yapıyor, ben de onun seyrine dalmışım, baktım, bana bakıyor, hem de hepsini gördüğümü anlamış nazarla bakıyor. Ben de tuhaf bir nazarla baktım. O da daha ziyade dik ve tuhaf baktı. Fakat hap yuvarlamaktan vazgeçmedi. Hapını fiskeledi ve parmağını yeniden burnunun deliğine taktı. Bu sefer görülüyordu ki bililtizam yapıyor. Kendi kendime dedim: "Bu diplomat hem münasebetsiz hem de münasebetsizliğinden yılmıyor." Bir kaç gün sonra gözüme ilişti. Baktım benim sağımda oturan Pazarola Hasan da hap yapıyor. Sağıma geliyor, Curzon ve diğer söz söyleyenler hemen umumiyetle solumda olduğundan yüzü daima sola dönük duruyor. Bu sebeple görmemişim. Demek Hasan hep yapıyormuş. Kim bilir şimdiye kadar yüz hastaneye yetecek kadar hap yapmış galiba. Hem nasıl yapıyor? Büyük bir hararetle belki parmağını Barrere'den daha fazla sokuyor. İkinci mafsalına kadar. Parmağı sanki artezyen kuyusu açan demir burgu gibi burnunu kazıp oyuyor, sanki beynine doğru yol açmak gayretinde. Hapını yuvarlıyor, yuvarlıyor merkezde bulunan Massigli'ye doğru havan topu mermisi gibi fırlatıyor. Hasan adeta müzakerenin verdiği sinir harbini burnundan alıyor. Bunu görünce yüzüm kıpkırmızı oldu. Alemden utandım. Ben eğer Hasan'ı evvelce görseydim Barrere'e bakar mıydım? Barrere'i görenler terbiyesiz pis adam derler fakat "Fransızlar böyledir" demezler. Bizim adımız çıktı, Avrupalılarca aşağı bir millet tanınmışız. Hasan'ı böyle görünce Hasan demezler "Türk Milleti böyledir" demişlerdir. Demek ki Barrere ve Hasan karşılıklı nargile içen ve dumanını puf puf ederek ciddi bir keyif yapar gibi hapı karşılıklı yapıyorlarmış. İçimden Barrere'e "bir sizden bir bizden" diye teselli bulmak istedim. Fakat galiba onun hapçılığını gördüğümü sandığı ve yüzümün pancar gibi olduğu gördüğü zamanki dik bakışı "Benim marifetime bakacağına yanındaki kendi sanatkarına baksana..." demek imiş. Şimdi de gözüm hep Hasan'a gidiyor. Mübarek hiç durmuyor, hep yapıyor. Bu kadar müzahrefat hiçbir burunda hatta çöp tenekesinde bulunmaz, bitmiyor. Demek ki itiyat olarak yapıyor. Bunda böyle kaba şeyler çoktur. Esasen dimağı normal olmayan bir insandır. Baktım ki fena: Otele dönünce İsmet'e söyledim. "Çirkin şey, söyle bir daha yapmasın" dedim. İsmet "ben söylemem, sen söyle" dedi. İsmet bu. Söyler mi?!! Böyle şey düşman peyda etmek demektir. Haydi Rıza Nur'un başına... Rıza Nur da böyle şahsi şey düşünmez, müstahaktır. Halbuki bu reisin vazifesi idi. Reislikte pek kıskançtır. Ama belalı işleri Rıza Nur'un başına sardırır. Nihayet Hasan'a "hap yapıyorsun, çok çirkin, Türklere ne derler? yapma" dedim. Yapmadı. Rıza Nur'un Anıları'ndan. Rıza Nur kimdir? Rıza Nur, Türkiye Cumhuriyeti´nin ilk eğitim bakanıdır. TBMM´de 1. ve 2. dönem Sinop milletvekilliği yaparak, Lozan görüşmelerine ikinci delege sıfatıyla katılmıştır. Daha sonra Atatürk ve İnönü ile arası açılan Nur, İzmir Suikastı Davası sonrası Paris´te yaşamaya başlamıştır. Ölümünden sonra yayımlanan anılarında Türkiye´nin kurucu kadrosuna hakaretler yağdıran ve kitapları Türkiye´de yasaklanan Rıza Nur´un, birtakım psikolojik rahatsızlıkları olduğu tahmin ediliyor. Hazırlayan: Taner Dikmen

HABERE YORUM KAT